1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Siber, Ankara’da çalıştaya katıldı
 Siber, Ankara’da çalıştaya katıldı

Siber, Ankara’da çalıştaya katıldı

Meclis Başkanı Siber, Ankara’da düzenlenen "Kıbrıs'ta Çözüm Sonrası Beklentilerin Karşılanması Çalıştayı" na katıldı “Çözüm kâğıt üzerinde, barış gönüllerde yapılır”

A+A-

 

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, "Kıbrıs'ta Çözüm Sonrası Beklentilerin Karşılanması Çalıştayı’nda yaptığı açıklamada, “Çözüm başka; barış başka. Çözümü liderler, barışı toplumlar yapar. Çözüm kağıt üzerinde, barış gönüllerde yapılır” dedi. Siber, çözüm sürecinde ve çözümden sonra aynı adada yaşayan iki toplumun birbirini anlamasının, geçmişin acı olaylarından ders çıkarmasının, kısaca barışmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Eğer toplumlar barışa hazır değilse, “kazan kazan” prensibiyle bulunacak en ideal çözümün dahi, referandumlarla karşılıklı onaylansa bile sağlıklı olmayacağını ifade eden Siber, o yüzden çözümden çok daha zor olanın barışa ulaşmak olduğunu, bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı. Meclis Başkanı Siber, çalıştayda yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ta çözüm yönünde hareketliliğin arttığı bu günlerde “Kıbrıs’ta Çözüm Sonrası Beklentilerin Karşılanması” konulu çalıştayın ayrı bir önem kazandığını kaydetti.

“Kıbrıs dendiği zaman ilk çağrıştırdığı sözcüklerden biri sorun...”

“Öncelikle, çoğunuzun ziyaret ettiği Kıbrıs Adasının ne denli güzel bir ada olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum sözlerime... Ama bu güzellik ne yazık ki bir sorun ile gölgeleniyor. Yıllardır!.. Yarım asırdan da fazla!.. Kıbrıs dendiği zaman ilk çağrıştırdığı sözcüklerden biri sorun... Kıbrıs ve sorun adeta birbirini tamamlayan iki sözcük... Çünkü 48 yıldır böyle anılıyor” diye konuşan Siber, 18 ay aradan sonra iki toplum arasında yeniden başlayan müzakerelerden tüm beklentilerinin bu sorunun adil ve kalıcı bir çözümle sonuçlanması ve Kıbrıs’ın artık bir sorun olarak değil de bir barış adası olarak anılması olduğunu söyledi.


“Kendi kimliğimizle uluslararası toplumun parçası olma umudu”

Kıbrıslı Türklerin, yıllardır çözümsüzlüğün getirdiği sorunlarla yaşamayı öğrendiğini ama hep umut ederek yaşadığını belirten Siber, “Bir gün kendi toplumsal kimliğimizle uluslararası toplumun bir parçası olma umuduyla, uluslararası hukukun bir parçası olma umuduyla çözüm ve barış yönündeki irademizi hep canlı tuttuk. Şunu da belirteyim varlık mücadelesi verdiğimiz yıllarda, gettolarda yaşarken de toplumu ayakta tutan yine hep bu inanç ve umuttu” dedi. Ambargo ve izolasyonlar altında yaşayan bir halkın, Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmayan bir devletin bireyinin bu durumdan ekonomik, kültürel ve psikolojik olarak etkilendiğini kaydeden Siber, şöyle devam etti: “Daha da önemlisi mevcut çözümsüzlüğün yarattığı durumdan dolayı gelecek belirsizliği yaşar. Belirsizlik, endişe demektir... Bu durumun gençlere yansıması da doğal olarak olumsuz olur...Aidiyet duygusu etkilenir, gelecekle ilgili bilinmezlik göç düşüncesini öne çıkarır... Bu nedenle, ulaşılacak adil ve kalıcı bir antlaşmayla tüm bu ambargoların, izolasyonların biteceği, uluslararası toplumun bir parçası olacağı düşüncesi ve çözüm sonrasının yaratacağı muhtemel olumlu süreç, Kıbrıslı Türk toplumunda çözüm isteği yönünde güçlü bir motivasyon yaratmaktadır.”

 

“Kendi kurumlarımızı ne kadar güçlendirirsek sürece pozitif ivme kazandırırız”

Siber konuşmasında ayrıca şunları kaydetti: “Bizler bu süreçte kendi kurumlarımızı ne kadar güçlendirirsek, bireyin ve dolayısıyla toplumun kendi ülkesiyle ilgili ve kendi kurumlarıyla ilgili aidiyet duygusunu ve özgüvenini o kadar yükseltmiş oluruz. Toplumun kendi kurumsal yapısıyla ilgili özgüvenin yükselmesi, çözüm sürecine pozitif bir ivme kazandıracağı açıktır. Çözüm sonrası da, bizi güçlü kılacak olan bir çözümün getireceği olanaklar yanında, yine kendi iç dinamik yapımız, etkin işlevsel kurumlarımız olacaktır. Halen mevcut yapımızla çözüm sonrasına kurumsal olarak ne kadar hazırız? Hazırlıklı olmak için ne gibi çalışmalar yapmalıyız? İşte bu soruların yanıtlarından yola çıkılarak yapılacak çalışmalar önemlidir.
Meclis Başkanı olarak görev aldığım günden bu yana şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Meclisimiz, yasama görevinin daha etkin olarak yerine getirilmesi, Meclis çalışmalarının daha verimli olması, yasalarımızın daha çağdaş hale gelmesi ve özellikle AB uyum yasalarının geçmesi konusunda titizlikle çalışıyor. Federal bir çözümden sonra da Federal Devlet çatısı altında kendi Meclisimiz, kendi yasalarımız, kendi kurumlarımızla var olacağımızdan, bizler çalışmalarımızı aynı hızla sürdürmek zorundayız.”

“Halkın temsilcilerine ister tanınmış olsun ister olmasın saygı gösterilmesi gerekir”

Çözüm iki toplum arasında olacağından ve Kıbrıs’ta iki toplumun varlığı uluslararası toplum tarafından da kabul edildiğinden, çözüm sürecinde Kıbrıs Türk toplumunun sesine ambargo uygulanmasını da anti demokratik bulduklarını ifade eden Siber, toplumların iradesini iktidarıyla muhalefetiyle yansıtan yerin kendi Meclisleri olduğunu söyledi. Siber, demokratik bir şekilde seçilmiş halkın temsilcilerine ister tanınmış olsun ister olmasın saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Meclis Başkanı Sibel Siber, bu yönde birçok parlamentolar arası birliklerde girişim başlattıklarını belirterek, “Çözüm yönündeki iradesi net olan bir toplumun temsilcilerinin uluslararası platformlarda en azından gözlemci üye statüsü verilerek dinlenmesi gerektiğinin altını çizmekteyiz” dedi. TAK

Bu haber toplam 1403 defa okunmuştur