1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. Rubin geliyor...
Rubin geliyor...

Rubin geliyor...

“Ban ikinci kemanı istemiyor…”

A+A-

“Rubin geliyor ama ortak zemin yok”


Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Eric Rubin’in, iki günlük bir ziyarette bulunmak amacıyla, dün itibariyle adaya geleceği haber verildi.

Kıbrıs Rum gazetelerinden Politis, “Rubin Ortak Zemin Olmadan Geliyor… Ortak Bildirinin Hazırlanmasında BM Güvenlik Konseyi Kararları, Downer Belgesi Aynı Zamanda Felsefe Farkı” başlıklarıyla yayımladığı haberinde, Rubin bugün adaya geliyor olsa dahi, geçtiğimiz hafta yapılan üç toplantı sırasında, ilk kez anlaşmazlıkların ve tarafların aşması gerekeceği korkuların ortaya çıktığını yazdı.

“Ortak metne varmaları bekleniyor”

Rubin’in ziyaretinin ortamı değiştirmesinin dışında, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasında, Ekim ayında bir görüşme yapılması olasılığının şimdilik görünürde olmadığını kaydeden gazete, tarafların müzakerecileri Osman Ertuğ ile Andreas Mavroyannis’in, önümüzdeki Çarşamba günü gerçekleştirecekleri görüşmede, ortak bir metne varmaları, ya da buna çok yaklaşmalarının beklendiğini anlattı.
Ortak metin üzerinde geçtiğimiz Perşembe günü de ilerlemeye varılamadığını ifade eden gazete, iki müzakerecinin, adada bulunan BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’in de yardımıyla, bu hafta nihai metne ulaşma çabası göstereceklerini kaydetti.


“Kıbrıs Rum tarafı ne istiyor”

Gazete yukarıdaki ara başlıkla yayımladığı haberinde ise, Rum kesiminin, sağlam bir müzakere zemini sağlama arzusu ile herhangi bir çözüm planının kabul edilmesine dair “karaltılar” olmaması gerektiği arasında hareket etmekte olduğunu yazdı.
Kıbrıs Rum kesiminin buna paralel olarak, “bütünsel bir yaklaşım” ileriye götürmekte olduğunu da kaydeden gazete, Rum kesiminin, bugüne kadarki görüş birlikleriyle ilgili olarak, Rum toplumuna kazanç sağlama çabasıyla, bütün müzakere başlıklarının birbirleriyle ilişkilendirilmesini istediğini anlattı.

Gazete, Kıbrıs Rum kesiminin ortak bildiri metniyle ilgili hedeflerini ise kısaca şöyle özetledi;

“1. Metin, Hristofyas hükümetinin karşı karşıya kaldığı maceralardan kaçınılması için, sağlam bir zemin üzerinde gerçekleşecek görüşmeler için tetikleyici olmalıdır.

2. Çözüm zeminin, artık Kıbrıslı Türklerin de kabul etmekte olduğu, bilinen özelliklerle yeniden teyit edilmesi; bir diğer ifadeyle bilinen özelliklerden kastedilen şey, BM’nin ilgili kararları temelinde, tek vatandaşlık ve tek uluslar arası temsiliyete sahip olacak, iki kesimli-iki toplumlu federasyon zeminiyle ilgili kabul görmüş formüldür.

3. Rum kesimi, dönüşümlü başkanlığın çıkarılmasından bu yana, diğer uzlaşıların çoğunu kabul ediyor ancak Downer belgesini bütünüyle çözüm çerçevesi olarak kabul etmiyor.

4. Bütün konuların müzakere masasında eş zamanlı olarak görüşülmesi için, Downer belgesine atıfta bulunulmadan, tüm başlıkların birbiriyle ilişkilendirilmesinin sağlanması. Rum kesimi Downer’in belgesini sadece basit bir referans metin olarak kabul ediyor.”

“Kıbrıs Türk tarafı ne istiyor”

Kıbrıslı Türklerin de çözüm için acele etmekte olduklarını yazan gazete, Kıbrıs Türk toplumunun geçmişteki muhalif seslerin ötesinde, Türkiye’nin himayesi olmadan, kendi siyasi konularının idaresini üstlenmesi gerektiğini artık kolektif olarak anladığını savundu.
Kıbrıslı Türklerin buna paralel olarak Kıbrıs Rum kesimi tarafından “absorbe edilme” korkusuyla karşı karşıya olduklarını kaydeden gazete, KKTC’deki bazı kesimlerin, Rumların doğrudan Ankara’yla görüşmesi olasılığını, gerginlikle karşıladıklarını belirtti.

Gazete Kıbrıslı Türklerin görüşlerini ise kısaca şöyle özetledi;

“1. Kıbrıslı Türkler, müzakerecilerin geçtiğimiz hafta gerçekleştirdikleri görüşmelerden de ortaya çıktığı üzere, iki kesimli-iki toplumlu federasyonu temelini bütün bilindik özellikleriyle kabul etmektedirler.

2. Ancak, BM Güvenlik Konseyi kararlarından hiçbirine, somut bir şekilde atıfta bulunulmamasında ısrar ediyorlar. Kararların çoğunun, çerçeveye açıklık getirmek yerine, bunu daha çok karıştırdığını savunuyorlar. Gerçek amaç, Rum kesiminin belirli sebeplerden dolayı atıfta bulunmakta olduğu bazı kararların maddeleriyle ilgili taahhütten kaçınmaktır.

3. Kıbrıs Türk tarafı bütünsel yaklaşımı reddediyor ve yalnızca Downer belgesinde yer alan görüş birliklerinin teyit edilmesi karşı önerisinde bulunuyor. Gazeteye konuşan Kıbrıs Türk kaynakları, varılan uzlaşıların incelenmesinin, bir veya iki aylık bir zaman zarfında gerçekleşebileceğine dair değerlendirmede bulundular.

4. Uzlaşıların hızlı bir şekilde gözden geçirilmesinin akabinde, Türk tarafı, nihai noktaların düzenlenmesi için, Ocak ayınca çok taraflı konferansa geçilebileceğinde ısrar ediyor.”

“Anlaşmazlıklar”

Gazete, iki taraf arasındaki en önemli anlaşmazlıkların ise, BM Güvenlik Konseyi kararlarının referans alınmasına, aynı zamanda uzlaşıların kabul edileceği ve geriye kalan anlaşmazlıkların çözümleneceği yönteme bağlı olarak, Downer belgesinin oynayacağı role odaklanmakta olduğunun görüldüğünü kaydetti.
BM kararlarıyla ilgili olarak, Kıbrıs Rum kesimini bütün kararların değil, koşulları belirleyen bazı kararların ilgilendirdiğini ifade eden gazete, buna örnek olarak siyasi eşitliği gösterdi ve ilgili kararın da belirlediği gibi, bunun sayısal eşitliği de kastetmediğini belirtti.
Bunların “eski müzakere oyunu” çerçevesinde, Kıbrıs Türk tarafının kaçınmak isteyeceği ifadeler olduğu iddiasında bulunan gazete, doğal olarak Kıbrıs Türk tarafının, belirli kararların istisna kabul edilmesini isteyemeyeceğini ekledi.
Varılan uzlaşılar ve Downer belgesiyle ilgili olarak ise, bu uzlaşıların çoğunun iki tarafça da kabul edildiğinin altının çizilmesi gerektiğini ifade eden gazete, geriye bazı noktaların çözümlenmesinin kaldığını kaydetti.

Gazete, desteklenen şeyin, müzakerelerin uzlaşıların gözden geçirilmesi noktasına varabilmesi için, yöntemle ilgili zorlukların aşılması olduğunu ekledi.


“Ban ikinci kemanı istemiyor”

Kathimerini gazetesi ise yukarıdaki başlıkla yayımladığı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, AB’nin sürece daha doğrudan katılımı ve Avrupa koordinatörü atanmasına dair önerisinin, BM tarafından büyük bir çekinceyle karşılandığını haber verdi.
Önerinin Anastasiadis tarafından Ban’a iletildiğini yazan gazete, BM Genel Sekreteri Ban’ın buna, Türkiye’nin AB üyesi olmadığı gerekçesiyle karşı çıktığını belirtti.

Bununla birlikte BM Genel Sekreterliğinin, AB’nin sürece daha doğrudan katımlıyla ilgili olarak, bir müddettir ciddi kaygısını ifade ettiğini kaydeden gazete, Genel Sekreterliğin, BM’nin Kıbrıs sorunu çözüm sürecindeki rolünün indirgendiğini düşündüğünü ifade etti.
İyi bilgi edinmiş kaynaklara dayanarak, BM Genel Sekreteri Ban’ın, bir dizi Avrupalı liderle yaptığı görüşmede, konuyu gündeme getirdiğini ve kaygılarını ifade ettiğini yazan gazete, Ban’ın aldığı yanıtların, AB’nin, Genel Sekreterin iyi niyet misyonunu desteklediği ve istediği her şeye yardımcı olmaya hazır olduğu şeklinde olduğunu iletti.

Gazete, Atina’da Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile görüşen Aleksander Downer’in, Türk tarafının AB’nin süreçteki rolünün yükseltilmesine dair itirazlarını Venizelos’a ilettiğini de ekledi.

Haravgi: “Müzakere temelini fırlatıp attılar, başka arıyorlar”

Haravgi gazetesi ise yukarıdaki başlıkla yayımladığı haberinde, Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in çevresine yakın bir kaynağın, kısa zaman önce gazeteye “üzerinde mutabakata varılan şeyler üzerinde uzlaşıya varılması gerekeceğini söylediğini” haber verdi.

Haberde ismi belirtilmeyen kişinin, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için perde arkasında neyin sağlanmasının tasarlandığını bilecek pozisyonda olduğunu kaydeden gazete, devamla hükümetin bir yandan içteki ortaklarını memnun etmek için, Hristofyas-Talat döneminde üzerinde mutabakata varılan müzakere zeminini çöp kutusuna attığını, diğer yandan da üzerinde mutabakata varılan şeyleri kabul etmeyi istediğini ifade etti.
Kıbrıs Rum kesiminin, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile müzakere zemini arayışında olduğunu kaydeden gazete, Eroğlu’nun, tek egemenliğe sahip olacak olan federal devletle ilgili en önemli beyanatlardan birini hiçbir zaman kabul etmediğini anımsattı.

“Hristofyas-Talat ortak beyanatlarına yapılan göndermeler çıkarıldı”

Elde ettiği bilgilere dayanarak, hükümetin, BM Güvenlik Konseyinin (2114 sayılı) son kararından Hristofyas-Talat ortak beyanatlarına yapılan göndermelerin çıkarılmasını başardığını ve bunun sonucu olarak, müzakere temelinin yeniden görüşüldüğünü ve Rum kesiminin zor durumda kaldığını kaydeden gazete, hükümet çevrelerine dayanarak, kararın zayıflatılması çabasının, esas konularla ilgili görüşmenin devam etmesiyle ilgili başka konulara da dokunduğunu ekledi.

Bu çabanın, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin engeline takıldığını da kaydeden gazete, hükümettekilerin bu hareketle, müzakere zeminini fırlatıp attıklarını ve şimdi de diğer tarafla üzerinde mutabakata varılanlar konusunda uzlaşıya varmayı istediklerini belirtti.
Mavroyannis ile Ertuğ’un bugüne kadarki görüşmelerinden, bunun zor bir şey olduğunun görüldüğünü de ifade eden gazete, elde ettiği bilgilere dayanarak, BM’nin bu gelişme karşısında çılgına döndüğünü de ifade etti.
Gazete, hükümetin Downer belgesini de çöpe attığını ekledi.
(tak)

Bu haber toplam 1293 defa okunmuştur