1. HABERLER

  2. SEKTÖR

  3. Over PRP’si ile Yumurtalık Gençleştirme: Menopoz Sonrası Gebelik Mümkün Mü?
Over PRP’si ile Yumurtalık Gençleştirme: Menopoz Sonrası Gebelik Mümkün Mü?

Over PRP’si ile Yumurtalık Gençleştirme: Menopoz Sonrası Gebelik Mümkün Mü?

Her buluş gibi, bu devrim niteliğindeki buluşun da tam olarak kesin bir tedavi yöntemi haline gelebilmesi için hala daha zamana ihtiyaç vardır.

A+A-

YENİDÜZEN ADVERTORIAL


Bilim insanlarının günümüz teknolojileri sayesinde ulaşmış oldukları bilgiler, bugüne dek tıp dünyasında bildiğimiz bazı gerçeklerin aslında tam da bildiğimiz gibi olmadığını gösteriyor. Özellikle konu insan biyolojisi olunca, sürekli yeni bilgiler karşımıza çıkıyor. İnsanlarda üreme fizyolojisi de bu buluşlardan ve devrim niteliğinde sayılan ilerlemelerden nasibini alıyor. İlk olarak 1970’li yıllarda tüp bebek tedavilerinin temeli atıldığı zaman, normal şekilde çocuk sahibi olamayan milyonlarca kişinin hayatları neredeyse bir günde değişti. Tüp bebek tedavileri geçtiğimiz yıllar içerisinde sürekli güncellenerek artık sorgulanmayacak bir başarı mertebesine erişmiştir. Bununla birlikte, tüp bebek tedavileri sayesinde geliştirmiş olduğumuz bilgi birikimi, bizlere üreme konusunda çığır açabilecek başka buluşları da beraberinde getirmiştir. Bunlarda bir tanesi, Over PRP’si metodu ile yumurtalık gençleştirme yöntemidir.

 

PRP, platele rich plasma, yani plaket yönünden zengin plazma anlamına gelir. Teknik olmayan terimler kullanacak olursak, kanımızın plazma adı verilen kısmında bolca plaket bulunmaktadır. Bu plaketlerin de insan vücudundanki en önemli görevlerinden biri, kan pıhtılaşmasını sağlamasıdır. Pıhtılaşma, plaketlerde yer alan ve trombosit faktörleri olarak bilinen yapılar sayesinde mümkün olmaktadır. Aynı zamanda, damar yaralanması veya zedelenmesi gibi durumlarda da damarları koruma görevini plaketler üstlenir. Plaketlerin daha da önemli bir özelliği, hasarlı dokuları kolayca algılayabilmeleri ve onarım için bir miktar kimyasal salgılayabilmeleridir. Plaketler hem hücre yenilenmesi, hem de doku onarımı için önemli olan ‘büyüme faktörleri’ yönünden oldukça zengindir. İşte bu özellik, yumurtalıklarda var olduğunu bildiğimiz, ama rolünü tam olarak anlayamadığımız kök hücrelerin aktif hale getirilmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Yumurtalıklarda durağan olarak yaşayan bu kök hücrelerin aktifleştirilip birer yumurta hücresine dönmeleri için gerekli şartların sağlanması, menopoz sonrasında bile kadınların yeni yumurta üretimine sahip olabilmelerini sağlayan devrim niteliğinde bir buluştur.

 

Her buluş gibi, bu devrim niteliğindeki buluşun da tam olarak kesin bir tedavi yöntemi haline gelebilmesi için hala daha zamana ihtiyaç vardır. Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi’nin başhekimi Doç. Dr. Savaş Özyiğit’in 2012 yılında bu yönde başlatmış olduğu çalışmaları, şu an oldukça büyük bir yol katetmiştir. İlk olarak sadece PRP enjeksiyonu olarak başlatılan bu yöntem, daha sonrasında Dr. Özyiğit’in kendi geliştirmiş olduğu metodlar ile birleştirilerek şu anda başarısı oldukça yüksek bir yöntem haline gelmiştir. Özellikle prematür over yetmezliği olan, ve genç yaşta menopoza giren hastalarda neredeyse %70’ler üzerinde bir başarı söz konusudur. Menopoz sonrası ne kadar zaman geçerse, başarı ihtimali de o yönde azalmaktadır. Bunun üzerine de mevcut çalışmaları olan Dr. Özyiğit, kısa zamanda bu konu üzerine de açıklık getirmeyi hedefliyor.

 

PRP tedavisi KKTC ve Türkiye’de ilk olarak Dr. Özyiğit tarafından uygulanmış olsa da, popülaritesi arttıkça başka merkezlerde de yaygın halde uygulanmaya başlanmıştır. Fakat Dr. Özyiğit bu konuda bir uyarı yapıyor. PRP tedavisinin başarısı sadece plaketleri yumurtalıklara enjekte etmekten ibaret değildir. Yumurtalıklarda kök hücrelerin bulunduğu bölge iyice bilinmeli ve doğru hedef alınmalıdır. Ayrıca, PRP kandan alındığı şekli ile yumurtalıklara verilmemelidir. Büyüme faktörlerinin ilk etapta inaktif, verilmeden önce de aktif hale getirilmeleri başarı açısından oldukça önemlidir. Son olarak, ileri yaşlarda olan kadınlarda her ne kadar da büyüme faktörlerinin takviyesi bir hareketlilik getirse de, vücutta eksik olan diğer parametreler de göz önünde bulundurulmalı ve tedaviye eklenmelidir. Kısacası, bu tedavi oldukça bilimsel düzeyi yüksek bir tedavi olarak önümüze çıkıyor. Oldukça detaylı ve spesifik koşullar yerine getirilmedikçe, tedavinin başarılı olması da çok mümkün görünmüyor. Bu da, doğru merkez ve doğru doktorlar ile çalışılması gerektiğini gösteriyor.

 

Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi ile iletişime geçilerek Doç. Dr. Savaş Özyiğit ve ekibinden daha detaylı bilgi alınabilir.

Bu haber toplam 6565 defa okunmuştur