
OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR...
“Tekke Bahçesi’nde Şehitliğin sol arka köşesindeki bir kuyuya bazı Kıbrıslırumlar atılmıştı...”
Bir okurumuz şunları paylaşmak istediğini söyledi:
“Benim çocukluğum Tekke Bahçesi’nde geçti – evimiz oralardaydı ve b
“Tekke Bahçesi’nde Şehitliğin sol arka köşesindeki bir kuyuya bazı Kıbrıslırumlar atılmıştı...”
Bir okurumuz şunları paylaşmak istediğini söyledi:
“Benim çocukluğum Tekke Bahçesi’nde geçti – evimiz oralardaydı ve biz hep orada oynardık.
Tekke Bahçesi Şehitliği’nin sol arka köşesindeki bir kuyuya 1963 “kaybı” bazı Kıbrıslırumlar’ın atıldığını o dönemde o bölgede yaşayan herkes bilir. Hatta 1974’te burası hala tellerle kesikti. Orasının üzerine bina yapılmış olabilir. Eski haritalardan oradaki kuyunun yerini bulabilirsiniz.
Eğer Mağusalı ......’nin oğlu ........... hayatta ise, o da 1974’ü bilecek. 1974’te ölüleri o toplardı ve geceleyin Tekke Bahçesi’ne o ölüleri getirirlerdi, 74’te getirdikleri bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ı bu aynı kuyuya gömerlerdi. Üstüne da kireç atarlardı... Bu Kıbrıslırumlar’ın ölülerini 1974’te sadece geceleyin o kuyuya atarlardı... Dediğim gibi burası tellerle kesikti, şehitliğin sol arka köşesinde.
Burası bir zamanlar Mevlevi Tekkesi’ne ait bir bahçeydi ve o kuyu da sanırım bir su kuyusuydu... Çok derin olduğu anlatılırdı.
Eminim eski kayıtlardan bu su kuyusunun yerini bulabilirsiniz... Dediğim gibi bu kuyuya hem 63’te, hem 74’te “kayıp” Kıbrıslırumlar gömüldü...”
Bir başka okurumuz ise bu konuda duygularını şöyle yazdı:
“Madem ki bir Kayıplar Komitesi var bu konunun da açığa çıkması gerekmez mi? O dönemde buraya da gömülenlerin olduğu komiteye bildirilmesi gerekir diye düşünüyorum.Bu insancıl bir konu. Her kim olursa olsun bir ailesi, sevenleri mutlaka vardır ve hala yolunu gözlüyorlar. Ölü veya diri akibetini öğrenmek onların da en doğal hakkı. Konuyu bilenlerin bildirmek görevleri...İnşallah komite bir sonuç alır. 1963 Aralık ayındaki o acı günleri yaşayan biri olarak savaşın, çaresizliğin, yokluğun, acının ne demek olduğunu yaşadığım için artık adamızda silah sesi duymak istemiyorum.Ama bütün bu acılara bir sünger çekilmesi için daha çok yol katetmemiz gerekiyor....”
Okurlarıma paylaştıkları bu değerli bilgiler için sonsuz teşekkürler. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi olanların isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefondan beni veya 22-83607 numaralı telefondan Kayıplar Komitesi görevlisi Mine Balman’ı aramaya davet ediyorum.
POLİTİS
*** “Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum polisler 1963-74’te kaybolan ve ölenleri araştırıyor...”
“Maksat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin gözünü boyamak!...”
Lefkoşa, 5 Kasım 2012 (T.A.K): Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılmış başvurular nedeniyle Kıbrıslıtürk polisi ile Kıbrıslırum polisinin, 1963 ve 74’te kaybolan ve ölen Kıbrıslı Türkler ve Rumlar için cezai araştırma başlattığı haber verildi.
Politis haberi manşetten “Cürümler Şubesi ve Kıbrıslı Türkler 63 ve 74 Dosyalarını Açtı... Yakın Zamana Kadar Kayıp Olanlar Yüzlerce Kişi İçin Cezai Araştırma... Onlarca Kıbrıslı Türk ve Rum’un Hayatlarını Kaybetme Şartları On Yıllar Sonra Araştırılıyor. Ancak Özlü Sonuç Çıkması Ümidi Çok Az” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Gazete edindiği bilgilere dayanarak, bu konuda özel birim oluşturan Kıbrıslıtürk polisinin ve Kıbrıslırum polisinin araştırmalarının, AİHM’e yapılan başvurularla kısıtlı kalmadığını, kayıp kazılarında ortaya çıkarılarak kimlik tespitleri yapılan bütün vakaları kapsadığını yazdı, özetle şunları ekledi:
POLİTİS’E GÖRE ARAŞTIRMALAR AİHM’İN GÖZÜNÜ BOYAMAK İÇİN...
“Hareketliliğe ve dosyaların açılmasına karşın bu araştırmalardan özlü bir sonuç çıkması beklenmiyor. Bu sadece, vakalar üzerinden uzun yıllar geçmiş olması, bulgu ve şahitlerin yitirilmiş olmasından kaynaklanmıyor; araştırmalar AİHM’in gözünü boyamak için yapıldığından ve kayıplar konusunda karşılıklı sorumluluk yükleme oyunundan kaynaklanıyor.
TAŞKENT VE SANDALLAR’DA ÖLDÜRÜLENLER DE VAR
Edindiğimiz bilgilere göre Polis Genel Müdürlüğü Cürümler Şubesi kimlik tespitleri yapılan 66 Kıbrıslı Türk’ün dosyasını ele aldı. Bunlar arasında, 84 Kıbrıslı Türk’ün öldürüldüğü ancak tamamı bulunamayan meşhur Dohni (Taşkent) vakaları da var. Kimi bilgiler, Sandallar’daki toplu mezarda bulunan Kıbrıslı Türkleri de ekleyerek polisin araştırdığı Kıbrıs Türk dosyalarının sayısını artırıyor.
EROĞLU’NUN DİREKTİFİ...
Öte yandan şu anda Kıbrıslıtürk polisi, başvuruları AİHM’e ulaşan Kıbrıslırumlar’la ilgili araştırmalara başladı. Ancak Derviş Eroğlu başsavcılığa ve polise, araştırmaların kimlik tespiti yapılan ve sayıları 264’e ulaşan bütün vakaları kapsaması yönünde direktif verdi.
Kıbrıslıtürk polisinin Otonom Komite çalışmalarının tamamlanmasından sonra mezar alanlarında araştırmalar yapacağını söylüyor, aynı zamanda Otonom Komite’den fotoğraf ve adli veri talep etti.”
(TAK Ajansı Rumca Haber Bülteni’nden – 5.11.2012)

















