1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Nefret söylemi suç kapsamına alındı ancak yasalarda tanımı yapılmadı”
“Nefret söylemi suç kapsamına alındı ancak yasalarda tanımı yapılmadı”

“Nefret söylemi suç kapsamına alındı ancak yasalarda tanımı yapılmadı”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası’nın 2014 yılında beri faaliyete geçmediğine dikkat çekti, insan hakkı ihlalleri yaşandığını belirtti.

A+A-

Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası’nın 2014 yılında beri faaliyete geçmediğine dikkat çekti, insan hakkı ihlalleri yaşandığını belirtti.
17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü nedeniyle yapılan açıklamada,

“Erkek eşcinseller arasındaki ilişkiyi suç kapsamına alan İngiliz Koloni döneminden kalan yasa maddesi”nin 2014’ten yürürlükten kalktığı anımsatıldı, nefret ve ayrımcılık içeren üç fiilin de kapsamına alındığına dikkat çekildi.

“Tüm bunlar önemli gelişmeler olmakla birlikte, toplumsal dönüşümü gerçekleştirmek için yeterli değildir” denilen açıklamada, insan hakkı ihlalleri ile ilgili şu unsurlar sıralandı:

- Polis teşkilatı içerisinde LGBTİ+’lar şikayete gittiklerinde homofobik, bifobik ve transfobik tavırlarla karşılaşmakta, TOCED Yasası’na göre kurulan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Birimi, cinsiyet uyum sürecini tamamlamamış trans kadınların şikayetlerini yasada düzenlenmiş olmasına rağmen kapsam dışında bırakmaktadır.

- Nefret söylemi suç kapsamına alınmıştır ama nefret suçunun tanımı yasalarda yapılmamıştır. Bu sebeple uygulamada sorunlar yaşanmaktadır.

- Transların cinsiyetin hukuken tanınması hakkına erişimleri mevcut yasal düzenleme çerçevesinde keyfi ve hak ihlali niteliğindeki koşullara tabi kılmaktadır. Bunun yanı sıra keyfi ve farklı uygulamaları engelleyecek açıklıkta cinsiyet olumlayıcı sağlık hizmetlerine erişim hakkını düzenleyen bir yasal çerçeve bulunmamaktadır.

- Zorunlu askerlik hizmetinde muaf tutulurken veya hizmet gerçekleştirilirken yaşanan zorluklarda, bireylerin özel hayat hakkını ihlal eden homofobik ve transfobik bir yaklaşım sergilenmektedir.

- Gerek anayasadaki gerekse aile yasasındaki ve mirasa ilişkin düzenlemeler, heteroseksüel çiftlerin medeni birlikteliğini tanımakta ve ona göre pek çok hakkı korumaktadır. Sivil birliktelik hakkının olmaması, LGBTİ’ların ayrımcılığa uğramasına neden olmaktadır.

- Cinsiyetlendirilmiş mekânlar arasında bulunan cezaevi gibi kurumlarda (kadın ve erkek koğuşları), özellikle mahkûm veya tutuklu translar ciddi hak ihlâlleri ile karşılaşmaktadırlar.


Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi açıklamasında “Gökkuşağındaki tüm renklerin eşit ve özgür bir şekilde yaşayabilmesi ve insan haklarının sağlanması noktasında ayrımcılığın yapılmaması için izlenmesi gereken yol nettir. Bu alanda atılacak adımlarda, elimizden gelen katkıyı koymaya hazır olduğumuzu da belirtmek isteriz” görüşüne de yer verildi.

Bu haber toplam 1541 defa okunmuştur