1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Narenciye sektörü bilinçli bir şekilde batırmaya çalışılıyor”
“Narenciye sektörü bilinçli bir şekilde batırmaya çalışılıyor”

“Narenciye sektörü bilinçli bir şekilde batırmaya çalışılıyor”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Güzelyurt İlçe Başkanı Çağlar Gulamkadir, tüm sektörün bilinçli bir şekilde batırılmaya çalışıldığına dikkat çekti ve adına “hükümet” denen yapının her konuyu olduğu gibi bu konuyu da yönetemediğinin altını çizdi.

A+A-

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Güzelyurt İlçe Başkanı Çağlar Gulamkadir, tüm sektörün bilinçli bir şekilde batırılmaya çalışıldığına dikkat çekti ve adına “hükümet” denen yapının her konuyu olduğu gibi bu konuyu da yönetemediğinin altını çizdi.

Kanal Sim’de Serhat İncirli’nin sorularını yanıtlayan Gulamkadir, narenciye sektöründeki sorunları değerlendirdi.

“Sektörün tüm paydaşları darmadağın”

Çağlar Gulamkadir narenciyenin 70 milyon dolarlık bir hacme sahip önemli bir tarımsal ihraç ürünü olduğunu belirtti. Bu yıl “hükümet” edenlerin politikasızlığından dolayı ürünlerin dalında kaldığına vurgu yapan Gulamkadir, sektörün tüm paydaşlarının darmadağın olduğunu belirtti.  Bölgede çok büyük sıkıntıların yaşandığını söyleyen Gulamkadir, Türkiye ile yapılan 15 bin ton kota anlaşmasının sadece Mandora mandalin için mi yoksa, hasadı başlamak üzere olan Valenciayı da mı kapsadığını sordu.

“Bu raporlar ortaya çıktıktan sonra devlet girişim yapmalıydı”

Narenciyede bu yıl ilk olarak ağustos ayında Avrupa Akdeniz Bitki Koruma Örgütü tarafından yayınlanan bir raporda, “Yeşillenme” denen vektör böceğin, Kıbrıs’ın güneyinde tespit edildiğinin belirtildiğini hatırlatan Gulamkadir, bunun akabinde eylül ayında yinelenen raporda ise bu böceğin Limasol, Baf ve Larnaka’da tespit edildiğin ortaya koyulduğuna işaret etti. Gulamkadir, ocak ayında Türkiye’den gelen teknik heyetlerin sahada araştırma yaptığını ifade etti ve herhangi bir raporun henüz yayınlanmadığına dikkat çekti.

“Konuyla ilgili hiçbir adım atılmadı”

“İlk raporlar ortaya çıktıktan sonra, devlet üzerinde düşeni yapmalı, konuyu araştırmalı ve girişim yapmalıydı” diyen Gulamkadir, konuyla ilgili hiçbir adım atılmadığını dile getirdi. Gulamkadir, “Türkiye’den Akdeniz İhracatçılar Birliği bu rapora istinaden Kasım ayında, KKTC’den gelen ürünlerin enginar da dahil dökme şeklinde değil işlenmiş, ambalajlı ve etiketli şekilde gelmesi gerektiğini ortaya koydular” diye konuştu. Aralık ve ocak aylarında, kesim ekiplerinin bölgeye gelmeye başladığını vurgulayan Gulamkadir, hasat dönemine gelindiğini, “hükümet” edenlerin ihracat konusunda yaşanan sıkıntılara Rusya-Ukrayna savaşı gibi konuları bahane göstermeye başladığını kaydetti.

“Biz CTP olarak bölgede defalarca görüşmeler yaptık, süreci yakından takip ettik”

“Biz CTP olarak bölgede defalarca üretici birlikleri, ihracatçı birlikleri, kontraktörler ile görüşmeler yaptık, süreci yakından takip ettik” diyen Gulamkadir, ortak görüşün önce bu hastalık ve vektör böcekle ilgili durumun net bir şekilde raporlaması gerektiği yönünde olduğunu belirtti. “Bizler yapıcı muhalefet anlayışı ile hareket ettik ve her fırsatta birincil önceliğimizin bu ürünün dalında kalmaması, heba olmaması olduğunu belirttik” diyen Gulamkadir, Mısır, İspanya ve İsrail’de bu vektör böcek olmasına rağmen ihracat yapılabildiğini hatırlattı.

“Ersin Tatar bu işin neresindedir ve ne yapmaya çalışıyor?”

Ersin Tatar’ın konuyla ilgili Türkiye’deki yetkililerle görüştüğünü söyleyen Gulamkadir, söz konusu görüşme sonrası Türkiye’ye giden Tarım Bakanı ve Cypfruvex müdürünün orada tüm ihracatçıları aradığını iddia ettiğini belirtti. Ancak böyle bir görüşmenin tüm ihracatçılarla yapılmadığına dikkat çeken Gulamkadir, “Ayrıca Türkiye’deki ilgililere yanlış bilgi vererek bugüne kadar sadece 15 bin ton ürün alındığını söyleyerek ilgilileri yanıltmışlar ve kendi uyguladıkları kota ile adaya dönmüşlerdir” dedi. Tüm bu yaşananların ardından 15 bin ton kota anlaşmasını sadece iki ihracatçıya vererek geriye kalan ihracatçıların sürecin dışına atıldığını ifade eden Gulamkadir, “Aldıkları ürünler ellerinde kalmıştır. Bunun üzerine  sürecin dışında kalan diğer ihracatçılar KKTC Tarım Bakanlığından ihraç izni talebi yapmışlardır. Bakanlık ise ihraç izni vermemiştir” dedi.

“Sorun vektör böcek olsaydı 15 bin ton kotası da olmazdı”

“Tarım Bakanlığı ekibi bilinçli bir şekilde gidiyor ve kendi toplumuna ambargo uyguluyor. Sorun vektör böcek olsaydı, 15 bin ton kotası da olmazdı” diye konuşan Gulamkadir, “Gidecek olan 15 bin tonda bu böcek taşınamaz mıydı?” diye sordu. Türkiye’ye giden söz konusu ekibin 15 bin tonu telaffuz ettiğini belirten Gulamkadir, bilinçli bir şekilde sektörün batırılmaya çalışıldığına dikkat çekti.

15 bin ton kota anlaşması mandora içinmi yoksa valenciayı da kapsıyor mu?

CTP İlçe Başkanı Çağlar Gulamkadir esas sorulması gereken sorunun, “15 bin ton kota anlaşması sadece Mandora mandalin için mi yapıldı yoksa hasadı başlamak üzere olan Valencia ürününü de mi kapsıyor?” olduğuna dikkat çekti ve toplamda 130 bin ton rekolte olduğunun altını çizdi. Bu ürünlerin 55-60 bin tonunun Mandora, geriye kalan 55-60 bin tonun Valencia ve 10 bin ton kadarının ise dalından kesilen Limon, Greyfurt ve Yafa olduğuna işaret eden Gulamkadir, esas sorunun, 120 bin ton ürünün ne kadarının ihracata gidebileceği olduğuna değindi.  “Tarım bakanı sürekli bir şekilde sorun yok açıklaması yapıyor. Bölgede yaklaşık üç bin üretici, üç farklı üretici birliğine üyedir” diyen Gulamkadir, ocak ayında üretici birliklerinden birinin, Cypruvex’in taban fiyatı açıklaması için bir eylem yaptığını kaydetti. Gulamkadir, ton başına Mandora için 5 bin 500 TL, Valensiya için ise 6 bin TL fiyat açıklandığını anımsattı.

“CYPFRUVEX ne yapıyor? İki yıl üst üste bu sorun devam ederse tüm mandora ağaçlarını kesmek gerekecek”

Gulamkadir, “Sürekli sorun yok açıklamaları devam ederken Mandora hasat dönemi kısıtlı bir ürün olduğu için dalından düşmeye başladı. Bugüne geldi hala ihracattaki sorunlar aşılamadı. Rusya pazarı Mandora için çok önemli bir pazar ama oraya ulaşamıyoruz” ifadelerini kullandı. “İki yıl üst üste bu sorun devam ederse tüm Mandora ağaçlarını kesmek gerekecek” diyen Gulamkadir,  Türkiye’de yapılan “15 bin ton” anlaşmasında Cypfruvex’in bu anlaşmada olmamasına rağmen 10 bin ton paketlemeyi niye yaptığını, kimin adına yaptığını sordu. Gulamkadir ayrıca, KKTC’de yaşayan yerli işçilerin bir kısmının fabrikalara çağrılmadığını belirtti ve Cypfruvex’in öğrencileri çalıştırdığını da dile getirdi.

Üretici yine zararda

Tarım Bakanının en son, üreticinin dalında kalan ürününü tazmin edeceğini söylediğini hatırlattı. Gulamkadir, 5 bin 500 TL Mandora, 6 bin TL de Valencia üzerinden devletin tazmin etmesi durumunda da üreticinin yine kesim ekibi bulup söz konusu ürünleri kestirmek zorunda kalacağına dikkat çekti ve bunun bin 800 TL’sinin de kesim ücretine gideceğini kaydetti. Çağlar Gulamkadir, üreticinin tazmin edilse de söz konusu durumdan da kayba uğrayacağını dile getirdi.

“Yeşil hat önemli”

Ocak ayı ortalarında Ticaret Odası ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduklarını kaydeden Gulamkadir, Yeşil Hat üzerinden ihracat konusunda neler yapabileceğini, KTTO’nun yaptığı çalışmaları üreticiler ve Cypfruvex’i bilgilendirdiklerinin altını çizdi. Gulamkadir, Yeni kapılar, sektörün devamlılığı için çok önemlidir ifadelerini kullandı.

“Bölge halkı yok sayılıyor, sektör bile-isteye bitirilmeye çalışılıyor”

Gulamkadir, “Henüz sorunlar çözülmedi. Geçtiğimiz günlerde ihracatçılar birliği de eylem yaptı. Kısacası bu sektör bile-isteye bitirilmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı. Güzelyurt ve Lefke bölgesinin özelde en büyük sorununun gençlerin göçü olduğuna dikkat çekti ve temel yaşam hakkı olan sağlık sisteminden de bölge halkının mahrum bırakıldığını kaydetti. Gulamkadir, “Devletin mali kaynakları doğru kullanılmadığı için bölge halkı insanca yaşam hakkından mahrum ediliyor…” diye ekledi.

Bu haber toplam 5234 defa okunmuştur