
Mülkiyet kavgasında son mu?
Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nin 24 Eylül 2025 tarihinde açıkladığı bir karar, Ada’da çok ciddi sıkıntılara yol açan mülkiyetle ilgili tutuklamalara son verilmesinin ve Şimon Aykut ile diğer tutukluların serbest kalmasının yolunu açabilir.
Serhat İncirli
Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nin 24 Eylül 2025 tarihinde açıkladığı bir karar, Ada’da son günlerde çok ciddi sıkıntılara yol açan mülkiyetle ilgili tutuklamalara son verilmesinin ve Şimon Aykut ile diğer bazı tutukluların serbest kalmasının yolunu açabilir.
Stelios v. Sercem Construction davası
Kıbrıs Yüksek Mahkeme, 24 Eylül’de daha önce alt mahkemenin Stelios v. Sercem Construction davası ile ilgili olarak verdiği kararı onadı.
Sercem Cosntruction ve Sercem Developments mahkemeye verilmişti.
İki şirket ve yöneticileri, Kıbrıslı Rumlar tarafından, “mülklerimizi ele geçirdi ve üzerine inşaat yaptı” denilerek mahkemeye götürülmüştü.
Alt mahkemeyi Sercem şirketleri kazanmış, karşı taraf konuyu Yüksek Mahkeme’ye taşımıştı.
Emsal teşkil edecek
Yüksek Mahkeme’nin kararının özellikle inşaat sözleşmesi ve mülkiyet hakları alanında emsal teşkil etmesi bekleniyor.
Mahkeme, gerekçeli kararında taraflar arasındaki anlaşmazlığı değerlendirdi. Bu değerlendirmeyi yaparken, delil ve uzman görüşlerine dayalı bir yaklaşım benimsedi.
Siyasi baskıya ve tarihsel anlaşmazlıklara yer yok
Yüksek Mahkeme kararında, alt mahkemenin kararındaki hukuki belirliliğin prosedür ve delillere dayandığını saptadı, kararını, son derece şaşırtıcı bir şekilde, siyasi baskılar veya tarihsel anlaşmazlıklardan bağımsız olarak ortaya koydu.
Mülkler Türk kontrolündeki bölgede
Yüksek Mahkeme kararında dikkat çeken unsurlardan biri, dava konusu taşınmazların birçok kişinin mülkiyetinde olduğunun saptanması oldu.
Kararda ayrıca dava konusu mülklerin Türk kontrolünde bir bölgede bulunmasına vurgu yapılması da dikkat çeken konular arasında.
Mahkemeye göre bu durum yani mülklerin Kuzey’de olması karmaşık bir durum yaratıyor.
Eski tapu daireleri çoktan faaliyetlerini durdurdu
Mahkeme kararına göre Kıbrıs Cumhuriyeti, 1974’te adanın bölünmesinden yaklaşık on yıl sonra 1984 tarihli Mağusa ve Girne Kaza Tapu Daireleri (Geçici Hükümler) Yasası’nı çıkardı.
Bu yasanın 10. Maddesi (Yasa 44/1984) uyarınca, Kuzey’de kalan tapu dairelerinin 20 Temmuz 1974 (Girne) ve 15 Ağustos 1974 (Mağusa) tarihleri itibariyle faaliyetlerini durdurduğu kabul edildi.
Bu nedenle, söz konusu bölgelerde mülkiyet iddialarını ele almak için yeni arşivler ve prosedürler oluşturuldu.
Ortada kesin tapu senedi yok!
Bu yasaya göre, bu bölgeler için düzenlenen herhangi bir “Mülkiyet Belgesi” kesin bir tapu senedi değil, yalnızca mülkiyetin karine niteliğinde bir kanıtı olarak kabul ediliyor.
Bu belgeler, kimin malik yani mülkün sahibi olduğuna dair bir varsayımı ifade eder; ancak özellikle kuzeydeki bölgelerde mülkiyetin kesin olarak kime ait olduğunu belirlemez.
Bu davada da, söz konusu belgenin üzerinde mülkiyetin tartışmalı olduğu açıkça belirtildi.
Mülkiyetin kesin olarak kime ait olduğu hususu çözüme kavuşturulmadı.
Tarafsız bir karar
Hukuk çevrelerine göre Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Mahkeme, 1974 sonrası mülkiyet sorunlarını tarafsız bir biçimde değerlendirdi.
Geleceğe referans olabilir
Yine konunun uzmanlarına göre bu yaklaşım, mülkiyet veya sorumluluk belirlenmeden önce belge ve uzman kanıtı gerekliliğini ortaya koyarak mülkiyet haklarını koruyor.
Karar, gelecekteki mülkiyet ve sözleşme anlaşmazlıkları için referans noktası olabilir.
Stelios v. Sercem Construction kararı, mülkiyet ve sözleşme hukuku çerçevesinde delillerin kesinliği ve prosedürün önemini vurgulayan bir emsal teşkil edecek.
Gözler Şimon Aykut davasında
Uzmanlar, bu kararı, Kıbrıs’taki karmaşık mülkiyet anlaşmazlıklarının hukuka uygun ve düzenli bir şekilde çözülmesine katkı sağlaması açısından son derece önemli olarak değerlendirirken, yakın bir gelecekte Şimon Aykut ve diğer tutukluların yargılanmasına etki edeceğine kesin gözle bakıyorlar.















