
Mucize mi yoksa ölüm tuzağı mı? (2)
Bu ürünler sadece profesyonel sporcular tarafından değil, daha güzel ve kaslı bir vücuda sahip olmak isteyen gençler tarafından da kullanılıyor.
Halil Tunç
Peynir ekmek gibi satılan uyarıcılar!...
Bu ürünler sadece profesyonel sporcular tarafından değil, daha güzel ve kaslı bir vücuda sahip olmak isteyen gençler tarafından da kullanılıyor. Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde çoğalan spor salonları ise gençler için tam anlamıyla bir para tuzağı. Bu spor salonlarında gıda takviyeleriyle ilaçlar, belli bir eğitime sahip olmayan kişiler tarafından tavsiye ediliyor; üstelik kaçak ve bakanlık izni olmayan ürünler spor salonlarına giden gençler tarafından büyük talep görüyor. Vücut geliştirme sporcuları ve spor hekimleri, kolaylıkla bulunan bu ürünlere dikkat çekiyor. Söz konusu ilaçların kullanımı spor salonlarında başlıyor. Bu salonlara daha kaslı bir vücuda sahip olmak için giden gençler, bir süre çalıştığında kasların hızlı gelişmediğini görünce görevlilerden yardım istiyor. İsmini vermek istemeyen spor salonları sahipleri ve hocaları, bu süreci şöyle anlatıyor: "Çok spor yaparak vücut birden gelişmiyor. Müşteriler de kısa sürede vücutlu bir yapıya kavuşmak istiyor. Bu durumda ilaç almasından başka bir çaresi yok. Biz de elimizdeki ilaçlardan tavsiye ediyoruz. Kullanma şeklini öğretiyoruz. Çoğu zaman spor salonunda bu ilaçları veriyoruz. Şimdiye kadar da hiçbir şikâyetle karşılaşmadık. Bu ilaçlar yasak değil, her yerde satılıyor."
Sporun ruhuna aykırı!...
Dünyadaki çoğu büyük spor organizasyonu, anabolik steroidlerin tıbbın dışında sportif gelişim ve rekabet için kullanımını yasaklanmış ve kullanan sporcuları yasadışı davranıp, suç işlemiş kabul etmektedir. Her yıl bu ilaçlarla ilgili bir liste yayınlanmakta ve tüm dünyaya duyurulmaktadır. Tüm bunlara rağmen, halen, dünya çapındaki bazı sporcular da dâhil olmak üzere bu maddelerin üstünlük avantajı sağlayacağına inanarak onları almakta ısrar ediyor. Hâlbuki popülerlik ve yasallık sorunlarının ötesinde anabolik steroidlerin ciddi fiziksel ve psikolojik yan etkilere sebep olabilmeleri olgusu, tıp tarafından ispatlanmış, yadsınamaz bir gerçektir. Anabolik steroidlerin tehlikeleri hakkında halkın eğitilmesi konusunda, ABD, Almanya, İngiltere, Japonya ve Çin gibi ülkelerde, devlet kurumlarının ve yetkililer büyük çaba sarf etmektedir. Bilhassa yarışmalı sporlarda, müsabaka öncesi, performans artırıcı olarak da işlev gören bu ilaçların kullanımı alanında ciddi yasal düzenlemeler yapılmakta ve caydırıcı cezalar uygulanmaktadır.
Yasalar hazırlanmalı ve cezalar hayat geçirilmeli!...
En son kanıtlar göstermişti ki uzun müddet steroid kullananlar, steroid kullanımını durdurmadaki güçlük ve uyuşturucudan kesilince oluşan belirti olan şiddetli özlemi kapsayan bağımlılığın klasik özelliklerine maruz kalabilir. Dünyanın birçok ülkesinde uyarıcı kapsamında olan bu ilaçların yasadışı temini, kullanımı ve satışı yasaktır ve polisiye bir olaydır. Ancak ülkemizde bu konuda hiçbir yasa bulunmamakta ve bu ilaçlar herkes tarafından rahatlıkla bulunabilmektedir.
Hormon ilaçlarının çoğunun insan vücuduna zarar verdiği ve bunun yıllardır bilinmesine rağmen, ülkemizde herhangi bir tedbir alınmadığı bilinmektedir. Çoğu kez üretimleri hakkında, katkı maddelerinin kökenleri hakkında, doğru ve yeterli bilgilerin satıcılar tarafından dahi bilinmediği bu ilaçları hem sağlığa, hem de bazılarının içinde domuz girdisi olması nedeniyle dini inançlarımıza zararları ortadadır. Bu ilaçların faydalı olduğunu ister sanal ortamda, ister gerçek ortamda savunanlar da, bu ilaçları imal edenler, satıcılar ve spor salonu yöneticilerden başka ortalıkla pek kimse gözükmüyor. Bu tür kontrolsüz satılan ürünlerin zararları uzun seneler sonra ortaya çıkmakta ve o zaman da iş işten geçmiş olmaktadır. Devlet, başıbozuk ve gençlerimize zarar verecek büyük tehlikelerle dolu bu durumla ilgili daha etkin tedbirler almak zorundadır. Çoğu Rum tarafı üzerinden kaçak yollarla ülkemize gelen bu ilaçların temini ve satışı ile ilgili denetimlerin, bazı ülkelerdeki uygulamalarda olduğu gibi, Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve belediyeler tarafından oluşturulacak ekiplerce yapılması gerekmektedir. Gerekli yasalar hazırlanmalı, tüzüklerle bu yasalara işlev kazandırılmalı ve cezai yükümlülükler içeren bu yasalar süratle uygulamaya konulmalıdır. Bu konuda, başta meclisimize olmak üzere, İlaç ve Eczacılık Dairesi’ne, Tarım Dairesi’ne, belediyelere, KT Eczacılar Birliği’ne ve KT Tabipler Odası’na büyük görevler düşmektedir. İktidara yeni gelen hükümetin birçok konuda gösterdiği hassasiyeti, bu konuda da göstermesi elzemdir.
Gençlerimizin de bilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmeleri konusunda medya ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşmektedir. Vücut Geliştirme sporuna yönelmiş gençler, bu tür doğal olmayan ilaçlara karşı bilinçli olmalılar ve bunlardan uzak durmalıdırlar.