1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. LTB'DE SON NOKTA
LTBDE SON NOKTA

LTB'DE SON NOKTA

Lefkoşa Belediye Meclisi’nin UBP’li üyesi Meriç Erülkü, YENİDÜZEN’e konuştu, belediyenin geldiği noktayı yorumladı: 'BELEDİYEYİ İSTİHDAMLAR BATIRDI' UBP’den LTB Meclis üyesi Meriç Erülkü, “LTB personeli 194 mem

A+A-

Lefkoşa Belediye Meclisi’nin UBP’li üyesi Meriç Erülkü, YENİDÜZEN’e konuştu, belediyenin geldiği noktayı yorumladı:

 

'BELEDİYEYİ İSTİHDAMLAR BATIRDI'

 

·        “Kutlay Bey’in bıraktığı personel sayısı bildiğim kadarıyla 500’ün altındaydı. Biz 2010’da bu göreve geldiğimizde, ki o günü şu anda çok iyi duygularla anmam, 1030 kişilik bir personel kadrosu varmış, ben bunu daha yeni öğrendim”

 

·        “LTB’yi de siyasi istihdamlar batırdı. Ben Cemal Başkan’la bu konuyu hep konuştum ve kendisini de eleştirdim. Kendisiyle yakın görüşen bir insanım, uzun zamandır tanışıyoruz. Ben kendisine belediyenin bu şekilde gidemeyeceğini söyledim…”

 

·        “14 Şubat’ta UBPli üyelerin 11’i ve DP’li meclis üyesi arkadaşımız Eribe Yağcıoğlu bir toplantı yaptılar ve “borçlanma sayılmaz” diye düşünerek 2,5 milyon TL limit artışı (overdraft) yaptılar. Ben zaten bunun yapılacağını duyduğum için DP’li üye Eribe Yağcıoğlu’nu ve diğer arkadaşlarımı uyarmış ve bunun büyük bir suç olduğunu söylemiştim. Nitekim 45/2011 sayılı yasa buna 5 yıla kadar hapis cezası veya 20 bin TL para cezası veya her ikisini birden öngörüyor.

 

·        “Bu konuda büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktayım ve bundan sonra alınmak zorunda kalınacak önlemler sonucunda çalışanların yaşayacakları zorlukları düşündükçe ürperiyorum.

·        BES de Cuma gün kendilerine altın tepside sunulan öneriyi reddederek çok büyük bir hata yaptı ve hem personelin hem de LTB’nin geleceğiyle oynadı.”

 

 

   UBP’den LTB Meclis üyesi Meriç Erülkü, “LTB personeli 194 memurun haklarına halel gelmeden devlete aktarılmasını” kabul etmenin hükümet için önemli bir taviz, BES için bir zafer olduğunu kaydederek, BES’in öneriyi kabul etmemesinden büyük hayal kırıklığı yaşadığını belirtti.

   Erülkü, “Bu iş benim için 7 Kasım’da bitti, çünkü biz bu tavizi hükümetten aldık, kavga dövüş, partiden ihraç edilme tehditleriyle aldık. Ama sendika reddetti” dedi.

   BES’in Cuma gün “kendilerine altın tepside sunulan” öneriyi reddederek çok büyük bir hata yaptığını, hem personelin hem de LTB’nin geleceğiyle oynadığını söyleyen Erülkü, “Bu çözümün uygulanması durumunda hem 194 kişi haklarını koruyarak devlete aktarılmış olacak, hem de LTB personelinin sosyal sigorta, ihtiyat sandığı yatırımları yapılmaya başlanacak, maaşları düzene girecekti. Ama BES bunu elinin tersiyle itti ve şimdi yaptığı sadece siyasettir. Bu konuda büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktayım ve bundan sonra alınmak zorunda kalınacak önlemler sonucunda çalışanların yaşayacakları zorlukları düşündükçe ürperiyorum” diye konuştu.

   “LTB’yi batıran siyasettir” diyen Erülkü, bundan tüm partilerin sorumlu olduğunu söyledi.

 

“LTB’Yİ BATIRMAK ÖYLE KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR”

 

·        Soru: Belediye bu günlere nasıl geldi?

·        Erülkü: Belediyenin aslına bakarsanız bir tane çok büyük sorunu var, diğerleri onun uzantısıdır. Lefkoşa Türk Belediyesi amiral gemisidir, batmaz. LTB’yi batırmak öyle kolay birşey değildir. LTB’nin inanılmaz derecede büyük gelirleri var, giderleri için her kademeden destek alıyor. Devletin yerel yönetimlere yaptığı katkının aslan payı doğal olarak LTB’ye verilir, başkent belediyesidir, en fazla nüfus Lefkoşa’dadır. Elçiliğin, sağolsunlar, pek çok konuda çok büyük yardımları vardır.

 

·        Soru: “Batmaz” dediğiniz bu amiral gemisi battı, peki nasıl battı?

·        Erülkü: Aslında batmaz, batmaması lazım. Titanik yola çıkacağında kesinlikle batmayacak olan bir gemi olarak yola çıktı. Ama buzdağına çarptı ve battı. LTB’yi batıran siyasettir, bizim ülkemizdeki sorunların temeli zaten siyasettir. Bu siyasi sorunların doğmasının suçunu sadece iktidar partisine veya sağ görüşlü veya sol görüşlü partilere hiç bir şekilde yapıştıramazsınız. Hepsinde aynı şey var. Bugün siyasi istihdamları kullanmayan parti yoktur. Bazı partiler iktidara gelmediği için bunu belki daha az kullanabilmişlerdir ama onlar da iktidardaki arkadaşlarını kullanarak mutlaka bunu gerçekleştirmişlerdir. LTB’yi de siyasi istihdamlar batırdı. 2006 yılından önce belediye başkanımız Sayın Kutlay Erk, ondan önce de Sayın Şemi Bora idi. Ben ikisiyle de görüştüm. Siyasi istihdamları minimal düzeyde, belediyeyi rahatsız etmeyecek şekilde yaptılar. Sonra Cemal Bulutoğluları belediye başkanı oldu ve DP’den seçildi. Zaten biliyorsunuz 2006’daki seçimde UBP’den ayrılmasının sebebi de UBP’nin kendisini aday olarak göstermemesidir. Sonrasında DP’den aday olmasından dolayı büyük bir istihdam furyası yaşandı. Kutlay Bey’in bıraktığı personel sayısı bildiğim kadarıyla 500’ün altındaydı. Biz 2010’da bu göreve geldiğimizde, ki o günü şu anda çok iyi duygularla anmam, 1030 kişilik bir personel kadrosu varmış, ben bunu daha yeni öğrendim. Benim haberim yoktu. Ben Cemal Başkan’la bu konuyu hep konuştum ve kendisini de eleştirdim. Kendisiyle yakın görüşen bir insanım, uzun zamandır tanışıyoruz. Ben kendisine belediyenin bu şekilde gidemeyeceğini söyledim.

 

Beni tanıyanlar bilirler, ben devletin hiçbir kademesinde görev yapmadım, ailemde devlette çalışan insanlar yok, inşaat müteahhitliği yaptım, Müteahhitler Birliği’nde yönetim kurulunda görev yapıyorum, şimdiye kadar aldığım veya girdiğim devlet ihalesi yok. Ben zaten KKTC’yi batıran etkenlerin başında, bir numarada kamu sektörünün şişkinliği ve aynı zamanda kamuda çalışanların yaptığı ikinci işi görürüm.

 

“BİR AY BORÇLANMAZSAK DİĞER AY BORÇLANDIĞIMIZ DİKKATİMİ ÇEKTİ”

 

Neyse ilk başta biraz acemiliğimiz oldu. Ben aday olduğumda yasaları okumaya başladım, görevimiz ne, niye seçiliyoruz diye. Göreve geldiğimizde bazı borçlanmalar da yapıldı, red oyu verenler de oldu, acil bir borçlanma yapılması gerekiyordu, büyük rakamlar da değildi biz olumlu oy verdik. Ancak 4-5 ay geçti, belediyenin nasıl çalıştığını, yasaların, tüzüklerin detaylarını öğrenmeye başladık. O arada maaş ödeyeceğimizde bir ay borçlanmazsak diğer ay borçlandığımız dikkatimi çekti. Muhalif partilerden olan arkadaşlar o dönemde mecliste çok eleştiri getirmedi. Baktım ki borçlanmanın sonu yok. Yasaları daha detaylı okuyunca görevlerimizden en başta gelenlerden bir tanesinin belediyenin hesaplarını incelemek ve onaylamak olduğunu gördüm. Belediyeye gidip geldikçe yakın hissettiğim personel benimle bazı şeyleri paylaşmaya başladı. Mecliste hesapları incelemenin görevimiz olduğunu muhalefetten meclis üyeleriyle de paylaştım. Bana “biz 4 senedir hesapları istiyoruz, kimse vermedi” dediler. “Ben de isteyim” dedim istedim ama bugüne kadar alamadım.

 

KÜÇÜK’E ZİYARET...

 

Şubat 2011’e kadar ben artık belediyeye alıştım. Mali konularda rakamları da çalışanlardan yazılı değil ama bilgi olarak aldım. Bunu aldıktan sonra bir baktım ki bu iş yürümeyecek. Zaten iki ayda bir borçlanma geliyordu ve bazı şüphelerim vardı.

 

Şubat 2011’de Sayın Başbakanım İrsen Küçük’e ilçe başkanım Faiz Sucuoğlu ile gittim. Sayın Küçük’e “bizi bu göreve getirdiniz ama bizim belediyemiz her ay çok ciddi açık veriyor ve bunun da kanıtı bizim yaptığımız borçlanmalardır. Bu borçlanmaları yapmadığımızda maaş ödeyemiyoruz. 2007 Mayıs ayından beri ihtiyat sandığı yatırımları yapılmıyor, sosyal sigortalar yatıyor ama bu da tıkanacak. Bu yüzden bu konuda önlem almanız lazım” dedim. Önlem alınmazsa borç yükünün KKTC’nin karşılayamayacağı düzeylere çıkacağını da söyledim.

 

“42/2011 SAYILI YASA LTB’NİN İDAM FERMANIYDI”

 

Daha sonra defalarca Başbakan’ı LTB konusunda ziyaret ettim. Temmuz 2011’de 42/2011 sayılı “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası” geçti. Bu yasa LTB’nin idam fermanıydı çünkü bu yasa tüm belediyelerin faiz birikimli borç bakiyesini devletten aldıkları katkı miktarıyla sınırladı, başka kısıtlamalar da getirdi. Ben gene Başbakan’a gittim ve “bu iş burada bitmiştir, LTB bu noktadan sonra borç alamayacak” dedim. Bu yasa geçerken belediye bir borçlanma daha yaptı, yasayı henüz Cumhurbaşkanı imzalamamıştı ve bunun arkasına saklanılarak bir borçlanma daha yapıldı ve zaten bu Sayıştay raporlarında da vardır. Bu arada belirtmek isterim ki, Şubat 2011’de Başbakan’la yaptığım görüşmeden sonra benim hiçbir borçlanmanın altında imzam yoktur, hepsine “hayır” dedim. “Düzeltmek için bir katkı olacaksa, borçlanma da dahil, örneğin personel azaltması için kıdem tazminatlarına şu kadar para lazım denirse, ben varım ama farklı birşey için ben yokum” dedim. Temmuz 2011’den sonra proje kredisi diye bir borçlanma daha yapıldı ancak çoğu cari harcamalarda kullanıldı. Bu arada müteahhitlerin borçları birikmeye başladı. Açığı artık finanse edememeye başladığımız için herşeyden kısmaya başladık. Ağustos 2011’den itibaren de Sosyal Sigorta yatırımları da yapılmadı.

 

2011’in sonunda, proje kredisi adı altında bir borçlanma yapıldı, 13. maaşlar da ödendi ve o dönemde bana “bak sen yanlış çıktın, batmadık, dimdik ayaktayız” dendi. Ben o döneme kadar belediyenin mali tablolarını maliye şube amiri kadar öğrenmiştim. Bu iş bütçeyle alakalı değildir, problem nakit akış dengesiyle ilgilidir. “Haklısınız ama bu iş şimdi bitmiştir” dedim. 14 Şubat oldu, Ocak maaşları hala ödenmemişti. 14 Şubat’ta UBPli üyelerin 11’i ve DP’li meclis üyesi arkadaşımız Eribe Yağcıoğlu bir toplantı yaptılar ve “borçlanma sayılmaz” diye düşünerek 2,5 milyon TL limit artışı (overdraft) yaptılar. Ben zaten bunun yapılacağını duyduğum için DP’li üye Eribe Yağcıoğlu’nu ve diğer arkadaşlarımı uyarmış ve bunun büyük bir suç olduğunu söylemiştim. Nitekim 45/2011 sayılı yasa buna 5 yıla kadar hapis cezası veya 20 bin TL para cezası veya her ikisini birden öngörüyor. Şubat sonu, Mart başı Sayın Başbakanımıza LTB’nin kurtuluş reçetesinin ne olduğunu, kamunun şişkinliğinden şikayet eden biri olmama rağmen devlete personel kaydırılması gerektiğini söylemiştim. 

 

“2.5 SENELİK DÖNEM İÇİNDE ‘YANLIŞ YAPTIM’ DEDİĞİM TEK KONU İNTİBAKLAR”

 

·        Soru: 194 kişinin devlete kaydırılması önerinizden dolayı çok eleştiriliyorsunuz...

·        Erülkü: Haklıdırlar, bir açıdan. İki şeyi tam olarak bilmiyorlar. Birincisi mali tablomuzun durumunu, ikincisi de 194 kişiden belediyenin hiç bir şekilde kurtulamayacağını bilmiyorlar. Çünkü bu insanlar memurdur. 450 kişilik memur kadrosunun intibak ettirilmesi kararı belediye meclisinden oy birliği ile geçti. Benim 2.5 senelik dönem içinde “yanlış yaptım” dediğim tek konu budur. Bilmiyordum, tecrübesizdim. Çünkü önümüze gelen listenin üzerinde sendika, belediye meclis üyesi, personel dairesi, belediye müdürü, belediye başkanı haftalarca çalışmıştı. Yani kızla erkek anlaşmıştı, biz de “evlensinler” dedik ve zaten bu konudaki son onay makamı da biz değildik. Bu yüzden bu 194 kişiyi belediyenin intibaklarını iptal etme yetkisine sahip olmadığımız için biz işten çıkaramıyoruz.

 


 

“Hükümetten tavizi aldık, sendika reddetti”

 

 

·        Soru: UBPli meclis üyeleri dışında tüm meclis üyeleri istifalarını sundular. Sendika önerileri kabul etmedi, UBPli meclis üyelerini ve başkanı istifaya çağırıyor. Bundan sonra neler olacak?

·        Erülkü: Sosyal sorumluluk gereği ben o arkadaşları eleştiririm. İstifa çözüm değildir. Çözümün tek yolu var, iki tane değil. Bu tek yolun yapılması için de tek seçenek hükümetten taviz almaktı. 6 Kasım’da Sayın Başbakan’a UBP’li belediye meclis üyeleri olarak bir yazı verdik ve 194 kişinin belediyeden devlet kadrolarına neden kaydırılması gerektiğini anlattık. Biz personelin mağdur edilmemesi gerektiğini hep söyledik. Personel bir bedel ödemeyecek, ödenecek bir bedel varsa bunu siyasiler ödeyecek ve bu siyasi bedel de bundan sonra siyasi istihdam yapamayacak olmalarıdır.

 

Bu iş benim için 7 Kasım’da bitti, çünkü biz bu tavizi hükümetten aldık, kavga dövüş, partiden ihraç edilme tehditleriyle aldık. Ama sendika reddetti. Sendika 6 Kasım’da yapılan toplantıda öneriyi dinlemedi bile, “Cemal başkan gitmezse bu iş olmaz” hatta “Cemal gittikten sonra her türlü tavizi vermeye hazırız” dedi. Ben de “benden bu kadar, beni istifa etmiş sayabilirler” diyorum. İstifamı yazılı olarak versem de belediye meclisi toplanıp onaylamazsa ben istifa etmiş sayılmıyorum. İstifa etmek veya seçime gitmek çözüm mü? Çözüm bir tanedir, en az sancıyla geçirilmesi, personelin de cezalandırılmaması gerekir.

  

ÖNERİ...

 

·        Soru: Öneri neydi?

·        Erülkü: Ben kapsamlı bir çalışma yaptım. 194 personelin devlete aktarılmasının ardından Sosyal Sigorta, İhtiyat Sandığı yatırımlarının yapıldığını, Ziraat Bankası’ndan %13 faizle 1 yıl geri ödemesiz kredi alındığını varsayan bir çalışma yaptım. Personel giderlerinde %25 düşüş olduğu zaman sadece 2014’de 3 milyon TL açık verilecek ve onu da finanse edecek para var. Bu formül uygulanırsa bir sonraki belediye başkanına enkaz değil yürüyecek ve hatta yatırım yapabilecek bir belediye devredebileceğiz ve bir sonraki başkan kendi dönemi içinde 26 milyon TL yatırım yapabilecek. Bu formülde 1 Mayıs ödeneğinin, bayramlıkların ve  aile katkısının devam edeceği de öngörülmüştür, bu haklara dokunulmuyor. Daha önce yapılan yapılandırma süreci farklıydı ve o yapılandırma süreçleri işlemeyecekti. Kısacası giderlerin %25 düşürülmesi, ki bunun için 194 kişinin mağdur olmayacak şekilde devlete aktarılması gerekir, kamuda istihdam edilemeyecek statüde olan kişilerin ve işe gelmeyenlerin durdurulması gerekiyor.

 

“BES HATA YAPTI”

 

·        Soru: 8 Kasım Perşembe gün UBP’li LTB meclis üyeleri ve hükümet yetkilileri bir toplantı yaptı ve siz bu toplantıya katılmadınız. Orada hazırlanan 3 maddelik öneri metni de BES’e Cuma gün sunuldu ancak BES bunu kabul etmedi ve talepleri yerine gelmezse işbaşı yapmayacaklarını söyledi. Ne söylemek istersiniz?

·        Erülkü: Ben elimden geleni yaptım, bu tabloların tümü Bakanlar Kurulu’na kadar gitti ama farklı kararlar çıktı. En sonunda düğüm daha da sıkılaşınca hükümet bunu kabul etti. Aslında 194 kişinin devlete alınmasının hükümet tarafından kabul edilmesi sendika için de bir zaferdi. Ama sendika bu öneriyi kabul etmedi. LTB belediyedir, şirket değildir, kapatılamaz ancak KTHY’de yaşanan süreci hatırlamak lazım. KTHY personeli %15 maaş kesintisini kabul etmemişti, gün geldi %35’e bile razı oldu ama artık iş bitmişti.

 

BES de Cuma gün kendilerine altın tepside sunulan öneriyi reddederek çok büyük bir hata yaptı ve hem personelin hem de LTB’nin geleceğiyle oynadı. 194 kişinin haklarına halel gelmeden devlete aktarılması hükümet için çok önemli ve büyük bir tavizdir. Bu çözümün uygulanması durumunda hem 194 kişi haklarını koruyarak devlete aktarılmış olacak, hem de LTB personelinin sosyal sigorta, ihtiyat sandığı yatırımları yapılmaya başlanacak, maaşları düzene girecekti. Ama BES bunu elinin tersiyle itti ve şimdi yaptığı sadece siyasettir. Bu konuda büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktayım ve bundan sonra alınmak zorunda kalınacak önlemler sonucunda çalışanların yaşayacakları zorlukları düşündükçe ürperiyorum.

 

Şunu da söylemek isterim ki, bu formülün giderler %25 azaltıldıktan sonra uygulanması gerçekten iyi bir idare ister, tahsilatların düzgün bir şekilde yapılmasını gerektirir. Bu formülü uygulamak zordur ama tek çıkış yolu da budur.

 

“BU DEFTERİ KAPATTIM”

 

·        Soru: Personel artık Cemal Bulutoğluları’na güven duymuyor ve bunu çok net bir şekilde ortaya koymuştur, Bulutoğluları’nın iyi bir belediye yöneticisi olmadığı da belediyenin geldiği noktadan bellidir. Başkan da istifa etmemekte kararlı. Siz de “Cemal gitse ne olacak, seçim olsa ne olacak” diyorsunuz. Peki sorun nasıl çözülecek? Siz bundan sonra ne yapacaksınız? Çağrılmanız durumunda meclis toplantılarına katılacak mısınız?

·        Erülkü: Seçim olsun, artık olmasın demiyorum. Bundan sonra başkan olacak, meclis üyesi olacak arkadaşlara da başarılar diliyorum. Düğümün nasıl çözüleceği konusunu Cemal Bulutoğluları’na soracaksınız. Başkan “istifa etmem” diyor, onun da kendine göre bir gerekçesi vardır herhalde. Sendika Cemal Bulutoğluları’na “bu duruma sen getirdin” diyor ben de sendikaya soruyorum “niye müsade ettiniz”, bunlar olurken neden ses çıkarmadınız. Benim için bitmiştir, perşembe sabahı uyandığım zaman 5 yaşındaki oğlum bana sarıldı ve “babacığım seni çok özledim” dedi. Ben 8 Kasım Perşembe sabahı bu defteri kapattım, artık uzun zamandır ihmal ettiğim kendi işlerimle ilgileneceğim.

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1503 defa okunmuştur