
Kasım’da görüşme ihtimali…
Kıbrıs Rum basınına bilgi veren diplomatik kaynaklar, önümüzdeki 10 gün içerisinde ortak açıklamada mutabakat sağlanması, iki liderin ortak görüşmesinin de Kasım’ın ilk yarısında planlanması gerektiği kanaatinde…
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ilk görüşmesi yolunun açılması için iki tarafın ortak açıklamada mutabakata varması konusunda Kıbrıs Rum tarafına baskı yapıldığı haber verildi.
Haftalık Kathimerini gazetesi, Kıbrıs sorununda liderliğe soyunan ABD’nin bütün taraflara, müzakere prosedürüne daha aktif katılıp yardımcı olma kararlılığını ilettiği, ancak Washington’dan, çok da uzun olmayan belirli zaman sınırlarına bağlı kalınması gerektiği bilgileri geldiğini yazdı.
ABD uyardı: “Zaman olanağı çok fazla değil”
Haberde şu ifadelere yer verildi:
“Son haftalarda bütçeyle ilgili tartışmalara ve Amerikan hükümetinin kapanmasına karşın, Amerikan tarafı Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Amerikan kaynakları Washington’un Kıbrıs sorununa daha aktif katılma ve müzakere prosedüründe yardımcı olma iradesini yinelediler.
ABD’nin Lefkoşa’nın çabalarını ve Başkan Anastasiadis’in önerilerini olumlu bulduğunu ve ‘topun artık Türkiye’nin sahasında olduğu’ teyit ediyorlar. Ancak, zaman olanaklarının çok fazla olmadığı ve var olan fırsat penceresinin değerlendirilmesi gerektiğini yineliyorlar.”
Haberi “İlk Görüşme Kasımda... Ortak Açıklama Konusunda Tam Yol İleri... Kıbrıs Rum Tarafı Herkesten Baskı Hissediyor” başlığıyla yansıtan gazete müzakerelerin resmen başlayabilmesi için ortak açıklamada, bir mutabakata varılması konusunda her yönden gelen doğrudan veya dolaylı baskılara maruz kalan Rum yönetiminin etrafındaki çemberin daralmakta olduğunu yazdı.
BM’den, Washington’dan, Londra’dan ve hatta Brüksel’den her iki tarafa da, ortak açıklama konusunda mutabakata varılması yönünde mesajlar gönderildiğini kaydeden gazete özetle şunları aktardı:
İki liderin görüşmesi Kasım’da
“Lefkoşa, çemberin daralmakta olduğunu ve iki müzakerecinin Atina ve Ankara görüşmelerinin planlanabilmesi, ardından da iki liderin, müzakereleri resmen başlatacak ortak görüşmesinin belirlenebilmesi için önümüzdeki günler içerisinde ortak açıklamada mutabakata varılması gerektiğini anlıyor.
Diplomatik kaynaklar, önümüzdeki 10 gün içerisinde ortak açıklamada mutabakat sağlanması, iki liderin ortak görüşmesinin de Kasım’ın ilk yarısında planlanması gerektiği kanaatinde. Başkanlık Köşkü çevrelerinden bir kaynak ise Kıbrıs Türk tarafının ortak açıklama konusunda farklı tavır sergilemesi şartıyla iki liderin görüşmesinin Kasım ayı içerisinde gerçekleşebileceğini söyledi.
Anastasiadis hükümeti Downer’dan hoşnut değil
Hükümetin BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’la ilgili hoşnutsuzluğunu gazetemize yorumlayan müzakerelere yakın bir hükümet yetkilisi ‘Aleksander Downer olmamasını tercih ederdik ancak (yorumu) bu noktada bırakacağız’ dedi. Hükümetin Downer’la ilgili hoşnutsuzlukları şöyle sıralanabilir:
1-Kıbrıs Türk tarafının müzakerelere zaman çerçevesi belirlenmesi talebi konusunda hükümet, karşısında BM’yi ve müzakerelerin zaman sınırına peşin hüküm veren Aleksander Downer’ı buluyor. Bu peşin hükme de Atina ve Lefkoşa dışında müdahil bütün unsurlar katılıyor.
2-Aleksander Downer, müzakerelerin başlamasının hemen ardından iki liderin, halen uzlaşılanların bir Eroğlu-Anastasiadis ortak açıklamasıyla teyit edilerek, müzakerelerdeki mesafeyi kapatmasına da peşin hükümlü görünüyor. Ardından da iki tarafın görüş ayrılıkları üzerinde yoğun, özlü ve süratli bir müzakere turu başlamasını ve Türkiye ile Yunanistan’ın da buna katılmasını öngörüyor. Lefkoşa’nın bu prosedüre itirazı var. Ancak Downer perde gerisinde çok çalışmış ve müdahil bütün kurumları ve üçüncü tarafları yanına almış ve Lefkoşa onların karşısında, esneklik göstermeyen taraf olarak gözüküyor.
3-İletişim meselesi. Kıbrıs Rum tarafında Downer’in profili zedelendi ve her hareketi kamuoyu tarafından çekinceyle ve kuşkuyla karşılanıyor. Dolayısıyla Downer’ın müdahil olması nedeniyle herhangi bir sonuç inançsızlık yaratacak. Hükümet bunu BM’ye anlatmaya çalıştı ancak sonuç alamadı.
4- İç iletişim ve Hükümet-DİKO ittifakının daha iyi yönetilmesi maksatları. Nikos Anastasiadis, ana ortağı ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı’na karşı katı tutumu bilinen, hatta birkaç gün önce basın sözcüsü aracılığıyla Downer’ın gönderilmesini isteyen DİKO’yu sakinleştirmek için Downer’ın gitmesini isterdi.”
Erken başlaması önerisini kabule hazır
Ortak açıklama metniyle ilgili müzakerelerde zorluklar yaşanmasına karşın taraflardan hiçbirinin ‘ipi keserek’ uzlaşmaz taraf olmak istemediğini, bu nedenle daha önce; liderlerin, müzakerecilerin Atina ve Ankara’yı ziyaret etmesinin ardından görüşmesi görüşünde olan Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının liderler görüşmesinin daha erken olması önerisini kabule hazır olduğunu yazdı.
Haberi “ABD Takvim Koyuyor... Kıbrıs Sorunundaki Fırsatın Değerlendirilmesi Gerektiğini Belirtirken Zaman Çerçevesine İşaret Etti” başlığıyla aktaran gazete, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafının önerisini kabule hazır olduğunu Rum tarafından iyi bilgili bir kaynağın söylediğine işaret etti.
Habere göre aynı kaynak, henüz tarihlerin belirlenmediğini, tarihi Türkiye ve Yunanistan’ın yetkili bakanlıklarının da kabul etmesi gerektiğine işaret etti. Kıbrıs Türk tarafının, müzakerecilerin Atina ve Ankara ziyaretlerinin aynı gün gerçekleştirilmesi önerisine itiraz edilmediğini kaydeden gazete özetle şunları yazdı:
“Lefkoşa’nın, görüşmelerin müzakerelerden önce başlamasıyla büyük bir sorunu yoktur, zaten ilk görüşmeler daha çok tanışma niteliğinde olacak. Bunun ötesinde bizim tarafın ortak açıklama metni oluşturulmasında ortaya çıkan sorunları doğrudan Ankara’nın önüne koyması ihtimali göz ardı edilmiyor.
İki müzakereci Müslümanların bayramı olan Kurban Bayramı boyunca hiç görüşmedi. En son geçen Perşembe günü bir araya gelmişler, Ankara ve Atina ziyaretleri ve ortak açıklama metniyle ilgili konuları ele almak üzere Pazartesi günü için sözleşmişlerdi. Ancak Lefkoşa’daki aynı kaynağın söylediğine göre bu süre içerisinde (Kurban Bayramı) Mavroyannis BM yetkilileriyle bir araya gelerek ortak açıklama metniyle ilgili anlaşmazlıkları görüştü.
Kıbrıslı Rum kaynak görüşmeleri olumlu niteledi ancak tek egemenlik, yurttaşlık, tek uluslar arası temsiliyet ve vatandaşlık konuları ile BM Güvenlik Konseyi kararlarındaki ifadelerin var olmaya devam ettiğini söyledi.”
----------------------------------
Papadopulos: “Ortak açıklama olmadan müzakereler başlayamaz”
Kıbrıs Rum Hükümet Sözcüsü Vekili Viktoras Papadopulos, Kıbrıs sorununa hangi türde çözüm arandığı ve müzakerelerin gerçekleştirileceği çerçeveyi belirleyecek ortak açıklama olmadan doğrudan müzakereleri başlamasının söz konusu olmadığını söyledi.
Simerini gazetesinde yer alan röportajında Papadopulos, müzakerelerin başlangıç tarihinin ortak açıklamaya bağlı olacağını ve müzakerelerin yeniden başlaması için herhangi bir takvim bulunmadığını, kimsenin kendilerini zorlamadığını öne sürdü.
Ortak açıklama olmaksızın müzakerelerin başlayamayacağı mesajının tüm ilgililere iletildiğini vurgulayan Papadopulos, Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ortak açıklamanın yapılabilmesi için tüm imkanları zorlayacağını belirtti.
Papadopulos, Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda müzakereciler atanması önersinin uluslararası toplumca memnuniyetle karşılanması sebebiyle Türkiye’nin bu öneriyi kabul etmek zorunda kaldığını iddia ederek, Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafının müzakerecisiyle Ankara’da görüşmeyi kabul etmesinin ise Anastasiadis’in “kazanımı olduğunu” öne sürdü.
Bu yeni uygulamanın Kıbrıs Rum tarafına, yıllardan beri arzuladığı, Türkiye’yle doğrudan müzakere etme imkanı vereceği ifade eden Papadopulos, Anastasiadis’in bunu başardığını belirtti.