
“İyilik bulaşıcıdır, önce kendimizden başlatalım”
Portre / Necla Emin- Eczacı
MUHABİR: SONAY DEMİRPENÇE
Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… “Faydalı” derdim. Çünkü yaşadığım sürece birilerine iyi gelmek istiyorum.
Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Yine sağlıkla, insanla ve iyilikle ilgili bir alanda olurdum. Belki psikolog, Belki doktor, belki sosyal hizmet uzmanı. Ama mutlaka bir yerlerde birilerine nefes olmak isterdim. insanların kalbine dokunmak, onların hayatına bir nebze olsun katkı sağlamak bana iyi geliyor.
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… İşimde daha etkili, daha faydalı nasıl olabilirim düşüncesi. Sürekli gelişmek, öğrenmek ve katkı sağlamak istiyorum.
Kayıtsız kalamadığım şey… Boş yere Haksızlığa uğramış birini görmek. Eğer gerçekten boş yere haksızlığa uğramışsa mutlaka onu savunurum ve Yardıma muhtaç birini görmek. Hele ki sağlıkla ilgili bir ihtiyacı varsa elim kolum bağlı duramam.
En büyük pişmanlığım… Pişman olduğum hiçbir şey yok aslında. Her yaşanan olayın kötü veya iyi bir sebebi vardır.
Bazen kendimi fazlasıyla yıpratacak kadar sorumluluk alırım. Belki biraz bunu törpüleyebilirim.
En büyük sevincim… Bir hastanın yüzünde iyileşmenin verdiği umutla oluşan tebessüm. Sağlıkla ilgili bir sorunu çözüp onların hayatına dokunabilmek, tarif edilemez bir duygu.
Hayatımın dönüm noktası… İlginç gelebilir ama koronanın yayıldığı zaman deyebilirim. Evde kaldığımız günlerde hep kendimi nasıl geliştirebilirim diye düşündüm. Kendimi geliştirirken; Topluma nasıl bir fayda sağlayabilirim diye düşündüm ve tabi ki eczacı olmaya karar verdiğim günde hayatımın dönüm noktası oldu. O gün sadece bir meslek değil, bir misyon seçtim: sağlıkla dokunmak.
Beni en çok etkileyen yazar… Victor Hugo. İnsan ruhunu ve toplumu bu kadar derin anlatabilmesi beni çok etkiliyor.
Başucumdaki kitap… Simyacı – Paulo Coelho. Her okuduğumda başka bir yönümü keşfediyorum.
En keyif aldığım müzik… Spesifik bir müzik tarzım yok aslında. Her şeyi dinleyebilirim. Arabesk, türkçe rap, ingilizce… ruhuma ne iyi geliyorsa dinliyorum
En son izlediğim film… Film değilde belgeseller cok hosuma gitmekte. Özellikle yaşanan felaketler veya vakalar ile alakalı… en son tylenol cinayetleri hakkında belgesel izledim. Kanımı durduran bir belgeseldi…
Kendim için son aldığım şey… Güneş koruyucu. Her mevsim güneş koruyucu çok önemli ama yaz mevsiminde extra dikkat etmeliyiz.
Dolabımdaki en gereksiz şey… Aslında yok. Düzene önem veren bir insan olduğum için gereksiz kıyafet veya malzemeleri tutmuyorum
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Bir yardım kuruluşuna yapılan bağış makbuzu. Hele ki çocuklar, hayvanlar veya sağlıkla ilgili bir alansa, daha güzel hediye olamaz.
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Bazen fazla mükemmelliyetci olabiliyorum. O dengeyi sağlamak isterdim.
Kendimde beğendiğim özellik… Asla pes etmem. Zorlansam da yoluma devam ederim ve Her zaman gelişmeye açık olmam. Dinlemeyi, öğrenmeyi ve kendimi dönüştürmeyi çok önemserim.
Olmasa da olur… Gereksiz rekabet .
Olmazsa olmaz… Sağlık ve sevgi. İkisi olmadan hiçbir şeyin anlamı yok.
En iyi yaptığım yemek… Lazanya deyebiliriz
Hayalimdeki dünya… Herkesin sağlık hizmetine eşit erişebildiği, hayvanların korunup sevildiği, çocukların güldüğü, yaşlıların unutulmadığı bir dünya. Sevgi, saygı ve dayanışmanın temel alındığı bir yer.
Aşk benim için… Sevgi, Saygı, destek, anlayış ve birlikte büyümek.
Onunla çok tanışmayı isterdim… Mary Corinna Putnam Jacobi – ABD’nin ilk lisanslı kadın eczacılarındandır. Kadınların bilimde yer almasının önünü açtı. Tıbbi farmakoloji üzerine önemli eserler yazdı.
Görmek istediğim yer… Japonya. Kültürü, disiplini ve doğası beni çok cezbediyor.
Mutlaka yapmak istediğim… Kırsalda yaşayan ihtiyaç sahibi bir bölgeye sağlık taraması, ilaç desteği ve eğitim sağlayacak bir proje yürütmek. Belki bir mobil eczane fikri bile olabilir.
Son olarak söylemek istediklerim… Hayatta en değerli şey sağlık ve bir kalbe dokunabilmek. Ne yapıyorsak içinde sevgi, sorumluluk ve iyilik varsa doğru yoldayız. İyilik bulaşıcıdır. Önce kendimizden başlatalım.


















