1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Hukukçular ve danışman ceza hukuku uzmanları, Olası kast ile ölüme sebebiyet verme suçunun işlendiği kanaatine vardılar”
“Hukukçular ve danışman ceza hukuku uzmanları, Olası kast ile ölüme sebebiyet verme suçunun işlendiği kanaatine vardılar”

“Hukukçular ve danışman ceza hukuku uzmanları, Olası kast ile ölüme sebebiyet verme suçunun işlendiği kanaatine vardılar”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Esendağlı İsias Otel ile ilgili yayınlanan bilirkişi raporunu değerlendirdi.

A+A-

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, Adıyaman’daki İsias Otel için geçtiğimiz günlerde yayınlanan bilirkişi raporunu değerlendirdi.

Binanın yapı ruhsatı ve yapı kullanım belgesinin, sanıkların kusurları ile binanın yıkılma sebepleri arasındaki sebep sonuç ilişkisi bakımından taşıdığı önem bariz olduğunu açıkladı.

Esendağlı’nın açıklaması şöyle:

“Bilirkişi Raporu, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12.6.2024 tarihli ara kararı ile dosyanın sevk edildiği bilirkişi heyetinin, dosyadaki tüm teknik rapor, görüş, olgu ve delilleri, ayrıca taraf avukatlarının iddia ve taleplerini de dikkate alarak yapmış olduğu kapsamlı inceleme ve değerlendirmeleri içermektedir.

Rapora göre binanın yıkılmasının sebepleri özetle aşağıdaki gibidir:

•             Sabit Beton ve Malzeme Kusurları: Otelin taşıyıcı kolonları, kiriş ve bodrum kat perdesinde standart dışı, dayanıklılığı olmayan kalitesiz malzemeler kullanıldığı ve betonda olması gereken standartın izin verdiği büyüklüğün çok üzerinde ve kusurlu agrega bulunduğu tespit edilmiştir.

 

•             Projeye Aykırı Kaçak Katlar ve Yapısal Değişiklikler: Bina, 2001 ve 2016 yıllarında ruhsatsız katlar eklenerek ağırlaştırılmış, fakat bu kaçak katlar için gerekli statik hesaplamalar yapılmamıştır.

 

•             Etriye ve Donatı Eksiklikleri: Bina taşıyıcılarının birçok noktasında yönetmeliklere aykırı olarak etriye sıklaştırması yapılmamış, etriye aralıkları gereğinden fazla bırakılmıştır. Taşıyıcı sistemdeki bu yetersizlikler, yapı güvenliğini tamamen ortadan kaldırmıştır.

 

•             Çekiçleme Etkisi İddiasının Gerçeği Yansıtmaması: Sanık avukatlarının iddia ettiği gibi binanın çekiçleme etkisi ile yana değil, Atatürk Bulvarı’na doğru tamamen öne doğru  çöktüğü tespit edilmiştir. Ayrıca derz aralığını bırakma yükümlülüğünün binayı en son inşa eden İSİAS Otel sahipleri ve fenni mesullerinde olduğu ifade edilmiştir.

 

•             Deprem Güçlerine Dayanacak Yapısal Hesaplamaların Eksikliği: Sanıkların “deprem kuvveti çok fazlaydı; bina bu sebeple yıkılmıştır” şeklindeki kusursuzluk savunmasına karşın; rapor, binanın yıkılmasının deprem kuvveti ile ilgisi olmadığını, binanın deprem yönetmeliklerine uygun bir şekilde yapılmış olsaydı yıkılmayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur.

 

•             Binaya Projeye Aykırı Asansör Eklenmesi: Binanın projesinde olmayan ikinci bir asansörün asansörün eklenmesi için statik hesap yapılmadan asmolen döşemede boşluk açılması, binanın temel kusurlarından biri olarak bilirkişi raporunda yer almaktadır.

 

•             Eksik Burulma Düzensizliği ve Yumuşak Kat Etkileri: Binanın statik hesaplamalarında, asma katın oluşturacağı burulma düzensizliği ve yumuşak kat etkilerinin görmezden gelindiği bulgusu raporda yer almaktadır.

 

•             Zemin Etüt Çalışmasının Zorunlu Olmasına Rağmen Yapılmaması: Raporda sanıkların, binanın temel güvenlik gereksinimlerinden olan zemin etüt çalışması yapmamış oldukları bulgusu da yer almaktadır.

 

•             Ruhsat ve İskan Belgesine İlişkin Bulgular:  Bilirkişi raporu, binaya verilen 1993 tarihli yapı ruhsatının; 2001 tarihli tadilat yapı ruhsatının ve 2003 tarihli yapı kullanım izin belgesi ile bunların temin edilmesi için Adıyaman Belediyesi’ne sunulan rapor ve belgelerin mevzuata aykırı ve/veya usulsüz ve/veya sahte olarak nitelenebilmesine olanak sağlayan kapsamlı bulgulara varmıştır. Bu bulgular, önceki maddelerde belirtilen yapısal kusurlara rağmen binanın nasıl otel olarak ruhsat ve yapı kullanım belgesi alabildiğini ortaya koymaktadır.

 

Bilirkişi Raporu, yukarıda belirtilen bulgular ışığında sanıkların sorumluluklarını aşağıdaki şekilde saptamıştır:

•             Ahmet Bozkurt (Bina Sahibi ve Müteahhit): İSİAS Otel’in sahibi olarak, projeye ve mevzuata aykırı inşaat süreçlerinden ve kaçak kat eklemelerinden doğrudan sorumludur.

 

•             Efe Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve diğer sanık aile bireyleri (Şirket Ortakları): İSİAS Otelcilik Şirketi’nin ortakları olarak yapıya kaçak kat eklenmesi, yönetmeliklere aykırı ikinci asansör boşluğu ve statik değerlendirmelerin yapılmamış olmasından dolayı sorumlulukları bulunmaktadır.

 

•             H. Erdem Yıldız (Fenni Mesul Mimar): Mimari projede kendisine ait olmayan mühendislik hesaplarının sorumluluğunu alarak bina güvenliğini tehlikeye atan işlemler yapmış; binaya otel olarak ruhsat ve yapı kullanım belgesi verilmesini sağlamış olarak sorumlu bulunmuştur.

 

•             Mehmet Göncüoğlu (İnşaat Mühendisi): Projeye uygun olmayan yapısal düzenlemelerden ve binanın taşıyıcı sistemindeki eksikliklerden sorumlu olan mühendistir.

 

•             Hasan Aslan (İnşaat Mühendisi): Binanın teknik uygulama sürecinde mevzuatı ihlal etmek suretiyle yapı güvenliğini göz ardı eden mühendis olarak sorumlu bulunmuştur.

 

•             Halil Bağcı (Statik Proje Sorumlusu): Statik hesaplamaları eksik yapmak; binanın güvenliğine dair alınması gereken zorunlu önlemleri almamak; 2001 tarihli ruhsatın zorunlu statik hesaplarını eksik bırakmak suretiyle binanın güvenliğini tehlikeye attığı cihetle sorumluluğu bulunmaktadır.

Bilirkişi raporunda binanın yıkılma sebeplerine ilişkin teknik değerlendirmeler ve sanıkların sorumluluk durumları yukarıdaki şekilde tespit edilmiştir. Sanıkların işledikleri suçun hukuki nitelemesinin yapılmasında bu bulgular esas olacaktır. Özellikle yapı ruhsatı ve yapı kullanım belgesinin,  sanıkların kusurları ile binanın yıkılma sebepleri arasındaki sebep sonuç ilişkisi bakımından taşıdığı önem çok barizidir. Sanıklar ve Belediyedeki kamu görevlileri normal koşullarda otel olarak inşaası tamamlanamayacak ve hizmete açılamayacak bir binayı, hile ve sahtekarlık teşkil edecek şekilde ruhsatlandırmış ve kamunun kullanımına açmıştır.

Yukarıdaki olguları değerlendiren hukukçularımız ve danışman ceza hukuku uzmanları “sanığın eyleminin sonucunda ciddi bir zarar oluşabileceğini öngörmesi ve bu olasılığı kabul etmesine rağmen eylemi gerçekleştirmesi durumu” olarak tanımlanan olası kast ile ölüme sebebiyet verme suçunun unsurlarının oluştuğu kanaatine varmışlardır.

Bu haber toplam 1280 defa okunmuştur