
Hiç değişmeyen UBP anlayışı...
UBP bu ülkede en uzun süre iktidarda kalan tek partidir. 1976 yılında yapılan ilk seçimde tek başına iktidar olan UBP 1994’e kadar kesintisiz iktidarda kaldı.
1994-1996 dönemi ve 2004-2009 dönemi haricinde de ya tek başına, ya da koalisyonun büyük
UBP bu ülkede en uzun süre iktidarda kalan tek partidir. 1976 yılında yapılan ilk seçimde tek başına iktidar olan UBP 1994’e kadar kesintisiz iktidarda kaldı.
1994-1996 dönemi ve 2004-2009 dönemi haricinde de ya tek başına, ya da koalisyonun büyük ortağı olarak hep iktidarda oldu.
Bütün bu süreçte UBP’nin temel anlaşıyı hiç değişmedi. “Partizanlık, adam kayırma, benden olan yaşasın, benden olmayan nere isterse gitsin”.
Dün böyleydi, bugün böyledir ve iktidarda kalmaya devam ederse yarın da böyle olacak.
UBP bu anlayışını belediyelerde de hiç değiştirmedi. Yönettiği belediyelerin çoğu ya battı, ya da batma noktasındadır. Çoğu personelden kestiği sosyal sigorta, ihtiyat sandığı ve vergileri yatırmadığı gibi, banka borç taksitlerini ve piyasa borçlarını da ödememektedir.
Bunun nedeni elbette bu belediyelerin kendi belde halklarına daha fazla ve daha kaliteli hizmet vermesi değildir.
Esas olarak yeniden seçilebilmek için bildikleri tek yöntem olan her seçim dönemi belediyeye aşırı isdihdam yapmak ve belediye gelirlerini toplamamak, hatta istedikleri kişilerin borçlarını silmektir.
Sseçimi yeniden kazandıktan sonra da bir sonraki seçime kadar har vurup, harman savurmaktadırlar.
Devlet’teki UBP zihniyeti ne ise, belediyelerde de odur.
Yıllardır devleti yönettiğini iddia eden UBP hep “şükran anavatan” edebiyatı ile Türkiye hükümetlerinden “biraz daha para” istemiştir. Hatta seçim dönemlerinde “Türkiye’den en çok parayı ben alırım” propagandası da yapmaktadır.
UBP’li belediyeler de aynı yolu takip ederek her sıkıya düştüklerinde devletten biraz daha para istemektedir.
Partizanlıkta sınır tanımayan UBP hükümetleri de bu isteklere olabildiğince, ya da anavatandan alabildiği oranda yanıt varmektedir.
Yıllardır bu zihniyet hiç değişmedi. Örneğin UBP’li Turizm bakanı geçen yaz bazı belediyelere festival katkısı yaptı. Ama bu ülkenin uluslararası düzeyde festival düzenleyen CTP’li belediyelere hiç katkı yapmazken, panayır düzenleyen UBP’li belediyelere önemli katkılar yaptı.
Ya da sahili olan belediyelere, sahil temizliği için devlet ek katkı yapıyor. Ama UBP hükümetleri döneminde CTP’li belediyeler bu katkıdan hiç yararlanamadılar.
Örnekler çoğaltılabilir.
Ama asıl konumuz bakanlar kurulunun önceki gün belediyelerin bütçeden aldığı katkının dağıtımıdır.
UBP hükümeti oturdu, saatlerce kafa patlattı, öyle yaptı, böyle yaptı ve CTP’li belediyelere verilecek katkıyı azaltmak ve kendi belediyelerine daha fazla katkı sağlamak amacıyla dahiyane bir yöntem buldu.
UBP hükümeti bazı belediyelerin batmasını, yada batma noktasına gelmesini yanlış yönetim anlayışına değil CTP-BG hükümeti zamanında yapılan devrim niteliğindeki “Yerel Yönetim Reformu”na bağlamaktadır.
Bu nedenle belediyelere sağlanan katkıyı biraz daha artırma kararı aldılar. Ancak belediyelerin ortak önerisi olan %8.5’ten, %10’a çıkararak bunun %1’lik kısmını nüfusu az olan kırsal belediyelere aktarmak yerine, %8.5’ten, %9’a çıkararak bunun %0.5’lik kısmını belediyeye bağlanan köylerin nüfusuna göre ve nüfusu 5000’in altında olan belediyelere, %0.25’lik kısmını da belediyelerin yüzölçümüne göre dağıtma kararı aldı.
UBP hükümeti bu kararla aslında bütün belediyelerin nüfus oranında aldıkları %8.5’lik katkıyı %8.25’e düşürmüş oldu. Artırdığı %0.5 ile kestiği %0.25’i de UBP’li belediyelere aktarmak için bu formülü buldu.
Ama batmış olan Lefkoşa Belediyesi ile, batmış ama henüz battığı ilan edilmeyen Lefke Belediyesi bu hesaptan zararlı çıkan belediyeler arasında kaldı.
Yani maksat hasıl olmadı gibi görünüyor. Ama kazın ayağı öyle değil. Lefkoşa ve Lefke belediyelerinden umudu kesen UBP zorda olan ve sürekli nüfusu azalan Güzelyurt’u, Girne bölgesinde Girne’den sonra en büyük belediye olan Lapta’yı ve İskele ilçesinin en büyük belediyesi olan İskele’yi kurtarmaya çalışıyor.
Buna göre Güzelyurt 86 bin, Lapta 161 bin, İskele ise 179 bin TL ek katkı alacaklar.
Yani ağırlıklı olarak Lefkoşa, Mağusa, Girne ve Gönyeli’den kesilecek paralar bu belediyelere verilecek.
Bunun adı ayrımcılıktır.
Bunun adı partizanlıktır.
Bunun adı adaletsizliktir.
Bunun adı CTP’li belediyelerde yaşayan insanlara saygısızlıktır.

















