1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Her şey kamuoyunun gözü önünde, inkar edecek halimiz yok”
“Her şey kamuoyunun gözü önünde, inkar edecek halimiz yok”

“Her şey kamuoyunun gözü önünde, inkar edecek halimiz yok”

Meclis çalışmalarının verimliliğini etkileyen ana faktörün hükümetin sandalye sayısı olduğunu söyleyen Meclis Başkanı Önder Sennaroğlu, “Her şey kamuoyunun gözü önünde, bunu inkar etmeye de gerek yok, inkar edecek halimiz de yok” dedi.

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

Meclis Başkanı Önder Sennaroğlu, meclis çalışmalarının verimliliğini etkileyen ana faktörün hükümeti meclisteki sandalye sayısı olduğunu söyleyerek, “Her şey kamuoyunun gözü önünde, bunu inkar etmeye de gerek yok, inkar edecek halimiz de yok, arzu ettiğimiz seviyede bir verimlilik hasıl olmamıştır”dedi.

Komitelerin Başkanlık Divanı oluşmadan kurulduğunu ve komitelerde hükümet ve muhalefetin eşit sayıda üyesi olduğunu işaret eden Sennaroğlu, erken seçim tarihi belirlenmesi konusunda yaşanan sıkıntıyla ilgili “Birisi Ağustos 2021, diğeri Nisan 2022 diyor. Bunun ortası nasıl bulunur veya meclis başkanlığı bu kararı nasıl alır? Ben meclis başkanı olarak bütün gerekleri yerine getirdim ama bu iş neticeye ulaşmadı” diye konuştu.

Seçim tarihi konusunu tatlıya bağlamak gerektiğini söyleyen Sennaroğlu, iktidar ve muhalefetin Ocak-Şubat aylarında seçim olması yönünde bir uzlaşıya varacağına dair hissiyatı olduğunu belirtti.

Önder Sennaroğlu, bir partinin kurultayının memleket meselelerinin önüne geçmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Kurultay çalışmaları, memleket meselelerini engellememeli. Ama günün sonunda UBP’nin kurultayı yapılacak. Umarım hem muhalefet, hem iktidar, 1 Ekim’de meclis açıldığı zaman bir seçim tarihinde uzlaşırlar, ad-hoc komite tartışması da son bulur, ortak bir noktada bir tarih tespit edilir ve halka gidilir” diye konuştu.

Meclis başkanı olduktan sonra yazılı basına ilk röportajını Yenidüzen’e veren Sennaroğlu kendisine yönelik eleştirileri de yanıtlayarak, şunları söyledi:

“Ben çok fanatik değilim, inandığımı yaparım, bana kimse zorla bir şey yaptıramaz. Süreç tıkandı. Yüksek Seçim Kurulu yazı yazmadım diye beni suçladı, o cevap isteyen bir yazı değil. Meclis’ten bir karar çıkması lazım ama bu kararı çıkaracak olan Meclis Başkanı değil, Meclis Başkanı olarak üzerime düşen bütün görevi yerine getirdim.”

 

“Başkanlık Divanı oluşmadan komiteler oluştu, sıkıntı budur”

Soru: Ocak ayında meclis başkanı seçildiniz. Başkanlık döneminiz nasıl geçti?

Sennaroğlu: Meclis iç tüzüğü gereği, dokuzuncu dönem, dördüncü yasama yılı 1 Ekim 2020 başladı, 30 Eylül 2021 tarihinde sona erecek. Dördüncü yasama yılının ilk toplantısı Sayın Teberrüken Uluçay başkanlığında yapıldı ve Uluçay 18 Ocak 2021 tarihine kadar meclis başkanlığı görevini yürüttü. Ben 18 Ocak 2021 tarihinde bu göreve seçildim ve hemen ardından Başkanlık Divanı oluştu. Burada bir ayrıntı var, iç tüzük gereği birinci ve dördüncü yılda, Başkanlık Divanı oluşumundan sonra komiteler oluşur, bu defa Başkanlık Divanı oluşmadan, komiteler 4 Ocak 2021 tarihinde oluştu, şu anda yaşanan sıkıntı da budur.

 

“Komite üyelerinin sayısında iktidarın mutlaka artı bir olması gerekir”

Soru: Neden böyle oldu?

Sennaroğlu: Dördüncü yasama yılının başında Meclis Başkanı’nın seçilmesi gerekirdi. UBP’nin gösterdiği aday, Genel Kurul’da iki defa seçim yapılmasına rağmen seçilemedi, süreci zaten biliyorsunuz. Meclis Başkanı seçilemedi ama Bütçe Yasa Tasarısı’nın görüşülmesine başlanması için komitelerin oluşması gerekirdi. Şu anda parlamentoda bir sıkıntı var, muhalefet ve iktidar farklı düşünceler içerisinde. İktidar, “komite üyelerinin sayısında iktidarın mutlaka artı bir olması gerekir” diyor, Ekonomi-Plan Komitesi’nde durum budur, diğer komitelerde, Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi; İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’nde eşit sayıdadır. Bu enteresan bir durumdur. İktidar bunların düzenlenmesi için Danışma Kurulu’na müracaat etmiştir. Bir toplantı yaptık, bir netice alınmadı. Meclis tatili gündeme gelince o konu da havada kaldı.

Dördüncü yasama yılında 61 olağan ve 3 olağanüstü birleşim olmak üzere toplam 64 toplantı yaptık. 28 Haziran 2021 tarihli 59. birleşimde, iç tüzüğün 21’inci maddesi uyarınca

kurulan sürekli komiteler ve 22’nci maddesi uyarınca oluşturulan geçici özel komiteler meclis tatili sırasında çalışmalarına devam etmek amacıyla yetki aldı. Yani tatil boyunca komiteler çalışacak. Buna göre çalışacak komitelerimiz, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi; Hukuk, Siyasi İşler ve Dış İlişkiler Komitesi; İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi; Sayıştay Komitesi; Dilekçe ve Ombudsman Komitesi; Avrupa Birliği Uyum Yasa Tasarılarını Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici ve Özel Komite; İçtüzük (Değişiklik) Karar Önerisini Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici (AD-HOC) Komite ve seçim tarihi belirlemek, Seçim ve Halkoylaması Yasası değiştikliğini hazırlamak ve görüşmek üzere oluşturulan ad-hoc komitedir.

 

“Verimliliği etkileyen ana faktör, hükümetin sandalye sayısıdır”

Soru: Siz Meclis Başkanı olduktan sonra yapılan meclis çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz, verimli buluyor musunuz?

Sennaroğlu: Meclis çalışmalarının verimliliğini etkileyen ana faktör, hükümeti oluşturan parti veya partilerin meclisteki sandalye sayısıdır. Mecliste salt çoğunluk 26’dır, 26 sayısında olan bir hükümet, mutlaka sıkıntı çeker ve dolayısıyla bu da meclis çalışmalarını etkiler. Çünkü Anayasa gereği meclisin açılabilmesi için gerekli toplantı yeter sayısı 26’dır. Şu andaki hükümetin, üç bağımsız milletvekilinin desteğiyle oluşan UBP-DP-YDP koalisyon hükümetinin sandalye sayısı 27’dir. Böyle durumlarda bir milletvekili hasta olması veya başka bir nedenden dolayı mecliste olmaması durumlarında sıkıntı oluşuyor. Ne yazık ki, geçtiğimiz dönemde de bu sıkıntılar bir hayli çok olmuş ve meclis çalışmaları sekteye uğramıştı. Zaten her şey kamuoyunun gözü önünde, bunu inkar etmeye de gerek yok, inkar edecek halimiz de yok, arzu ettiğimiz seviyede bir verimlilik hasıl olmamıştır. 26-27 sandalye sayısına sahip iktidarlar döneminde meclis çalışmalarında arzu edilen verimlilik yakalanmaz, ki bu dönemde de ne yazık ki bu şekilde olmuştur.

 

Soru: UBP Milletvekili Özgürgün’ün de yurt dışında olması uzun zamandır nisap sıkıntısı olmasında etkili oluyor...

Sennaroğlu: O ayrı bir mevzu, Hüseyin Özgürgün için benim söyleyecek bir şeyim yok. Milletvekili olarak parlamentoya müracaat etmiş ve istifasını vermiştir. Ancak meclis istifasını kabul etmemiştir, “milletvekilini halk seçer, halk götürür” temel ilkesinden hareket ederek meclis bu sorumluluğu kendi üzerine almamıştır.


“Tatilde Genel Kurul olağanüstü toplanabilir, onu da hükümet çağırır”

Soru: Meclis toplanamadan kapandı ve tatile girdi. Yanılmıyorsam ilk defa, toplanamadan tatile girildi... Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sennaroğlu: 2000 yıllarının öncesinde bir kez daha böyle birşey yaşanmıştı, tekrarlanan bir toplantı değildi ama meclisin kapanması gereken, tatile çıkılacağı gün nisap olmamıştı.

Geçen hafta pazartesi nisap nihayet sağlandı, meclis açıldı. Gündemde 8 tane yasa tasarısı önerisi vardı. Genel Tarım Sigortası Fonu 2021 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı üzerinde genel görüşme yapıldı, madde madde görüşülmesine geçilmesi milletvekillerinin oyuna sunulur, yoklama istedik. İçeride nisap yoktu. 10 dakika ara verdik, tekrar yoklama yaptığımızda yine olmadı. İçtüzük gereği bir sonraki güne erteledik, yine olmadı, yine erteledik, çarşamba da olmadı ama bir daha erteleyemedik çünkü Anayasa gereği meclis temmuz, ağustos ve eylül aylarında tatildir. Halkımız bunu da “çok çalıştılar, yoruldular” şeklinde yorumlayıp tepki veriyor, belki halkımız haklıdır ama bu tatili veren biz değiliz, bu Meclis Başkanlığı veya hükümetin yetkisinde veya inisiyatifinde olan bir mesele değildir. Meclisin temmuz, ağustos, eylül aylarında tatil olması Anayasa gereğidir. Bu ancak referandumla değiştirilebilir, toplumun bunu iyi bilmesi gerekir. Tatil sırasında Meclis Genel Kurulu ancak olağanüstü durumlarda toplanabilir, onu da hükümet çağırır. Başkanlık Divanı da olağanüstü oturumların kararını alır ve çağırır. Ben, ülkemiz için, insanımız için gerekli olan her yerde varım yani çağırma konusunda bir tereddütüm yok ama benim çağırabilmem için bana talep gelmesi gerekir.

 

“Olağanüstü birleşim olup olmayacağını şimdiden söyleyemem”

Soru: Geçen sene haftada bir toplanma konusunda konsensus olmuştu. Böyle bir girişim oldu mu?

Sennaroğlu: Sıkıntılı bir dönem, üç gün nisap sağlanamadı. Hükümetin bununla ilgili bir görüşme yapıp yapmadığını bilmiyorum. Ancak işin esası şudur, Ferdi Sabit Soyer’in Başbakan olduğu dönemde, üç aylık tatilde, yasa tasarılarının yasallaşması için genel kurulun çalışması konusunda Başsavcılık’tan görüş alındı. Ben de o zaman Ferdi Bey’in kabinesinde Tarım Bakanı’ydım. Ama oradan alınan görüş, yanlış hatırlamıyorum herhalde, bunun yasal olmadığı yönündeydi yani “tatil döneminde meclis yasa tasarılarını yasallaştıramaz” şeklinde bir görüş ortaya çıkmıştı.

Geçen yıl dörtlü koalisyon hükümeti, Sayın Tufan Erhürman’ın başbakanlığı döneminde yaz tatilinde olağanüstü birleşimler yapıldı. Olağanüstü derken, muhalefette olan partiler de buna itiraz etmedi, bu konsensusla oldu. O dönemde pandemi koşulları olduğu için, “pandemi olağanüstü bir durumdur” denilerek, yasa tasarıları yasallaştı. Önümüzdeki üç ay zarfında olağanüstü bir durum olur mu veya olağanüstü hal gerektirecek bir yasa tasarısının yasalaşması icap eder mi, onu şimdi kestiremiyorum. Olağanüstü birleşim olup olmayacağını şimdiden söyleyemem. Olması gerekirse, biz Meclis Başkanlığı olarak gerekeni yaparız.

 

“Meclis başkanı olarak bütün gerekleri yerine getirdim”

Soru: Şu anda bir de seçim bilmecesi var. Erken seçim tarihi için karar bir türlü alınamadı. Ad-hoc komite oluşturuldu, o konuda da çoğunluğun hükümette olmasına yönelik eleştiriler var. O komite 3 Nisan 2021 tarihi konusunda karar aldı ama o da Genel Kurul’a gelemedi. Öte yandan Yüksek Seçim Kurulu, boşalan bir milletvekilliği için meclisin Haziran ayı içerisinde bir gün belirlenmesi gerektiğini, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim tarihi olarak önerdiği 20 Haziran 2021 tarihinin saptanması halinde 21 Nisan 2021 tarihinden önce karar alınması gerektiğini meclise bildirdi ancak Meclis Başkanlığı’nın da bu yazıya cevap vermediğini açıkladı. Neler oluyor?

Sennaroğlu: Meclisin seçim tarihi konusunda karar alması gerekir, doğrudur ama Meclis Başkanlığı, ben, kendi inisiyatifimle yasa tasarısı hazırlayamam. Benim görevim hükümetten veya siyasi partilerden gelen önerileri değerlendirip, komitelere gönderip, komitelerde düzeni sağlayıp, genel kurulda o öneriyi veya yasa tasarısını oylatmaktır. Gelenleri de öyle yaptım zaten. Muhalefet partilerinden Ağustos 2021 önerisi geldi, genel kurula getirdim, Hukuk-Siyasi İşler Komitesi’ne gönderdim. Hükümetten 3 Nisan önerisi geldi, onun da gereği neyse yaptım, genel kuruldan komiteye havale edildi. Ama tıkanıklık şurada, başında söylediğim gibi komitelerde hükümet ve muhalefet eşit sayıda, birisi Ağustos 2021, diğeri Nisan 2022 diyor. Bunun ortası nasıl bulunur veya meclis başkanlığı bu kararı nasıl alır? Ben meclis başkanı olarak bütün gerekleri yerine getirdim ama bu iş neticeye ulaşmadı. Ayrıca Serdar Denktaş bir öneri yaptı, onun da gereğini yaptım.

 

“Yüksek Seçim Kurulu’ndan gelen yazı bilgi olarak geldi, cevap isteyen bir yazı değildi”

Yüksek Seçim Kurulu’ndan gelen yazıya gelince, ona bir cevap yazma pozisyonumuz yok zaten. Mecliste gizli kapaklı hiçbir şey olmuyor, her şey canlı olarak yayınlanıyor. Benim Meclis Başkanı olarak Yüksek Mahkeme Başkanı’na yazı yazabilme olanağım yok. Ne yazayım ki? Bize gelen yazı da bilgi olarak geldi, cevap isteyen bir yazı değildi.

 

Soru: Bütün bu tıkanıklığı UBP adayının iki kere seçilememesi nedeniyle, eski divanın komiteleri oluşturması olarak görüyorsunuz...

Sennaroğlu: İşin doğrusu bu. Muhalefet, CTP, “siz bir azınlık hükümetisiniz, 3 bağımsızın desteğiyle 27 oluşturursunuz, komitelerde fazla sayıda olamazsınız” diyor, onlara da saygı duyuyorum.

 

Soru: Seçim tarihi belirleyecek ad-hoc komitenin oluşturuluş şekli, üye sayısı da tartışma konusu oldu...

Sennaroğlu: Biz bu işi Danışma Kurulu’na götürdük, muhalefet toplantıyı terk etti. İki defa çağırdım, gelmediler. İç tüzüğe göre benim konuyu genel kurula götürme yetkim var. Konuyu iç tüzük kuralları çerçevesinde genel kurula götürdüm, yanlış bir şey yok. Zaten en son sözü genel kurul söyler. 17 Mayıs’ta 27 milletvekilinin, 26’sı “evet” dedi, Serdar Denktaş çekimser kaldı. 26 milletvekili buna “evet” dediyse bunun tartışması olur mu? İç tüzük kuralları çerçevesinde ad-hoc komiteyi genel kurula götürdüm, “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” yani son sözü genel kurul söyledi.

 

“İnandığımı yaparım, bana kimse zorla bir şey yaptıramaz”

Soru: Size yönelik, meclis başkanı olarak  tarafsız olmadığınıza dair eleştiriler de var. Ne düşünüyorsunuz?

Sennaroğlu: Ben bu konularda çok fanatik değilim, inandığımı yaparım, bana kimse zorla bir şey yaptıramaz. Süreç tıkandı. Yüksek Seçim Kurulu yazı yazmadım diye beni suçladı, o cevap isteyen bir yazı değil. Meclis’ten bir karar çıkması lazım ama bu kararı çıkaracak olan Meclis Başkanı değil, Meclis Başkanı olarak üzerime düşen bütün görevi yerine getirdim.


“Bir partinin kurultayının memleket meselelerinin önüne geçmemesi gerekir”

Soru: Seçim bilmecesi nasıl çözülecek?

Sennaroğlu: Ben hem muhalefetin hem de iktidarın tarihlerini genel kurula getirdim ve komiteye gönderdim, bir netice alınmadı. Şimdi zaman geçti, muhalefet artık Ağustos 2021’de seçimi öneremez. Bu işi tatlıya bağlamak lazım. Kimse de seçimden kaçamaz. Benim hissiyatım bana der ki, herhalde UBP, Ocak-Şubat’a, biraz geri gelecek. Tabii UBP’nin bir de kurultayı söz konusu, bu da bir gerçek. Bir partinin kurultayı memleket meselelerinin önüne geçer mi? Geçmemesi gerekir ama kurultay da bir gerekliliktir. Kurultay çalışmaları, memleket meselelerini engellememeli. Ama günün sonunda UBP’nin kurultayı yapılacak. Umarım hem muhalefet, hem iktidar, 1 Ekim’de meclis açıldığı zaman bir seçim tarihinde uzlaşırlar, ad-hoc komite tartışması da son bulur, ortak bir noktada bir tarih tespit edilir ve halka gidilir.

 

“Hükümetin 27’sinde bir sıkıntı var, o aşılır mı? O hükümetin işi, beni çok bağlamaz”

Soru: Komitenin karar aldığı 3 Nisan tarihi de genel kurula gelmeden meclis tatile çıktı...

Sennaroğlu: Pazartesi günü getirseydik, genel kurulda zaten nisap yoktu, salı da nisap bulunmadı, çarşamda da olmadı. Getirsek ne olacaktı? Zaten hükümetin 27’sinde bir sıkıntı var, o aşılır mı? O hükümetin işi, beni çok bağlamaz, bizi ilgilendirmez. O, hükümeti oluşturan siyasal partilerin sorunudur, umarım aşılır. Ülkede insanımızın ekonomik sorunları, pandeminin yarattığı etkiler vardır. Bunların aşılması için herkesin üzerine düşen görevi yapacağına inanıyorum ve daha güzel günler göreceğiz.

 

“Siyasette bir gün çok uzundur”

Soru: Ara seçim de yok. Yaz tatili döneminde seçimle ilgili bir gelişme beklemiyorsunuz diye anlıyorum...

Sennaroğlu: Siyasette bir gün çok uzundur, bilemem. Tecrübelerim bunu söyler, bu sorunuza kesin bir cevap veremem. Bazen 24 saat çok uzundur, çok şey değişir.

Ad-hoc komitede Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın “ara seçimler haziran ayı içerisinde yapılır maddesine bakılmaksızın” şartı konularak seçim tarihi belirlenecekti. O şekilde olduğunda anomali ortadan kalkardı. Şimdi olmadı, Ekim’de olacak, anomali ortadan kalacak. Geçmişte de örneği var, 2001 yılında DP milletvekili Elbasan trafik kazasında hayatını kaybetti, 2002’de ara seçim yapılmadı ve 2003’te seçim yapıldı. Biz bunu örnek alalım anlamında söylemiyorum. Ama şimdi süreç böyle geldi ve bir tıkanıklık oldu, kilitlenme oldu. Ad-hoc komite seçim tarihi yayınladı, bunun 5 gün beklemesi gerekirdi ve Genel Kurul’a yetişmedi. Genel Kurul’a gelseydi bile kalacaktı çünkü nisap olmadığı için Genel Kurul zaten toplanamadı.

 

“Seçim sisteminin tartışılmasında muhalefet dışlanamaz”

Soru: Tartışmalı ad-hoc komitenin Seçim ve Halkoylaması Yasası değişikliğini hazırlamak ve görüşmek üzere oluşturulduğunu da söylediniz. Bu yasanın değişmesi gerektiği konusunda bir görüş birliği var ancak muhalefetin olmadığı bu komitede bu değişikliklerin çalışılması ne derece doğru olur?

Sennaroğlu: Çarşaf liste birçok partiyi rahatsız ediyor, Yüksek Seçim Kurulu’nu da rahatsız ediyor. Seçim sisteminin mutlaka yeniden şekillenmesi gerekir. Konunun mecliste görüşülmesi konusunda iktidarla muhalefet arasında bir sıkıntı olacağını sanmıyorum ama mesele o noktaya gelmedi, konu seçimin tarihinde kilitlendi. Seçim sisteminin değiştirilmesi konusunda değişik görüşler var ama seçim tarihinde bir uzlaşı ortaya çıktıktan sonra seçim sistemi üzerinde görüşmeler mecliste mutlaka yapılacak, yapılması gerekir. Onun da yapılacağına inanıyorum.

Ad-hoc komitede “haziran ayında ara seçim yapılır maddesine bakılmaksızın” diyerek seçim tarihini belirleyecek. Hükümet ve muhalefetin Ocak-Şubat aylarında seçim olması yönünde bir uzlaşıya varacağına dair hissiyatım var. Yasada değişiklik yapmak ad-hoc komitenin yetkisi dahilindedir ancak hükümetin, bu ad-hoc komitede, yasanın bütününde genel değişiklik yapma yönünde bir eğilimi yok. Seçim sisteminin tartışılmasında muhalefet dışlanamaz.

yd-destek-gorseli-181.jpg

Bu haber toplam 2741 defa okunmuştur