
Eylem var
Lefkoşa’da bu akşam eylem var. BES’e destek için. Umarım ‘umursamazlık’ bu eylemde son bulur. Eleştirilerini kahve-kulüp köşelerinde, kapalı kapılar ardında yapanlar da doldururlar eylem alanını. Aylardır sürünen, ne yapacağını
Lefkoşa’da bu akşam eylem var. BES’e destek için. Umarım ‘umursamazlık’ bu eylemde son bulur. Eleştirilerini kahve-kulüp köşelerinde, kapalı kapılar ardında yapanlar da doldururlar eylem alanını. Aylardır sürünen, ne yapacağını bilemeyen, ne olacağını bilemeyen Belediye emekçilerine destek için.
Pislik içinde yüzen Lefkoşa’yı bir daha düşünün. Ama neden böyle olduğunu, sorumluların kim olduklarını da düşünün ve bu eyleme katılın. Katılın ve bilin ki sıra size de gelebilir. Daha önce KTHY çalışanlarının başına geldiği gibi. Bundan sonraki sıradakilerin başına geleceği gibi.
***
Bu insanlar evlerinde ne yiyor ne içiyor, hiç merak ettiniz mi ? Bir sokum ekmek parasını nerden buluyorlar, hiç düşündünüz mü ? Maaşını ne zaman alabileceğini bilmeden yaşamanın ne demek olduğunu hiç düşündünüz mü ? Zar zor edindiği ekmek kapısının kapanıp kapanmayacağını bilmeyen; işini kaybederse kendisinin ve ailesinin yaşamasını nasıl sürdüreceğini bilemeyen bir adamın yerine koydunuz mu kendinizi hiç ?
Pislik içinde yüzden Lefkoşa’nın bu hale gelmesinden çok mutlu olduklarını mı sanıyorsunuz bu insanların ? Sorunlarına çözüm bulacak bir muhatap bulamadıklarının farkında mısınız ?
Lefkoşa sokaklarında, arabanızla dahi olsa bir tur atmak zahmetine katlandınız hiç ? Koku bir yana, artık çöp yığınlarının yolları tıkadığını görmüyor musunuz ?
Çöp yığınları arasında dolanan farelerin, nelere neden olabileceğini bilmiyor musunuz ?
Yoksa grevcilerin, bütün bunlardan büyük bir keyif aldıklarını mı düşünüyorsunuz ?
***
Direniş devam ediyor. Üstelik tüm baskılara, tehditlere karşın. Maaşını alamayan, geleceğinin ne olacağını bilemeyen insanların ve onlara destek olmaya çalışanların direnişi bu. Ama bir Bakanımız çıkıyor ve “Böyle devam ederlerse başlarına geleceklere de katlanmaları gerek” diyor. Ona göre, bütün bu rezilliğin tek ve tek sorumlusu bu insanlar.
Tehdit ediyor ve diyor ki;
“Maaşlarınızı alamıyorsunuz...Önemli değil...
Ev kiranızı, elektrik, su paranızı, borç taksitlerinizi veremiyorsunuz... Önemli değil...
Eve ekmek, çocuğunuza süt götüremiyorsunuz... Hiç önemli değil...
Geleceğinizin ne olacağını bilmiyorsunuz... Önemli değil...
Sizler, bütün bu ıvır zıvır gerekçeleri (!) bir kenara atın ve para mara düşünmeden görevlerinizin başına dönün.
Bütün bu olup bitenlerin gerçek sorumlusu kim , önemli değil...
Sokaklar pislikten geçilmiyor ama önemli değil...
Yarın obür gün hastalıklar da başgösterebilir..Bu da önemli değil...
Dünyaya rezil oluyoruz...Bu önemli değil.
Önemli olan,
‘Uçan’ ekonomimizin kanatlarını kesmemek....
Anavatandaki ‘Büyüklerimize’ rezil olmamak...
***
“Devleti kimse deniz zannetmesin....” diyor sayın yetkili.
Hepimiz öyle diyoruz. Ama gerçekten ‘deniz’ zannedenlerin vede musluğun başındakilerin de hesap vermesini bekliyoruz.
Biz Devlet’i deniz zannetmiyoruz ama, Devlet’in koltuklarında oturanların harcamalarını da izliyoruz ibretle.
Biz Devlet’i deniz zannetmiyoruz ama, makam arabalarına, gıcır ve lüks polis arabalarına, kokteyllere, ziyafetlere de “dur” denilmesini bekliyoruz.
Fedakarlığın sadece bir kesimden değil, tepeden tırnağa her noktada yapılmasını beklemek hakkımız değil mi ?

















