
ELEKTRİKLİ DURUM…
Kıb-Tek’in özelleştirme kisvesi altında satılması, ne ekonomik ne de politik olarak doğru değildir. Kamu’nun, stratejik üretim olan enerji sektöründen tamamen çekilmesi Kıbrıslı Türkler için bir tehdit ve tehlikedir.
Kuzey Kıbrıs’ta el
Kıb-Tek’in özelleştirme kisvesi altında satılması, ne ekonomik ne de politik olarak doğru değildir. Kamu’nun, stratejik üretim olan enerji sektöründen tamamen çekilmesi Kıbrıslı Türkler için bir tehdit ve tehlikedir.
Kuzey Kıbrıs’ta elektrik enerjisi üreten özel sektör var. Devletin sağladığı onca olanaklara rağmen, bu özel sektörün üretimi ne güvenilir niteliktedir, ne de maliyetleri düşüktür. Dolayısıyla, Kıb-Tek’in öyle veya böyle, toptan veya bölümler halinde özelleştirilmesi ve satılması Kıbrıslı Türklerin gündeminden çıkarılmalıdır. Siyasetin ve Kıb-Tek’in, çevreye saygılı, daha düşük maliyetli ve kaliteli enerji üretimi ve enerji tüketim politikaları üzerine odaklanması gerekiyor.
1995 yılından beridir, Lefkoşa’daki Türkiye Büyükelçiliği, Kıb-Tek’in Kıbrıslı Türklerin elinden alınması için çaba içindedir. 1995 yılında görev yapan Büyükelçi’nin yaptıkları Kıb-Tek’liler ve o dönemde konu ile ilgili tarafların hafızasında halen vardır. Özelleştirme için Bakanlar Kurulu’nda alındığı söylenen ama kabine üyelerinin haberi olmayan ‘Bakanlar Kurulu Kararı’nın, resmi gazeteye yayınlanmak üzere giderken nasıl önlendiğini meraklılar o dönemin Kıb –Tek Yönetim Kurulu üyelerinden öğrenebilir.
Bir inattır gidiyor… O zamanlar, “teknik olarak yetersizsiniz, çalıştıramayacaksınız, verin şu Türkiye özel şirketine” diyorlardı. Bu değerlendirmenin doğru olmadığı uygulamada görülünce de, “Kıb-Tek borç batağındadır, verin şu Türkiye özel şirketine” demeye başladılar… Kıb-Tek borçlarından kurtulduğunu zaman da başka neden bulup aynı inadı sürdürecekler… Amaç bellidir, Kıbrıslı Türkleri mal ve hizmet üretiminden koparmak, tüketen ve bağımlı bir ‘sunni Müslüman Türk cemaati’ haline getirmek…
AKP hükümetinin uydusu UBP hükümeti eliyle, onlar için uzamış olan bir hikayeyi artık onlar için mutlu sona ulaştırmak istiyorlar… Kıb-Tek çalışanları, örgütlü oldukları El-Sen liderliğinde direniyor… Sivil toplum örgütleri de bu direnişe destek veriyor.
Kıb-Tek borç batağında mı? El-Sen olmadığını ayan beyan ve kanıtlarıyla anlatıyor. Hükümet tarafı, Kıb-Tek’ten alacaklı olduğunu söylüyor ama kanıt yok ve hiç kimse de inanmadı… Kamu kuruluşlarının tükettiği enerjiyi ödemediğini herkes biliyor. Bazı büyük tüketicilerin de, siyasi etkilerini kullanarak borçlarını ödemediğini bilmeyen yok… Ve ödenmemiş alacaklar hesaba katılmadan, Kıb-Tek’in borçları üzerinden, Kıb-Tek’e kefen biçiliyor…
Yanlış hesap Bağdat’tan dönermiş… El-Sen Kıb-Tek’i yönetenlere “sen Kıb-Tek’in cenaze levazımatçısısın ama biz de Kıb-Tek’e hayat verenleriz, Kıb –Tek’i yaşatacağız” diyerek elektrik faturalarını ödemeyen kamu ve özel kuruluşlarının elektriğini kesmeye başladı. Normal bir yapı olsa, böyle bir durumda, ya Kıb-Tek yöneticileri istifa ederdi, ya da elektriklerin kesilmesine kendilerince karar üretenler disipline verilirdi. Kamu vicdanı, El-Sen’in yanında, onların karar verip uygulama yapmasını yadırgayan olmadı. O zaman Kıb-Tek Yönetim Kurulu doğrusunu yapıp, “biz yönetemedik” deyip istifa etmeliydi.
Etmezler, etmeyecekler de… Yüzsüzlük ta en yukarıda… Mahkeme kararlarına rağmen makam işgaline devam eden birileri varken, El-Sen kararlarına rağmen Yönetim Kurulu üyeleri makamlarını niye terk etsin. LTB’de yönetime el koyacağım diyen bir sendikaya karşı LTB’nin başkanı ve meclis üyeleri suskun şekilde makamlarda dururken, Kıb-Tek yönetim Kurulu üyeleri niye istifa etsin…
UBP’nin İrsen Küçük hükümeti, artık, ülkenin dingilini kopardı. Bu gelişmeler isyan halleridir. Elektrik Kurumu’nda isyan eksersizi yapılıyor, hükümet tavla teslim… LTB’de isyan ve yönetime el koyma ilanı yapılıyor, LTB yönetimi suskun, yani tavla teslim olmaya hazır… Mahkeme, “olmadı İrsen Bey” diyor, İrsen Bey de mahkeme kararına isyan halinde; mahkemeler de İrsen Bey’e yaptırım yapamıyor, hukuk bu duruma tavla teslim…
İyi giden ne var? Maya takvimi tutmadı, fiili kıyamet gerçekleşmedi… Ne güzel…
Politik kıyamet ha koptu ha kopacak gibi ama… Bu kıyamet herkes için olmayacak, İrsen Bey ve UBP için olacak…
Galiba şikayet eden de olmayacak… Ne güzel…

















