
BUGÜN 1 HAZİRAN DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
Kimi gülüp oynuyor kimi çocukluğunu bile yaşayamıyor
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de 1 Haziran Çocuk Günü coşkuyla kutlanmasına rağmen ülkede çocuk haklarını hiçe sayan olaylar yaşanıyor.
Ülkemizde kimi çocuk bu özel günü doyasıya yaşarken kimi de ç
Kimi gülüp oynuyor kimi çocukluğunu bile yaşayamıyor
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de 1 Haziran Çocuk Günü coşkuyla kutlanmasına rağmen ülkede çocuk haklarını hiçe sayan olaylar yaşanıyor.
Ülkemizde kimi çocuk bu özel günü doyasıya yaşarken kimi de çocukluğunu dahi yaşayamıyor. Yaşamın getirdiği zor şartlar nedeniyle çalışmak zorunda bırakılan çocuklar bir tarafa, küçük yaşta şiddete maruz kalmış, istismar edilmiş çocuklar da ülkenin yarayan kanası olarak dikkat çekiyor.
ŞİDDET, İHMAL, İSTİSMAR…
Çocuklara karşı cinsel istismarın ülkemizde eksik olmadığı, böyle bir günde dahi istismarın devam ettiği biliniyor. Gerek ailelerin ihmalkârlığı gerekse devletin almadığı önlemler nedeniyle kimi çocuk zor bir yaşantı sürmeye mahkum bırakılıyor.
Kuzey Kıbrıs’ta risk altında yaşayan, şiddet gören, ihmal ve istismara uğrayan çocuk sayısının giderek arttığına dikkat çeken uzmanlar da çocuklara yönelik şiddete karşı hükümetin somut adım atmamasına da dikkat çekiyor.
DEVLET YETERSİZ
Çocuk konusunda ülkemizde yaşanan olumsuzluklar bu yıl içerisinde de kendini gösterirken, bu olaylarda devletin “çocuk şiddeti ve istismarı” konusunda yetersiz kaldığı görülüyor.
Özellikle maddi sıkıntı nedeniyle aileleri tarafından ihmal edilen kimi çocuk, ya uyuşturucuya ya da fuhuşa doğru sürükleniyor. Bu yıl da mahkeme gündemlerine bakıldığı zaman küçük yaşta uyuşturucuyla tanışmış çocuklar yanında hem cinsi ile ilişkiye girmek zorunda kalan erkek çocukları oldukça dikkat çekiyor. Ailenin kontrolünden çıkmış kimi çocuk devletin koruması altına alınsa da yetersiz önlemler nedeniyle mağduriyet yaşıyor. 2012 Şubat ayı içerisinde Güney Kıbrıs eski Maliye Bakanı Michalis Sarris ile ilişkiye girdikleri iddia edilen 14 ila 16 yaşındaki erkek çocuklarının yaşadığı trajedi bunun en büyük örneği olarak göze çarpıyor.
DEVLET ELİYLE İSTİSMAR
Kötü alışkanlılar edinmiş bu çocuklardan bazıları ise devlet eliyle istismar ediliyor. Oldukça zor şartlarda büyüyen bazı çocuklar, devletten de beklediği ilgili göremiyor. 16 yaşındaki A.K isimli çocuk da bu örneklerden biri.Çocuk yuvasından çıkarıldıktan sonra Çalışma Bakanı Şerife Ünverdi tarafından bir inşaatta işçi olarak çalıştırılmaya başlanan A.K, çok zor şartlarda olduğunu dile getirmişti. Kendisine yardım edilmediğini üstelik, dikkate alınmadığını aktaran A.K, yine de hayata tutunmaya çalıştığını aktarmıştı. Hükümet kendi eliyle bir çocuğu istismara uğratmış üstelik gereken önlemi de almamıştı.
CİNSEL İSTİSMAR
Ayrıca geçtiğimiz Ocak ayı içerisinde Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürlüğü’ne bağlı Çocuk Yuvası’ndan kaçan iki kız çocuğunun tecavüze uğraması oldu. Çocuk Yuvası’nda kendilerine iyi davranılmadığı için kaçan iki kız çocuğu, polis tarafından 28 Ocak günü bulunmuştu. Kız çocuklarının korunamayarak, cinsel istismara maruz kalmasına neden olan hükümet, çare üretmek yerine olayın kapatma yoluna gitmişti.
EN AĞIR ŞİDDET
Yaşanan diğer çocuk olayı ise ülke gündemine bomba gibi düşen ve büyük infiale neden olan 7 yaşındaki Mustafa Diker’in öldürülmesi oldu. Öz babası tarafından defalarca darp edilip boğularak öldürülen Küçük Mustafa, minik yaşta şiddete maruz kalmıştı. Mustafa ile ilgili Sosyal Hizmetler Dairesi’ne bilgi verilmesine rağmen hiçbir şekilde önlem alınmamış adeta devlet eliyle ölüme gönderilmişti. Ölümünden sonra Meclis’te dahil olmak üzere herkesin gündemine giren Mustafa Diker, Kuzey Kıbrıs’ın tarih sayfalarına en acı şekilde yazılan şiddet olayı olarak girdi.
SOMUT ADIMLAR ŞART
Mustafa Diker’in ölümüyle bazı kurumlar ülke gerçeklerini de ortaya koymuştu. Toplumsal Cinsiyet ve Azınlık Enstitüsü, KKTC’de risk altında yaşayan, şiddet gören, ihmal ve istismara uğrayan çocuk sayısının giderek arttığına dikkat çekerek, 7 yaşındaki Mustafa’nın ölümüyle sonuçlanan aile içi şiddetin devletin çocukları koruma sorumluluğunu yerine getiremediği gerçeğini ortaya çıkardığını belirtmişti.
Acil önlemler alınmadığı takdirde çocuklara yönelik şiddet olaylarının devam etmesi ve ölümle sonuçlanmasının önüne geçilemeyeceğini vurgulanmış, hükümetin konuyla ilgili somut adım atmasını istemişti.