
Bu çağda, bu eziyet…
Bildiğiniz düz yol...
Ne sağa dönmek var, ne sola...
30 Ağustos’tan iki gün önce “prova” için yürüdüler...
İki gün sonra, tören!..
Aynı askerler...
Aynı bando...
Aynı öğrenciler...
Aynı tanklar...
***
Bildiğiniz düz yol...
Bildiğiniz düz yol...
Ne sağa dönmek var, ne sola...
30 Ağustos’tan iki gün önce “prova” için yürüdüler...
İki gün sonra, tören!..
Aynı askerler...
Aynı bando...
Aynı öğrenciler...
Aynı tanklar...
***
Bildiğiniz düz yol...
Ne köşe var, ne bucak.
29 Ekim’den iki gün önce “prova” için yürüdüler...
İki gün sonra, bu kez tören!..
Aynı askerler...
Aynı bando...
Aynı öğrenciler...
Aynı tanklar...
***
Bildiğiniz düz yol...
Ne tümsek var, ne tepe, ne de dağ...
15 Kasım’dan iki gün önce “prova” için yürüdüler...
Yarın yine yürüyecekler, bu kez tören.
Aynı askerler...
Aynı bando...
Aynı öğrenciler...
Aynı tanklar...
***
Ve tüm bir başşehir, araçlar, insanlar, yollarda perişan...
Ülkenin tek ana yolu ki, Girne’den Lefkoşa’ya, Mağusa’dan Güzelyurt’a bağlıyor yaşamı, KAPALI...
Aynı düz yolda, 4 ayda 8 kez “sol sağ” yürünebilsin diye...
CEHALET değil de ne ?
***
“Ne” olduğunu söyleyelim, yine...
“Psikolojik harp” bu, herkese, “Görünüz işte, tankımız var, tüfeğimiz var, törenimiz var” diye...
Ve yıllar yılar yılı, herkes “razı” bu eziyete...
***
Eğer yeniden bir sol parti gelirse hükümete...
Ve bu rezalet, öylece sürer gider...
Yazıklar olsun vurduğum mühre de, hepimize de...
Bu çağda...
Bu “eziyet”...
Yetti be!..

















