1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Avukat Menteş Aziz’den ŞAŞIRTAN İDDİA
Avukat Menteş Aziz’den ŞAŞIRTAN İDDİA

Avukat Menteş Aziz’den ŞAŞIRTAN İDDİA

Avukat Menteş Aziz’den, mahkemede, şaşırtan iddia: “Veçhi’yi polis öldürdü”

A+A-

-Polis makamları “mahkeme huzuru”ndaki bu ağır iddiaya karşılık şu ana kadar “sessiz” kaldı. Başbakanlık tarafından oluşturulan “Araştırma Komitesi” ise çalışmalarını sürdürüyor.

-Peki ‘soygun soruşturması’ ne aşamada? Polisin Güzelyurt’ta tutukladığı, Değirmenlik’te sorguladığı bir numaralı zanlı, avukatının iddiasına göre önceki akşam bu kez Girne’ye götürüldü, orada sorguya çekildi. Henüz ortada ‘itiraf’ yani ‘suçu üstlenen’ yok, para yok, ‘kar maskeleri’ yok!.. Yani ‘emare’ yok

-Polisin ‘konuştu’ iddiasındaki,‘1 numaralı’ zanlı, “parayla bir bahçeye girdiler, geri çıktıklarında para yoktu” demiş. Bu iddia üzerine yüzlerce polis kendilerine ‘tarif edilen’ bahçeyi aramış ancak para bulunamamış. ‘Polis subayı’ zanlı Türkiye’de serbest kaldı… Yine de polisimiz için ‘şüpheli’, bunun sebebi, olay yerinde bulunan 9 mm’lik ‘mermi kovanı’

 

Cenk Mutluyakalı

“3 milyonluk soygun”la ilgili iki zanlının Güzelyurt Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldığı soruşturmada, avukat Menteş Aziz’in bir iddiası bir anda herkesi ‘dondurdu’!
Deneyimli avukat, “Veçhi’yi polis öldürdü, merdiven ayaklarından aşağıya attı, şu anda yürüttüğü soruşturma da tümüyle hayal ürünüdür” dedi.
Avukatın iddiası “soygun soruşturması”nda polise yönelik bir “güvensizlik” ifadesi olarak öne çıktı.
Bir anlamda “Veçhi’nin polis korumasında ölmesine” gönderme yaparak “nasıl güvenelim” demek istedi.
Çok ağır ve ciddi bir iddia!..
Bu iddia tümüyle ilgili avukata aittir ve şu ana kadar kamuoyu ile paylaşılan bilgiler içerisinde bu iddiayı doğrulayacak bir ‘veri’ ortada yoktur.
Polis makamları “mahkeme huzuru”ndaki bu ağır iddiaya karşılık şu ana kadar “sessiz” kaldı.
Başbakanlık tarafından oluşturulan “Araştırma Komitesi” ise çalışmalarını sürdürüyor.

Peki ‘soygun soruşturması’ ne aşamada?


24 Temmuz 2014 Perşembe günü, saat 10.30 sıralarında, Lefkoşa-Güzelyurt anayolunda, Kooperatif Merkez Bankası’nın para taşıma aracı kar maskeli ve silahlı iki kişi tarafından kaçırıldı.
Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası’na ait 3 milyon TL tutarındaki parayı bankanın Güzelyurt şubesine  götüren Gültekin Serinkan yönetimindeki ZFJ 735 plakalı aracın önü Mevlevi çemberi yakınlarında kesildi.  Plakası meçhul ford escort marka araç, parayı taşıyan aracın önünü keserek durmasını sağladı.  Plakası meçhul araçtan inen kar maskeli ve tabancalı iki kişi, ZFJ 735 plakalı araç sürücüsü Serinkan ve araçta bulunan diğer banka görevlisi Halil Ceyhan’a tabanca doğrultup, araçtan inmelerini sağladı. Soygunculardan biri bankaya ait araç, diğeri ise plakası meçhul ford escort ile Güzelyurt istikametine doğru kaçtı. Araçlar, Bostancı’da Zakaf  mevkiinde toprak yol içerisinde terk edilmiş vaziyette bulundu. Her iki aracın yakılmaya teşebbüs edildiği de görüldü.
Yeni bilgi ‘soygun’ sırasında ‘kar’ maskeli kişilerden biri, havaya bir el ateş etti.
Olay yerinde daha sonra 9 mm’lik bir mermi kovanı bulundu. İşte bu mermi kovanı dikkatleri ‘polis subayı zanlı M.Ç’ye’ çevirdi.
Türkiye’de bulunan M.Ç, Türkiye Savcılığı tarafından sorgulanmasının ardından serbest bırakıldı.
Polis “kar maskeli” iki kişinin M.Ç ve R.F olduğunu düşünüyor. R.Ç, Türkiye’de, iadesi isteniyor.
Polis Basın Subaylığı dün bir açıklama yaptı ve şu görüşleri ortaya koydu:
“24 Temmuz 2014 tarihinde Lefkoşa-Güzelyurt anayolu üzerinde Mevlevi çemberinde gerçekleşen soygun olayında yer aldığı tespit edilen ve Türkiye’de bulunan M.Ç, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti Savcılığı tarafından sorgulanmasına müteakip serbest bırakılmıştır. Adı edilenin ve olayda yer aldığı tespit edilen R.F’nin ülkemize iadesinin sağlanması için KKTC Hukuk Dairesi (Başsavcılık) nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmuştur.”

-------------------

PEKİ ‘SOYGUN SORUŞTURMASI’ NE AŞAMADA?

Polisin Güzelyurt’ta tutukladığı, Değirmenlik’te sorguladığı bir numaralı zanlı, avukatının iddiası ile önceki akşam bu kez Girne’ye götürüldü, orada sorguya çekildi. Henüz ortada ‘itiraf’ yani ‘suçu üstlenen’ yok, para yok, ‘kar maskeleri’ yok!.. Yani ‘emare’ yok.
Polisin ‘konuştu’ iddiasındaki,‘1 numaralı’ zanlı, “parayla bir bahçeye girdiler, geri çıktıklarında para yoktu” demiş. Bu iddia üzerine yüzlerce polis kendilerine ‘tarif edilen’ bahçeyi aramış ancak para bulunamamış. ‘Polis subayı’ zanlı Türkiye’de serbest kaldı… Yine de polisimiz için ‘şüpheli’, bunun sebebi, olay yerinde bulunan 9 mm’lik ‘mermi kovanı’…
1 numaralı zanlı B.Ç’nin nasıl yakalandığına dair de ‘doğrulanmamış’ bilgiler var.
Bir iddia, B.Ç “olay mahali” içerisinde Facebook’a mobil giriş yaptı ve “ismi” şüpheli görüldüğünden “sorgu”ya alındı.
B.Ç’nin “itiraflarından” birinin de “olay günü giyilen kıyafetlerin yakıldığı” yönündeki bilgi olduğu söyleniyor.
Bu “kıyafetler”e polis tarafından ulaşıldığı da konuşuluyor ancak bu eylemin “soygunla doğrudan ilgisi” üzerine bir yorum yapılamıyor.
Bir diğer iddia, soygunda kullanılan aracın ‘satın alındığı’ kişinin ‘zanlı 1’in ismini verdiği.
Polisin, soyguncuların kısa bir süre önce aracı satın aldıklarını belirleyerek, araştırmayı genişlettiği, aracın gerçek sahibine ulaştığı ve ‘araç sahibi ile yapılan telefon görüşmeleri’ incelenerek Zanlı 1’in yakalandığı…

Güzelyurt Polis Müdürlüğü devre dışı mı?

“Soygun soruşturması”nda Güzelyurt Polis Müdürlüğü’nün devre dışı bırakıldığı iddiaları da fazlaca konuşuluyor.
Bunun bir sebebi olarak “Kooperatif aracında bulunan görevlilerden birinin, Güzelyurt Polis Müdürlüğü’ndeki bir yetkili ile akrabalığı” gösteriliyor.
Yine de 1 numaralı zanlının Güzelyurt yerine Değirmenlik’te sorgulanması “yargı” aşamasında farklı “şüphelere” neden oluyor.
Zanlı 1’in avukatı, “M.Ç’ye zorla ifade verdirildi, bu nedenle Değirmenlik’e götürüldü” derken, Mahkeme Başkanı İlker Sertbay da “Polisin anlamsız ve gereksiz bazı tutumları bu sorulara zemin hazırlıyor” sözleri ile aslında rahatsızlığını dile getiriyor.


‘Tahkikat memuru sorgulamadı mı?”

Sorgulama sürecindeki bir diğer ciddi iddia, zanlının sorgulamasının “Değirmenlik Karakolu’ndaki bir polis” tarafından yapılması ve ilgili tahkikat memurunun bu ‘sorgulamaya’ katılmaması… Hatta söylenen, “Tahkikat memuru ek bir tutanak hazırladı” yönünde…

“Polis stres altında”

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, ‘deneyimli’ bir polisten gelişmeleri yorumlamasını istiyoruz.
“Polis stres altında, güvensizlik var, gruplaşma yaşanıyor, bu nedenle sıkıntılı bir süreç” diyen ‘deneyimli’ isim, şunları ekliyor:
“Polis Genel Müdürü’nün atanmamış olması, mevcut genel müdür vekilini ‘kendini ispat çabası’na sürüklüyor, böylesi bir psikoloji içinde bazen normalin dışına çıkılıyor. Polis içinde ‘genel müdürlük’ görevine yönelik gruplaşma, bu kez karşılıklı güvensizliklere ve polisin kendi içinde komplo teorilerine neden oluyor. Bu stres altında polisin görev yapması da çok kolay değil…”

Menteş Aziz: Samana kazık

Zanlı 1’in avukatı Menteş Aziz, duruşma sırasında kendini ifade ettiğini söylüyor, şu ana kadar ortaya konan tüm verileri “hayali” olarak niteliyor.
Şu cümleyi bizimle paylaşıyor: “Polis samana kazık çakmaya uğraşıyor…”
‘Soygun’ soruşturmasına yakın bir başka isim ise “tümü hayali” iddialarını reddediyor, “Çok önemli ilerlemeler var, polis doğru yolda, meselenin tümüyle çözülmesine az kaldı” bilgisini veriyor.

Bu haber toplam 11526 defa okunmuştur
Etiketler :