Anastasiadis Kıbrıs Politikasını açıkladı...
“Kıbrıslı Rumların haklarını, Kıbrıslı Türklerin haklarına halel getirmeycek şekilde tesis etmek”
Yeni Kıbrıslı Rum müzakereci Downer’ın ziyaretine yetişmeyecek
Kıbrıs Rum Yönetimi yeni Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorunundaki politikasının, “Kıbrıslı Rumların haklarını, Kıbrıslı Türklerin haklarına halel getirmeyecek şekilde tesis etmek olduğunu” savundu. Fileleftheros’un “Anastasiadis’ten Erodoğan’a Kıbrıs Sorunuyla İlgili Cevap... Ankara’ya ve İç Cepheye Mesajlar” başlıklı haberine göre Anastasiadis, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben “Türkiye’nin benim Kıbrıs politikamın ne olduğunu sormadan önce kendi Kıbrıs politikasını belirlemesi; politikasının da, Kıbrıslı Rumlar tarafından da kabul edilecek bir çözüm bulunması yönünde olması gerekir” dedi. Kıbrıs Rum tarafının müzakerecisi olarak atayacağı isim konusunda Kıbrıs Rum iç cephesine de seslenen Anastasiadis, bunun Kıbrıs Rum Ulusal Konseyi’nin işi olduğunu söyledi. Ekonomi konusunda Güney Kıbrıs’a yapılan suçlamalara da değinen Rum lider “ortam yavaş yavaş değişiyor. Bütün bu tepkilerin etkisiz hale getirilmesi için gerekenler yapılacak. Avrupa’daki ortaklarımızın tam desteğini alacağımız yönünde teyitler aldım” ifadesini kullandı.
Yeni Kıbrıslı Rum müzakereci Downer’ın ziyaretine yetişmeyecek
Politis “Müzakereler İçin Sabır” başlıklı haberinde, Kıbrıs Rum Yönetimi yeni Başkanı Nikos Anastasiadis’in müzakereci olarak, Kıbrıs Rum Ulusal Konseyi’ne iştirak eden partilerin çoğunluğu tarafından kabul görecek bir isim atamak niyetinde olduğunu, bunun da Kıbrıs Rum müzakerecinin kim olacağı konusunda bugüne kadar işitilen isimler listesini oldukça daralttığını yazdı. Gazete, adı anılanlar arasında, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığının Brüksel ayağını yöneten Büyükelçi Andreas Mavroyannis’in de bulunduğunu yazdı. Habere göre Anastasiadis dün konuyla ilgili bir soruya karşılık, müzakerecinin kim olacağına Rum Ulusal Konseyi’nin karar vereceğini söyledi. Ancak haberde, bu ismin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın 11 Mart olarak açıklanan Ada’yı ziyaret tarihine yetişmesinin imkânsız görüldüğü ifade edildi. Anastasiadis dünkü açıklamasında “yeni bir döneme, yeni bir zihniyete girdik. Büyük milli meselelerin yönetilmesi için gereken karşılıklı saygı ve birlik-bütünlük olacak” ifadesini kullandı. Gazete, Kıbrıs Rum müzakerecinin kim olacağını BM’nin de, Kıbrıs Türk tarafının da çok merak ettiğini ve müzakerelerin yeni aşamasının yürütüleceği formül üzerinde çalıştıklarını belirttiği haberinde, halen KKTC’de “Kıbrıs Rum tarafının müzakereci ataması durumunda Kıbrıs Türk tarafının da liderini geri çekerek kendi müzakerecisini atayacağı” söylentileri duyulduğunu yazdı. Gazete devamla, TC siyasi liderliğinin Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanlığı’na Nikos Anastasiadis’in seçilmesiyle ilgilendiğini yazdı ve TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, yeni Kıbrıslı Rum liderin niyetlerini netleştirmesi gerektiğine vurgu yaptığını okurlarına aktardı. Gazete Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Anastasiadis’in seçilmesiyle ilgili Bursa’da yaptığı açıklamalara da özetle yer verdi. Simerini haberine “Nikos Anastasiadis Kıbrıs Sorununda Ankara’ya Net Mesajlar Verdi... Türkler Meydan Okuyor... Kıbrıs Sorunundaki Politikam Kıbrıslı Rumların Haklarını, Kıbrıslı Türklerin Haklarına Halel Getirmeyecek Şekilde Tesis Etmektir” başlık ve spotlarıyla aktardı. Gazete, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Anastasiadis’i yeni sınavlar beklediği yönündeki açıklamasını “Türklerin yeni meydan okuması ve yeni tahriği” olarak niteledi. Fileleftheros “Yeni Süreçle İlgili Planlamalar... Türk Dışişleri Bakanlığı Prosedürde Değişiklik Çerçevesi Hazırladı” başlıklı haberinde, TC Dışişleri Bakanlığı’nda, Kıbrıs doğrudan müzakereler prosedürünün yapısında değişiklik ve farklı bir çözüm şekli ileri götürme hedefiyle planlamalar yapıldığını öne sürdü.
Ankara’da iki eksenli yeni planlama
Gazete sözünü ettiği bu planlamaların iki ekseni olduğunu savunduğu haberinde özetle şunları yazdı:
“1-Kıbrıs sorununda, federasyon ötesinde yeni yönlere işaret edilmesi. Bu, yeni olmayan bir yaklaşımdır ancak daha sistemli ve aktif şekilde ileri götürecek gibi görülüyor. Ana gaye müzakere zemininin, yeni bir çıkış çabasını gündeme getirmek olacak. Türkler bunun sahte devletin siyasi açıdan yükseltilmesi hareketlerini kolaylaştıracağını savunuyor.
2- Müzakere yetkisinin sahte devletin sözde Dışişleri Bakanlığı’na devredilmesi. Bu hareket Ankara’nın Eroğlu’nu güçsüzleştirme ve Küçük’ü güçlendirme çabalarıyla da bağlantılıdır. Aslında Türk tezi değişmiyor ancak sahte devlet tarafından, Kıbrıs sorununda yetki alınması, sahte devletin siyasi açıdan yükseltilmesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’yle eşitlenmesi çaba ve metotlamalarına gönderme yapıyor.” (tak)