
ANARŞİZM ZAMANI!
Lefkoşa’da dün yaşananlar, bastırılmış bütün öfkelerin bir dışa vurumuydu.
Aylardır türlü yöntemlerle ama genellikle de kendi hallerinde eylem ve grev yapan belediye çalışanları, her şeye rağmen bu eylemlerin bir sonuç getirmediğini görünce, şiddet
Lefkoşa’da dün yaşananlar, bastırılmış bütün öfkelerin bir dışa vurumuydu.
Aylardır türlü yöntemlerle ama genellikle de kendi hallerinde eylem ve grev yapan belediye çalışanları, her şeye rağmen bu eylemlerin bir sonuç getirmediğini görünce, şiddeti seçmeye başladı.
Belediye çalışanlarının başvurdukları şiddet, aslında bugün toplumun içinde barındırdığı bir duygunun eyleme dökülmesinden ibaret.
Ne yapsa, ne söylese, karşısında bir muhatap bulamayan ve hiçbir şey değiştiremeyen bir toplumun genel ruh hali bu.
Toplumsal değerler kapsamında sayılan kamu malları sırasıyla şaibeler altında peşkeş çekiliyor.
Bütün eleştiri, eylem ve grevlere rağmen, hatta verilen hükümet sözlerine rağmen değişen bir şey olmuyor.
Aylardır devam eden bir belediye krizini çözemeyen hükümet, hala maaşlarını alamayan çalışanların hak mücadelesi yapmasını zorluyor. Normal yollardan elde edilemeyen haklar da sonrasında şiddete dönüşüyor.
Bugün toplumda son derece hatırı sayılır bir kesim, sıradan eylemlerle sonuç alınamayacağına işaret ederek ancak şiddet yoluyla, belki kırarak dökerek, meclisi basarak bir sonuç elde edilebileceğini düşünüyor.
Belediye çalışanlarının eylemlerinde kullandıkları şiddet de bundan ibarettir.
Bu bir isyandır. Biriktirilen ve kontrol edilemezse, son derece tehlikeli olabilecek bir isyan.
Öfke büyüyor ve aklı selim, topluma liderlik yapacak birileri konuya el atmadıkça, bu gerginlik tırmanmaya devam edecek.
Ama Başbakan’ın dünkü eylemle ilgili yaptığı açıklamalar bundan ne kadar uzak olduğunun bir göstergesi.
Eylemcileri hak aramak yerine anarşizm yapmakla suçlayan Başbakan, bu eylemlerin terörist faaliyetler olduğunu söyleyecek kadar ileri gitti.
Şimdi böyle bir Başbakan ve hükümet zihniyetinin toplumsal travma noktasına gelmiş öfkeleri yatıştırıp, sorunlara çözüm üretmesini bekleyebilir misiniz?
Nitekim sorunlara çözüm üretilemediği için durum bu hale geldi.
Sendikal Platform ile BES bu açıklamalar sonrasında yaptıkları toplantıda, bugün için genel grev kararı aldı.
Ancak şunun da altını çizmekte fayda var;
Bugün ortaya çıkan ve biriken bu öfkenin bir sebebi de sendikaların yanlış karar ve hareketsizliklerinden kaynaklandığını da not etmek gerekiyor.
Hükümet kanadı her şeye rağmen bildiğini yapmaya devam ederken, sendikalar da her şeye rağmen gerektiği zamanda süresiz bir genel grev kararı üretemediler, yalpaladılar, etkin kitlesel eylemler yapmak konusunda sıkıntı yaşadılar.
Dileyelim ki, bu kez farklı olur.
Her iki taraf açısından da…
Hükümet kanadı artık bu şekilde devam edemeyeceğinin fakına varmalı. Sendikalar da örgütlerini ve eylemliliklerini yeniden gözden geçirip bir özeleştiri yaparlar.
Bu yarım avuçluk ülkede aslında istenilirse yapılamayacak şey yok. Buna en güzel örnek de mazbata nedeniyle hapsedilen kişilerle ilgili ışık hızıyla çıkarılan yasalardır.
Gece geç saatlere kadar çalışan komite uzlaşıyı sağladı, meclis yasaları anında onayladı. Aynı hızla Cumhurbaşkanı imzaladı ve hapiste tutulanların çıkmasının önü açıldı.
Bütün bunlar 48 saatte oldu.
Bunun olmaması gerektiğini söylemek aklımdan geçmez ancak, kısmen de olsa bu soruna bu kadar hızla çözüm bulunabilirken, aylardır bir belediye sorununu çözememenin tamamen irade sorunu olduğunun da altını çizmek gerekiyor.
Eğer bir irade konulamayacak, sorunlar çözülemeyecekse bir hükümet ne işe yarar?
O kadar bakan o koltuklarda ne iş yapar?

















