1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “AB, Kıbrıs'ta barış, güvenlik, refah için çalışmaya hazırdır”
“AB, Kıbrıs'ta barış, güvenlik, refah için çalışmaya hazırdır”

“AB, Kıbrıs'ta barış, güvenlik, refah için çalışmaya hazırdır”

Avrupa Komisyonu Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn, YENİDÜZEN'e yaptığı açıklamada, "AB, Kıbrıs'ta barış, güvenlik, refah için çalışmaya hazırdır" dedi.

A+A-

YENİDÜZEN

Avrupa Komisyonu Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn, YENİDÜZEN’e konuştu, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tutumunun “net ve değişmez” olduğunu vurgulayarak, çözümün yalnızca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları temelinde mümkün olabileceğini söyledi.

Garantör Türkiye’nin “İki devletli çözüm” tutumuna da net bir yanıt veren Hahn, Avrupa Birliği’nin bu modele kapalı olduğunu vurguladı. Hahn, BM Güvenlik Konseyi kararlarına atıfla, “İki devletli bir model bu çerçeveyle bağdaşmaz ve AB içinde de mümkün değildir” ifadelerini kullanarak, AB’nin bu konudaki pozisyonunun tartışmaya açık olmadığını dile getirdi.

Federasyon temelindeki çözümün yalnızca siyasi bir tercih değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve AB müktesebatı açısından da bağlayıcı olduğunu vurgulayan Hahn, AB’nin çözüm sürecini BM ile tam eşgüdüm içinde desteklediğini belirtti.

AB’nin rolünün, çözümün AB ilkeleriyle uyumlu ve uygulanabilir olmasını sağlamak olduğunu ifade eden Hahn, bu çerçevenin dışına çıkan yaklaşımların desteklenmeyeceğinin altını çizdi.

Kıbrıs Türk liderliğinde yaşanan değişikliğe özel bir vurgu yapan Hahn, Tufan Erhürman’ın BM çerçevesinde çözüm arayışına yönelik yaklaşımını olumlu karşıladığını belirtti. Hahn, “Sayın Tufan Erhürman’ın BM çerçevesinde bir çözüm arayışına yönelik taahhüdünü memnuniyetle karşılıyorum” diyerek, BM Genel Sekreteri tarafından başlatılan gayri resmi sürecin, kapsamlı müzakerelere dönüşmesi yönünde yeni liderlikten yapıcı katkı beklendiğini kaydetti.

Hahn, diyalog ve güven inşasının çözümün ön koşulu olduğunu vurgulayarak, mevcut Kıbrıs Türk liderliğinin “açık fikirli ve yapıcı” tutumunu bu nedenle önemli bulduğunu söyledi. Avrupa Birliği’nin, federasyon temelindeki bir çözüme ulaşılması için hem siyasi hem de pratik düzeyde katkı sunmaya devam edeceğini kaydetti.

Hahn, Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs’a özel temsilci atanmasının, AB’nin kapsamlı bir çözüme olan bağlılığının somut bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Hahn, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín ile yakın ve sürekli bir iş birliği içinde çalıştığını belirterek, AB’nin rolünün BM sürecini tamamlayıcı ve güçlendirici nitelikte olduğunu kaydetti.

İki toplum arasında güven inşasının ve sürdürülebilir bir çözümün öncelikli hedef olduğunu vurgulayan Hahn, AB’nin uzun yıllara dayanan deneyimiyle bu sürece katkı sunabileceğini dile getirdi.

 

Adanın tamamı şu anda AB’nin parçasıdır”

Soru: Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorununun çözümündeki rolü ile sizin Özel Temsilci olarak göreviniz ve beklentileriniz hakkında kısaca neler söyleyebilirsiniz? Sizce Avrupa Birliği Kıbrıs sorunu için neden bir Özel Temsilci atadı?

J. Hanh: Kıbrıs sorunu, Avrupa Birliği’nin bütünü açısından oldukça önemli bir konudur. Bu önem, Birliğin politikalarının etkin biçimde uygulanması ve temel değerlerinin teşvik edilmesi kadar, Akdeniz bölgesinin istikrarı açısından da geçerlidir.

Birleşmiş Milletler çerçevesinde yürütülen çözüm sürecine katkıda bulunmak amacıyla, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar ile yakın iş birliği içinde çalışmak üzere Özel Temsilci olarak atandım.

Adanın tamamı şu anda AB’nin parçasıdır; çözümden sonra da AB’nin parçası olmaya devam edecektir. Özel Temsilcinin atanması, Avrupa Birliği’nin kapsamlı bir çözüme yönelik siyasi taahhüdünü ve desteğini güçlendirme iradesini ortaya koymaktadır. 

Görevim, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumlarıyla temas kurarak yakınlaşma noktaları bulmaktır. Tüm tarafların yapıcı bir tutum sergilemesini ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için sürece dâhil olmasını bekliyorum. Farklılıkların ve güvensizliğin aşılmasının zor olduğunun farkındayım. Ancak odağımızı geleceğe yöneltmemiz gerekiyor.

1765551132677whatsapp-gorsel-2025-12-12-saat-16-40-54-8cf30adc.jpg

“Sayın Tufan Erhürman’ın BM çerçevesinde bir çözüm arayışına yönelik taahhüdünü memnuniyetle karşılıyorum”

Soru: Kıbrıs Türk liderliğindeki son değişikliğin ardından Komisyonun beklentileri nelerdir?

J. Hanh: Sayın Tufan Erhürman’ın BM çerçevesinde bir çözüm arayışına yönelik taahhüdünü memnuniyetle karşılıyorum. Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne yönelik resmi müzakerelere yeniden dönülmesinin zeminini hazırlama hedefiyle BM Genel Sekreteri tarafından başlatılan gayri resmî süreçte, yeni Kıbrıs Türk liderliğinin olumlu katkı sunmasını bekliyorum. Komisyon, güven artırıcı önlemler de dâhil olmak üzere, elindeki tüm araçlarla bu süreci desteklemeye hazırdır.

 

"Görev tanımım nettir: Çözüm süreci bağlamında BM’yi desteklemek”

Soru: Kıbrıs’taki temaslarınız sırasında, aynı zamanda adada bulunan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Sayın Holguín ile görüştünüz mü? Sizin ve Sayın Holguín’in Kıbrıs’a yaptığınız ziyaretlerin başlıca hedefleri nelerdi?

J. Hanh: Görev tanımım nettir: çözüm süreci bağlamında Birleşmiş Milletler’i desteklemek. Bu nedenle yürüttüğüm her türlü temas ve çalışma, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ile yakın iş birliği içinde gerçekleştirilmektedir. Elbette onun adına konuşamam; ancak kendi ziyaretimin temel amacının, süreci en iyi şekilde nasıl destekleyebileceğimi araştırmak olduğunu söyleyebilirim.

 

Soru: i) Holguín ile görüşmeniz, liderlerle yapılan üçlü toplantıdan önce mi sonra mı gerçekleşti? ii) Holguín ile Kıbrıs çözüm sürecinin hangi yönleri hakkında istişarede bulundunuz? iii) İki temsilci arasında iş birliği yapılabilecek alanlar olarak hangi alanları görüyorsunuz?

J. Hanh: Görev tanımımla uyumlu olarak, yürüttüğüm her türlü temas Birleşmiş Milletler ile yakın eşgüdüm içinde gerçekleştirilmektedir ve odağımız, BM öncülüğündeki süreci desteklemeyi sürdürmektedir. Bu çerçevede, Kıbrıs ziyaretim sırasında Sayın Holguín ile de bir araya geldim. Birleşmiş Milletler ile ortak hedefimiz, iki toplum arasında güven inşa edilmesi ve Kıbrıs için istikrarlı bir çözüme ulaşılmasıdır. Komisyonun adada uzun yıllara dayanan bir deneyimi bulunmaktadır; Komisyon, yıllardır barışın tesisiyle ilgili çalışmaların yanı sıra iki toplumlu projeler de yürütmektedir. AB’nin katkısı, AB çerçevesiyle uyumlu ve uygulanabilir bir çözüm için gerekli koşulların oluşturulması açısından da önem taşımaktadır. AB’nin sunabileceği çok şey var; yalnızca mali açıdan değil, barış, güvenlik ve refah alanlarında da katkı sağlayabilir.

sliderpreurepr-1.jpg

“Dönem başkanlığı, çözüme yönelik ilgiyi arttıracak”

Soru: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 2026’nın ilk yarısında AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı üstlenecek olması, Kıbrıs sorununun çözümüne destek açısından sizin rolünüzde ya da AB’nin rolünde ne gibi farklılıklar yaratmasını bekliyorsunuz?

J. Hanh: Kıbrıs Cumhuriyeti, 2026’nın ilk yarısında Üye Devletlerin bakanlarını bir araya getiren kurum olan Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı’nı üstlenecek. Bu süre zarfında benim görev tanımım ve rolüm değişmeyecek. Her iki toplumun liderlerinin de Dönem Başkanlığı boyunca bu konular üzerinde çalışmaya kararlı olduklarını görmek ayrıca güven verici. Dönem Başkanlığının, AB genelinde Kıbrıs sorununun olumlu bir çözüme kavuşması konusundaki ilgiyi artıracağına inanıyorum.

 

Soru: Avrupa Komisyonu’nda üç dönem görev yaptınız; Bölgesel Politika, Genişleme ve Bütçe portföylerini üstlendiniz. Bu uzun yıllara dayanan ve kapsamlı deneyiminiz ışığında, 2026 AB bütçesinde Avrupa Parlamentosu’nun yalnızca kayıp Kıbrıslı Rumlara adanan bir anıt için ödenek ayırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle de Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarının büyük ölçüde AB tarafından finanse edildiği dikkate alındığında...

J. Hanh: Kayıp Şahıslar Komitesi, barışın tesis edilmesi sürecinde gerçekten de stratejik bir rol oynamaktadır ve Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen başlıca güven artırıcı önlemlerden biri olarak işlev görmektedir. Komisyon, Yardım Programı dâhil olmak üzere, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarını ve iki toplumlu görev yapısını desteklemeyi sürdürecektir. Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarına büyük önem atfediyor ve kararlı bir şekilde ortaklığımızı sürdürüyoruz.

Anıt yapılması fikrine gelince; Komisyon, Avrupa Parlamentosu’nun 1974 olaylarının, kayıp kişiler de dâhil olmak üzere, mağdurlarına adanacak bir anıtın yapılması için kaynak ayrılmasının değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunun farkındadır. Komisyon’dan bağımsız olarak, bu girişim, kendi bütçesi çerçevesinde hareket eden Avrupa Parlamentosu’na aittir. Avrupa Parlamentosu bu öneri doğrultusunda adım atmadığı takdirde, öneri hayata geçmeyecektir. Bununla birlikte, Komisyon açısından 1963/64 ve 1974 olayları sırasında her iki toplumdan kaybolan ya da hayatını kaybeden tüm şahısların anısını onurlandırmak önemlidir. Komisyonun yaklaşımı bu yöndedir.

 

“2006’dan bu yana AB, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Yardım Programı kapsamında 760 milyon Euro tahsis etti”

Soru: BM'nin adadaki rolünü de göz önünde bulundurarak, AB'nin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? BM ile herhangi bir koordinasyonunuz var mı?

J. Hanh: Birleşmiş Milletler ile çok yakın bir iş birliği içindeyiz; zira AB ile BM’nin Kıbrıs’taki ortak hedefi, adanın Birleşmiş Milletler çerçevesi içinde yeniden birleşmesidir. Bildiğiniz gibi BM, İyi Niyet Misyonunun ve UNFICYP’nin faaliyetlerine ilişkin her altı ayda bir rapor yayımlar ve bu raporlarda AB’nin katkısı düzenli olarak takdir edilir. Örneğin, daha önce de değindiğim gibi, AB, BM’nin desteklediği en önemli güven artırıcı önlemlerden biri olan Kayıp Şahıslar Komitesi’ne önemli miktarda mali destek sağlamaktadır. Ayrıca 2006’dan bu yana AB, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Yardım Programı kapsamında 760 milyon Euro tahsis ederek uzun vadeli taahhüdünü ortaya koymuş ve somut biçimde göstermiştir.

 

Erhürman’ın açık fikirli ve yapıcı yaklaşımını memnuniyetle karşılıyorum”

Soru: Eski Kıbrıs Türk lideri Ersin Tatar'ın sizinle görüşmeyi reddetmesini nasıl değerlendirdiniz? Bu bağlamda, mevcut Kıbrıs Türk lideri Tufan Erhürman'ı nasıl değerlendiriyorsunuz?

J. Hanh: Daha önce de belirttiğim gibi, benim rolüm çözüm sürecini kolaylaştırmaktır ve kim görevde olursa olsun liderlikle yapıcı biçimde temas kurmaya hazırım. Benim odak noktam, bireysel kararlar ya da geçmişteki tutumlar hakkında yorum yapmak değil, diyaloğu desteklemektir. Diyalog olmadan çözüm olmaz. Bu nedenle Sayın Erhürman’ın açık fikirli ve yapıcı yaklaşımını memnuniyetle karşılıyorum.

 

İki devletli bir model AB içinde mümkün değildir”

Soru: AB, Türkiye’nin iki devletli çözüme ilişkin açıklamaları ve tutumu hakkında ne düşünüyor? Bu tutumu ele almak veya aşmak için bir yol haritanız var mı?

J. Hanh: Avrupa Birliği’nin tutumu nettir: Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları doğrultusunda kapsamlı bir çözüme kavuşturulmasına tam bağlılığını sürdürmektedir. Söz konusu kararlar, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyonu öngörmektedir. İki devletli bir model bu çerçeveyle bağdaşmaz ve AB içinde de mümkün değildir.

 

“AB, yeni girişimlere destek vermeye hazırdır”

Soru: AB’nin Kıbrıs’ta güven inşa etmek için kısa vadede planladığı somut adımlar var mı?

J. Hanh: Avrupa Birliği, adada güven artırıcı önlemlerini hayata geçirmek için aktif biçimde çalışmaktadır. Bunlar arasında, örneğin tüm adayı kapsayan Menşe İsmi Korumalı ürün Halloumi/Hellim (PDO) programı yer almaktadır. Bu kapsamda, kalan idari engellerin de yakında aşılması beklenmektedir. AB ayrıca Yeşil Hat ticaretini kolaylaştırmaktadır. Bu çerçevede, Ekim 2023’te, Yeşil Hat ticaretini desteklemek ve işletmelere yönelik uzmanlık ve pratik destek sunmak amacıyla One Stop Shop Hizmet Noktası hayata geçirildi.

Ayrıca, ara bölgede iki toplumlu bir güneş enerjisi santralinin kurulmasına yönelik görüşmeler sürüyor. AB’nin bu projeye mali katkı sunması da öngörülüyor. İki toplumlu teknik komitelerin çalışmalarını da destekliyoruz. Yapılacak çok iş var ve her iki toplumun da somut adımlar atması gerekiyor. AB, yeni girişimlere destek vermeye hazırdır.

 

Soru: AB’nin esas olarak desteklediği çözüm modeli nedir? AB için müzakere edilemez kırmızı çizgiler var mı?

J. Hanh: Avrupa Birliği’nin tutumu, Avrupa Birliği Konseyi sonuçlarında tutarlı biçimde ortaya konmaktadır. AB, Kıbrıs sorununun BM çerçevesinde ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda, Birliğin kurucu ilkeleri ve AB müktesebatıyla uyum içinde kapsamlı bir çözüme kavuşturulmasına tam bağlılığını sürdürmektedir.

Bu, uluslararası toplum tarafından bağlayıcı kararlarla onaylanmış çerçevedir. AB, uluslararası hukukun da çözüm sürecinde merkezi bir yol gösterici unsur olmaya devam etmesi gerektiğine inanmaktadır.

Bu haber toplam 340 defa okunmuştur