1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Sınıf öğretmenine ihtiyaç varsa biz buradayız”
“Sınıf öğretmenine ihtiyaç varsa biz buradayız”

“Sınıf öğretmenine ihtiyaç varsa biz buradayız”

Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) öğrencileri, YDÜ’ye “Sınıf Öğretmenliği Lisans Programı” açma hakkı için ön izin verilmesini protesto etmek amacıyla Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK önünde eylem düzenledi

A+A-

• Öğrenciler: “YÖDAK ve Eğitim Bakanlığı'nın bir özel üniversiteye ilkokul sınıf öğretmeni yetiştirme hakkı için ön izin vermesi kabul edilemez. Özel üniversiteler AÖA'nın planlı ve nitelikli sistemini örnek almayacağı gibi, ilkokul sınıf ve okul öncesi öğretmeni yetiştirme felsefesini ticari kaygılarla besleyerek kendine benzetecektir. Özel okullara sınıf öğretmeni yetiştirecek bahanesi ise mantıklı değildir. Doğru olan ülkenin kamusal ve özeldeki tüm ilkokul sınıf ve okul öncesi öğretmenlerini Atatürk Öğretmen Akademisi'nin yetiştirmesidir”

• Elcil: “her önüne gelen, parayı bastıranın öğretmen olabileceği, diploma alabileceği bir yapı oluşturmaya çalışılıyor. Eğitimi düzeltmek yerine bozmanın en büyük adımıdır bu. Bu durumun sorumlusu % 100 Eğitim Bakanı Özdemir Berova ve YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’tur. Serdar Denktaş da perde gerisinden bu oyunu yönetiyor, belli ki bir angajman yapılmış. YDÜ’de daha önce çalışan Hüseyin Gökçekuş, 2009 yılında izin almak için bir başvuru yapmış, şimdi de izin veren makam durumuna gelmiştir”

Didem MENTEŞ

Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) öğrencileri, Yakın Doğu Üniversitesi’ne “Sınıf Öğretmenliği Lisans Programı” açma hakkı için ön izin verilmesini protesto etmek amacıyla eylem düzenledi. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) önünde eylem yapan öğrenciler, ilkokul sınıf öğretmeni yetiştirme amaçlı ön izin verilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, hükümeti, Eğitim Bakanlığı’nı ve YÖDAK’ı bu kararından dönmeye çağırdı. AÖA öğrencilerine Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası da destek vererek, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK önüne yürüyüş düzenlendi.
Öğrenciler, “Bu yanlış ortadan kalkana kadar eylemlerimiz artarak devam edecektir” diyerek, “AÖA'yı kapattırmayız”, “Sınıf öğretmenine ihtiyaç varsa biz buradayız”, “Kurumu ezme özele yol verme”, “İhtiyaç varsa AÖA'ya öğrenci al” pankartları açarak, yetkilileri alkışlarla protesto etti.

Eylem sonunda KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ve AÖA öğrenci temsilcileri, YÖDAK’tan bir temsilciyle görüşerek, şikayetlerini dile getirdi. Görüşme sonrasında basına açıklama yapan Elcil, YÖDAK Başkanı ve Eğitim Bakanlığı’nın aralarında bir angajmana girdiklerini savunarak, hem yasal boyutta hakların aranacağını hem de siyasal boyutta bu durumun arkasında olacaklarını söyledi.

 

Elcil: ““Eğitimi düzeltmek yerine bozmanın en büyük adımıdır”

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, “Biz bunu kabul etmedik, etmeyeceğiz, etmiyoruz… Çünkü her önüne gelen, parayı bastıranın öğretmen olabileceği, diploma alabileceği bir yapı yapılmaya çalışılıyor. Eğitimi düzeltmek yerine bozmanın en büyük adımıdır diye düşünüyoruz” dedi.

Elcil, Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK önünde yaptığı açıklamalarda, siyasilerin sorunları çözmek yerine sorunlar yarattığını savunarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve YÖDAK’ın YDÜ’ye verdiği izni eleştirdi.

Elcil, ülkede ilkokul sınıf öğretmeni yetiştiren bir kurum olduğunu, birçok da işsiz bulunduğu, ancak “kapalı kapılar arkasında birilerine bu izinlerin verildiğini” ifade ederek, bunun ticari bir iş ve müşteri toplama olduğunu iddia etti.

KTÖS olarak bilimsel eğitimden yana olduklarını ifade eden Elcil, DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş’ı da sert bir dille eleştirdi ve suçlamalarda bulundu, “Ülkede sizin gibi siyasilere ihtiyaç yoktur” dedi.

Elcil, YÖDAK Başkanı’nın YDÜ’den geldiğini, Cumhurbaşkanı’nın da değişmesiyle “görevden giderayak” YDÜ’ye avantaj sağlamak için çalıştığını iddia etti.

YÖDAK’ın bulunduğu binayı “gecekondu” olarak niteleyen Elcil, üniversite ve eğitim kurumlarının da böyle “gecekondu” gibi geliştiğini savundu. Elcil, eğitim alanında yapılan yanlışlıklara sessiz kalmayacaklarını belirterek, bu kararı şiddetle protesto ettiklerini ifade etti ve bu kararın geri alınması için mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

“YÖDAK Başkanı ve Eğitim Bakanı sorumludur”

YÖDAK yetkilisiyle görüşme yaptıktan sonra basına yeniden açıklama yapan Şener Elcil; “Biz daha önce bu oyunu görmüştük. Bakan koltuğunda daha önce Kemal Dürüst vardı, şuanda başka bir şahsiyet var ve Serdar Denktaş da perde gerisinden bu oyunu yönetiyor, belli ki bir angajman yapılmış. YDÜ’de daha önce çalışan Hüseyin Gökçekuş, 2009 yılında izin almak için bir başvuru yapmış, şimdi de izin veren makam durumuna gelmiştir. DP ve Serdar Denktaş ile anlaşma yaparak böyle bir oyun yaptılar” dedi. KTÖS olarak hem yasal olarak hakların aranacağını hem de siyasal boyutta bu durumun arkasında olacaklarını belirten Şener Elcil, bu yapılanı kabul etmediklerini ifade etti. “Bir tekelleşme vardır” diyen Elcil, belli kurumlara belli paraların belli hizmetlerin aktarılmasıyla ilgili bilinçli bir hareket olduğunu savundu. YDÜ’nün hem YÖDAK’ı hem de Eğitim Bakanlığı’nı kontrol ettiğini iddia eden Elcil, “ne gibi bir angajmana girdikleri konusunda şuanda elimizde bir açıklık yoktur. Kapalı kapılar ardından ne alındı ne verildi bilmiyoruz” dedi. Ön iznin 16 Nisan’da verildiğini ve bunun gizlendiğini söyleyen Elcil, KTÖS olarak bu kararı geri aldırmak için gerekli tüm çabayı ortaya koyacaklarını dile getirdi. Elcil, “Biz bunu kabul etmedik, etmeyeceğiz, etmiyoruz… Çünkü her önüne gelen, parayı bastıranın öğretmen olabileceği, diploma alabileceği bir yapı yapılmaya çalışılıyor. Eğitimi düzeltmek yerine bozmanın en büyük adımıdır diye düşünüyoruz. Konan bütün mazeretlerin hiçbirisi kabul edilmez. Bunun altını çizerek söylüyorum, bu durumun sorumlusu % 100 Eğitim Bakanı Özdemir Berova ve YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’tur. Bu topluma bundan daha büyük bir kötülük yapılmazdı”     


 

AÖA Öğrenci Konseyi Başkanı: “Ön izin verilmesini kabul etmiyoruz”

AÖA Öğrenci Konseyi Başkanı Ayşe Alioğlu da, AÖA’nın 1937 yılından beridir ülkenin öğretmen ihtiyaçlarını doğru hesaplayarak nitelikli bir seçme sistemi ile öğretmen adaylarını belirlediğini ve ilkokul ve okul öncesi kurumlara öğretmen yetiştirdiğini kaydetti.

Alioğlu, özel üniversitelerin öğrencileri yanlış yönlendirerek ülkede her alanda ihtiyaç fazlası istihdam oluşturulduğunu, ayrıca eğitimin niteliğinin tartışılır hale geldiğini ve ticari bir şekle dönüştüğünü savunarak, ülkede ihtiyaç fazlası oluşturmayan ve nitelik tartışması yapılmayan branşlardan birinin ilkokul sınıf ve okul öncesi öğretmenliği olduğuna işaret etti.

Bunun da ticari olmayan, planlı, sistemli ve denetlenebilir bir başarı öyküsünün bulunmasından kaynaklandığını ifade eden Alioğlu, tüm bu gerçekler ortada dururken YÖDAK ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir özel üniversiteye ilkokul sınıf öğretmeni yetiştirme hakkı için ön izin vermesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Alioğlu, bunu eleştirerek, ülkede şu anda 110 öğretmen adayının 2018 yılına kadar oluşabilecek ihtiyacı karşılayabileceğini belirterek, 2019 yılındaki ihtiyacın karşılanabilmesi için bu yıl okul öncesi için 20, ilkokul öğretmenliği için 30 öğretmen adayının okula alınması gerektiğini, Eğitim Bakanlığı’nın bu sayıyı AÖA’ya alıp, sorunu ortadan kaldırabileceğine işaret etti.

Alioğlu, YÖDAK ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı aldıkları bu karardan dolayı kınadıklarını ve mücadeleye devam edeceklerini belirterek, AÖA’nın nitelikli, ücretsiz, devlet eliyle ve ciddi bir anlayışla öğretmen yetiştirdiğini vurguladı.

Bu haber toplam 1794 defa okunmuştur