1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Kavazoğlu ve Mişaulis hiçbir zaman ölmedi”
“Kavazoğlu ve Mişaulis hiçbir zaman ölmedi”

“Kavazoğlu ve Mişaulis hiçbir zaman ölmedi”

11 Nisan 1965’te 11 Nisan 1965 günü Lefkoşa - Larnaka yolunda öldürülen Kavazoğlu ve Mişaulis 50’nci ölüm yıldönümünde anıldı.

A+A-

 

Kıbrıslı Türk Derviş Ali Kavazoğlu ve Kıbrıslı Rum Kostas Mişaulis, öldürülmelerinin 50’nci yıldönümünde Kıbrıs’ın güneyinde etkinlik gerçekleştirildi.
İlk olarak Kostas Mişaulis’in anısına Lefkoşa’daki A. Konstantinos ve A. Eleni Mezarlığı’nda saygı duruşu yapıldı ve çelenk konuldu.
Ardından Dali’ye doğru gençlik yürüyüşü yapılarak, Dali Halk Örgütleri binasının önünde miting gerçekleştirildi.
Mitingde konuşma  yapan AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ve Dev-İş Başkan vekili  Hasan Felek önemli mesajlar verdi.
Etkinliğe katılan birçok Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum daha sonra, Dali Türk Mezarlığı’na yürüyüş yaparak, Derviş Ali Kavazoğlu’nun anısına saygı duruşunda bulunarak, çelenk bıraktı.

Kiprianu: “…Neden katlettiklerini de hepimizin anlamasıdır”

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, “Hep birlikte bir yıl daha buradayız. Halkımızın kardeşliğinin büyük şehitlerini anmak için” diyerek başladığı konuşmasında, “Bizim de inandığımız, onların idealleri ve vizyonları için mücadele etme isteğimizi güçlü bir şekilde haykırmak için. Kavazoğlu ve Mişaulis’i nasıl katlettiklerini hepimiz biliyoruz. Mesele onları neden katlettiklerini de hepimizin anlamasıdır” dedi.
Kiprianu şunları söyledi:
“Kıbrıs tarihinin en karanlık sayfalarından birinde, şovenizmin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yok etmeyi istediği, fanatizmin ve şovenizmin halkımızı yakıp yıkmak için silahlara sarıldığı, taksimci emperyalist planların art arda yapıldığı bir dönemde, bunlara karşı çıkarak her gün direnen Halk Hareketi yurdumuzun bağımsızlığı ve halkımızın birliği için mücadele etti.”
“Kavazoğlu ve Mişaulis yaşamlarını bu davaya adamışlardı” diyen Kiprianu, “Onlar bu mücadelede Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin, halkımızın birlik içinde olmasına, kin ve fanatizme karşı birlikte mücadele etmeye, milliyetçiliğe karşı direniş duvarını yükselterek iki toplumun ortak vatanlarının kurtuluşu için ortak mücadeleyi güçlendirmeye yaşamlarını adamışlardı” ifadesinde bulundu.
“Kavazoğlu ve Mişaulis hiçbir zaman ölmedi” diyen Kiprianu, “Omuz omuza can veren bu iki yoldaşımız halkımızın bugüne kadar yükseklerde dalgalanmaya devam eden ve “tek vatan-tek halk” diye güçlü bir şekilde haykıran mücadele bayrağı oldular” dedi.

“Tel örgülerin üzerinden ellerini birleştiren”

Kıbrıs konusunda AKEL’in tavrını da dile getiren Kiprianu, “Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler aynı vatanın evlatlarıdır. Ortak tarihimizde, ortak mücadelelerimizde, ortak geleceğimizde, sadece bu gerçek vardır. Bağımlılıklar, müdahaleler, vasiler ve ana vatanlar olmaksızın, yurdumuzun yeniden birleşmesiyle pratiğe geçirmeyi talep ettiğimiz de budur” yorumunda bulundu.
“AKEL için en iyi müttefikler, ülkemizin haklılığı için, barış ve yeniden birleşme için mücadele eden yurttaşlarımızdır” diyen Kiprianu son olarak şunlar dile getirdi:
“Tel örgülerin üzerinden ellerini birleştiren Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerdir. Çünkü onlar, sadece birlikte olduğumuz takdirde geleceklerinin olabileceğini biliyorlar. Onlardan umuyoruz. Onlarla birlikte mücadele ediyoruz ve Kıbrıs’ın hakkını kazanacağı, nihai kurtuluşa kavuşacağı güne kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Ülkemizi yeniden birleştireceğimiz güne kadar, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin birlikte verdikleri ortak sınıfsal mücadelelerin fotoğraflarının yeniden canlanacağı ve mutlu ortak geleceğimizin yolunun açılacağı güne kadar mücadeleye devam edeceğiz.”


“Lanetli bir gün”

“11 Nisan 1965 Kıbrıs için lanetli bir gün” diyerek konuşmasına başlayan Dev-İş Başkan vekili Hasan Felek, “Biri Kıbrıslı Türk diğeri Kıbrıslı Rum, iki barış ve dostluk savaşçısının, Derviş Ali Kavazoğlu ile Kostas Mişaulis’in katledildiği gün.  Emperyalist güçlerin taşeronu durumundaki, faşist katiller, iki yurtseveri görevleri başında katlettiler. Kıbrıs’ın iki yurtsever kahramanlarının katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti” şeklinde konuştu.
“50 yıldır Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin barış içinde bir arada yaşama istenci, her türlü baskı ve zorbalığa karşı engellenemedi” ifadesinde bulunan Felek, “50 yıldır faşistlerin ve şovenlerin ırkçı propagandalarına rağmen Kıbrıs’ı yeniden birleştirme mücadelemizi engelleyemediler. 50 yıldır emekçilerin ortak sınıf kavgasını işçilerin ayni saflarda verdikleri emek mücadelesini engelleyemediler” dedi.

“Verilecek kavgamız yürüyecek çok yolumuz var”

Felek konuşmasına şöyle devam etti:
“Emperyalist güçler ve işbirlikçi faşistler ülkemizi bölmek, ortak vatanımızda, emekçilerin barış ve refah içinde yaşamalarını engellemek için, milliyetçiliği ve şovenizmi kullanarak, Kıbrıslıları birbirine kırdırttılar. Provokasyonlarla, komplolarla, Kıbrıslıların barış içinde bir arada yaşamalarını engellemeye çalıştılar.
Kavazoğlu ve Mişaulis işte bu komploları, bu oyunları bozmak için mücadele ederken katledildiler.
Aradan 50 yıl geçti, kahraman şehitlerimizin uğrunda hayatlarını verdikleri idealleri ve düşünceleri yaşatmak için, verilecek kavgamızın, yürüyecek çok yolumuzun olduğunun bilincindeyiz.”
“Küresel ekonomik krizin dayatmaları, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk emekçilerin sınıfsal çıkarlarının ortak olduğunu açık bir şekilde göstermektedir” diye belirten Felek, “Çalışanları işsiz bırakan, ücretleri düşüren, sosyal kazanımları en alt seviyeye indiren, halk düşmanı Neoliberal politikaların sonuçlarını Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum emekçiler yaşayarak görmektedirler” ifadesinde bulundu.
Felek, “Bizler her geçen günün Kıbrıslıların aleyhine olduğunu ve çözüm sürecini zora soktuğunun farkındayız. Emperyalizmin stratejik çıkar ve menfaatleri uğruna, ülkemizin bölünmüşlüğü 40 yıldır devam etmektedir. Bu bölünmüşlük devam ettiği sürece Kıbrıslılar için barış ve huzur olmaz” dedi.
“Bölünmüşlük ve çözümsüzlük koşulları Kıbrıslıları tüketiyor, Kıbrıslıları yoksullaştırıyor, sonuçta adanın her iki kesimi de fakirleşiyor, geleceği belirsiz bir noktaya karamsarlığa itiyor” diyen Felek,” Bu koşullarda Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için, sınıf temelindeki ortak mücadele daha da önem kazanmaktadır” diye kaydetti.

Mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz

Felek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu nedenledir ki PEO ve DEV-İŞ olarak, 1976 yılından beridir ortak mücadelenin yükseltilmesi için her fırsatta ve her koşulda çalışmalarımızı sürdürüyor, barışın ve Birleşik Kıbrıs’ın temellerinin sağlam atılması için elimizden geleni yapıyoruz.
Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi tüm Kıbrıslılar için, barış, güvenlik ve refah koşullarının yaratılması için bugüne kadar istikrarlı ve kararlı bir biçimde mücadele ettik, bundan sonra da etmeye devam edeceğiz.
BM’nin ilgili kararlarında yer aldığı şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin, tek egemenliğin, tek vatandaşlığın ve tek uluslararası kimliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon tezini istikrarlı bir biçimde savunuyoruz. Askersiz, özgür ve temel insan haklarına saygılı bir çözüm modeli bütün bölgeye ve ülkemiz Kıbrıs’a barış ve refah getirecektir.”
Kahraman şehitlerimizi anarken, onlarla birlikte mücadele etmiş ve aynı faşist katiller tarafından katledilen İnkılâpçı Gazetesi Kurucusu Sendikacı Fazıl Önder’i, Türk Eğitim Kulübü Kurucusu Ahmet Yahya’yı, Leymosunlu Berber Ahmet İbrahim’i, Hasan Ali’yi, Arif Hulusi’yi, Cumhuriyet Gazetesi Yazarları Avukat Ayhan Hikmet ile Muzaffer Gürkan’ı, Gazeteci Kutlu Adalı’yla birlikte sadece işçi sınıfı hareketine hizmet ettikleri için Grivas’ın maskeli katillerince hunharca katledilen, Mihalis Petru’yu, İlias Tofaris’i, Savvas Menikos’u, Andreas Sakkas’ı ve burada ismini anamadığım tüm Demokrasi şehitleri yoldaşlarımızı saygıyla anıyorum.
Şehitlerimizin düşünce ve ilkelerinden aldığımız güçle, onların yolunda ortak mücadelemize bıkmadan, usanmadan, yılmadan devam edeceğimize bir kez daha söz veriyoruz.”

Bu haber toplam 2284 defa okunmuştur