1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. İşte 'Çevre Karne'miz
İşte Çevre Karnemiz

İşte 'Çevre Karne'miz

Çevre Mühendisleri Odası: “Çevre politikası şart!”

A+A-

 

Çevre Mühendisleri Odası, çevrenin hayati bir sorun olduğuna dikkat çekerek, bugüne kadar hükümetler tarafından çevre konularında gerekli önlemlerinin alınmadığını kaydetti. Çevre politikasının hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Oda, çevrenin sadece bir bakanlığa bağlı bir sorun olmadığını, çevre bilincinin de eğitim ile kazandırılması gerektiğini ifade etti.

Çevre Mühendisleri Odası, birçok çalışma ve projeler hazırladıklarını fakat hükümetlerin finans problemlerini öne sürerek çevreyi koruma adına hiçbir tedbir almadığını savunarak, KKTC’de sorunların çözümünün değil sorunların her geçen gün artışının gözlemlendiğini kaydetti.

Dün “5 Haziran Dünya Çevre Günü”. Bu yıl Dünya Çevre Günü için “7 milyar rüya, tek gezegen. Dikkatli tüket”teması belirlendi.

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş ve Yönetim Kurulu üyeleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nde basın toplantısı düzenledi.

Oda Başkanı Bektaş, yaptığı konuşmada, doğal kaynakların hızlı tüketimi, sera olayına neden olan gazların üretiminde artış ve buna bağlı iklim değişiklikleri, kullanılabilir su kalitesinde düşüş, akiferlerin kirlenmesi, denizlerin kirlenmesi, biyolojik çeşitlilikte azalışın dünyadaki sorunlardan bazıları olduğuna dikkat çekti.

Bektaş, “doğal kaynaklarımızın hızla tüketildiği ülkemizde de bireysel örgütlenme çok önemlidir. Çevre yönetimin en önemli parçası halkın çevreyi sahiplenmesi ve sağlıklı çevre talebini sürekli yineleyerek baskı unsuru olmasıdır. Tüm bunları yaparken elbetteki tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi de büyük önem arz etmektedir. Bilinçsiz tüketim doğal kaynaklarımızın hızla azalmasına neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

“KKTC’de çevre sorunları her geçen gün artıyor”

KKTC’de çevre sorunlarının her geçen gün artmakta ve insan sağlığını tehdit etmekte olduğuna dikkat çeken Bektaş, bu güne kadar gerçek bir çevre yönetiminin kesinlikle yapılamadığını, alınan kararların da uygulanamadığını belirterek, “çevre kirliliğinin sağlığımızı tehdit ettiği ve yaşanan bir çok sağlık probleminin temelinde çevre sorunlarından kaynaklanan nedenler olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir. Çevre sorunları ve çözüm önerileri açıktır, yapılması gerekenler ve alınması gereken önlemler de nettir” şeklinde konuştu.

“Kronik sorunlardan biri atık sular...”

Kronikleşen çevre sorunlarının çözülmemekte, çözülmesi için de çalışmaların yetersiz kalmakta olduğunu dile getiren Bektaş, “yıllardır çözülmeyen atıksu sorunları gibi, birçok yerleşim birimimizde halen daha kanalizasyon sistemi bulunmamakta, bu durum ise denizlerimiz ve yeraltısuyu gibi doğal kaynaklarımızı kirletmeye devam etmektedir” dedi.

Kısıtlı olan su kaynaklarının aşırı kullanımı nedeniyle kalitesi ve miktarının her geçen gün azalmakta olduğuna dikkat çeken Bektaş, septik tanklardan ve emici kuyulardan toplanan vidanjör sularının çöp alanlarına ve dere yataklarına boşaltılması gibi çevre sorunlarının ne yazıkki devam ettiğini belirtti.


“Denizlerde kirlilik devam ediyor”

Yaz aylarına girilen bu günlerde denizlerdeki kirliliğin yine hatırlandığını dile getiren Bektaş, bir çok otelin atıksu arıtma tesisi olduğu halde, yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini ve çevre yasasının belirlediği deşarj kriterlerine uymadığını kaydetti.

Denizlerin bu oteller tarafından halkın kullanımına kapatıldığı yetmezmiş gibi maalesef denizlerin de kirlenmesine yol açıldığını vurgulayan Bektaş sözlerine söyle devam etti:
“Aynı şekilde bir çok belediye de bu konuda kirlilik yaratmakta, atıksular ham halde denize verilmektedir. Sanayi, deniz taşımacılığı, şehirleşme, turizm ve atıkların boşaltılmasının yanısıra oluşan deniz kazaları ile de her geçen gün denizlerimiz daha hızlı kirlenmeye başlamıştır. Bu konuda denetimler artırılmalı, yapılan suçlar kesinlikle en ağır şekilde cezalandırılmalı, sürekli tahliller yapılarak halk şeffaf bir şekilde bilgilendirilmeli, sağlıklı yüzme suyu her bölgede sağlanmalıdır. Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde Temiz deniz için yapılan “Mavi Bayrak” uygulaması hayata geçirilmelidir”.

“Çöpler doğru şekilde toplanmıyor”

Çöplerin doğru şekilde toplanmadığı gibi, bertarafının da yapılmadığına dikkat çeken Bektaş, hemen her gün belediyeler tarafından yakılan çöplerle halkın ciddi şekilde sağlığı ile oynandığını,toprak, hava ve su kirliliğine yol açıldığını kaydetti.

Bektaş, gerçek bir katı atık yönetimi için bir an önce atık verilerinin toplanması, konusunda uzman kişilerce ayakları yere basan projeler geliştirilmesi gerektiğini ve mutlak suretle bunlara kaynak ayrılmasının şart olduğunu dile getirerek, atıkların kaynağında ayrıştırıldığı, yeniden kullanıldığı veya geri dönüşüm tesislerinin olduğu, düzgün ve düzenli işletilen katı atık sahalarının artık hayata geçmesi gerektiğini kaydetti.

“Santraller havayı her geçen gün kirletmeye devam ediyor”

Elektrik santrallerinde kullanılan yakıtın kalitesizliği ve filtre sisteminin olmayışının ise solunan havayı her geçen gün kirletmeye devam ettiğini dile getiren Bektaş, yakıtın iyileştirileceği söyleminin de maalesef hayat bulmadığını belirtti.

Konunun ciddiyetinin bile tam algılanmadığını söyleyen Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Bektaş, toplum sağlığının ne yazık ki hiçe sayıldığını kaydetti.


“Topraklarımız da her geçen gün kirlenmeye devam ediyor”

Hava ve su gibi kirlenebilen bir doğal ortam olan toprakların da her geçen gün kirlenmeye devam ettiğini ifade eden Bektaş, ülkemizde her geçen gün ormansızlaşmaya doğru gidildiğini belirtti.

Karpaz Özel Çevre Koruma Alanı’nın, bu yıl da sahipsiz kaldığını, plansız projesiz, Ekolojik Etki Değerlendirme raporu olmadan yapılan tarımsal amaçlı kiralamaların devam ettiğini dile getiren Bektaş, “bu tarz mera alanı amacıyla yapılan kiralamaların bir an önce önüne geçilmelidir. Ayrıca yapılan akıl almaz ağaç katliamının da bu bölgede yapılmış olması yapılan usulsüz kiralamaların bir neticesidir. Özel çevre koruma bölgelerindeki kaçak yapılarla ilgili başlatılan yargı süreci bir an önce neticelenmeli, çok geç olmadan Karpaz’a uzanan ellerin engellenerek Dünya Kültür ve Doğal Mirası olan bölgenin korunması sağlanmalıdır” dedi.

“Birçok proje ÇED raporu olmadan hayata geçiyor”

Ülkede devlet eliyle yapılan ya da yaptırılan bir çok projenin ÇED raporu olmadan hayata geçirildiğini, hiçbir izin sürecinden geçmeyen ve hatta ilgili Bakanlıkların ve dairelerin bihaber olduğu Ercan projesininde bunun en son örneği olduğunu söyleyen Bektaş, Ercan projesinin bir an önce durdurulması gerektiğini, tüm izin süreci ve gerekleri tamamlanmadan gündeme asla gelmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Sorunların oluşmadan önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, oluştuktan sonra çözülmesinden çok daha kolay ve yapılabilir olduğuna dikkat çeken Bektaş, bunun da ancak etkili bir çevre politikasını hayata geçirmekle mümkün olabileceğini vurguladı.

Etkin bir politikada, çevre konusunda eksik yasa ve tüzüklerin çıkarılması, yasayı yürütecek uygulayacak ve denetleyecek sistemin tüm kurumların mekanizmalarına yerleşmesi, caydırıcı cezalar ile çevre suçlarının cezalandırılması ve çevre bilincinin artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması yönünde olması gerektiğini belirten Bektaş, “Unutulmamalıdır ki güçlü bir siyasi irade önderliğinde bu çerçevede yürütülecek bir çevre politikası; çevrenin iyileştirilmesini, dolayısıyla da refah seviyemizin yükselmesini beraberinde getirecektir” dedi.

Davet

Bektaş, bu adada yaşayan herkesin çevreyi sahiplenmesi gerektiğini, bu nedenle herkesi gelecek için adım atmaya ve sağlıklı bir çevre taleplerini yineleyerek çevreyi sahiplenmeye davet etti.

Türkiye’den adaya getirilecek suyun getirilme yönteminde çevreye zarar olup olmadığının sorulması üzerine Bektaş, adada varolan su kaynakları araştırılmadan, ekolojik etkisinden önce başka bir ülkeden su getirilmesine karşı olduklarını zaten daha önceden de açıkladıklarını dile getirdi.

“Nükleer santrale karşı her türlü mücadele vermeye devam edeceğiz”

Mersin Akkuyu’da kurulacak nükleer santralin özellikle Kıbrıs’ı çok fazla etkileyeceğinin bilimsel verileri olduğunu dile getiren Bektaş, bugüne kadar santralin yapılmasının durdurulması amacıyla 4 bin imza toplanıp Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne verildiğini, bu konuda her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceklerini vurguladı.
(tak)

Bu haber toplam 1622 defa okunmuştur