1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “İhmalkarlık”
“İhmalkarlık”

“İhmalkarlık”

Tepebaşı’nın güneyinde Pazar sabahı başlayan ve rüzgârla Kalkanlı’ya ulaşan yangının görgü tanıkları, yaşadıkları şoku ve üzüntüyü YENİDÜZEN’e anlattı.

A+A-

Dila ŞİMŞEK

Tepebaşı’nın güneyinde Pazar sabahı başlayan ve rüzgârla Kalkanlı’ya ulaşan yangının görgü tanıkları, yaşadıkları şoku ve üzüntüyü YENİDÜZEN’e anlattı.

Tepebaşılı Rehber Dağdoğan Sadrazam, turistlere gezdirdiği, anlattığı, gönül verdiği ormanların, ağaçların yok oluşunu izledi.

Kardeşi Adem Sadrazam, ‘evlerinin’ yandığını söyleyerek, yangınların sebebi olarak ihmalkarlığa işaret etti.

Bölgede dün tüm gün çalışan Orman Dairesi işçisi Ali Gazitaç, yangının 1995’te çıkan Beşparmak dağlarındaki yangın sonrası en büyük yangın olduğunu, itfaiye ekipleri soğutma çalışması yaparken, kendilerinin de dozerlerle müdahale ettiklerini kaydetti.

 

“Yaklaşık 1000 yıllık, koruma altındaki ağaçlarımızı bile koruyamadık”

Senelerdir Gezi Rehberliği yapan Dağdoğan Sadrazam, yangın nedenini hem toplumun hem de Orman Dairesi’nin ihmalkarlığına bağladı. Sadrazam, “Tepebaşılı bir rehber olduğum için bölgeyi çok iyi biliyorum. Yangın Tepebaşı’nda başlayarak Kalkanlı’ya doğru ilerledi. Bana göre birçok şey için geç kalındı. Tabii ki salgın var, tedbirli olmalıydık ancak Orman Dairesi çalışmasına devam etmeliydi. Binlerce ağacı yok ettik. Yaklaşık 1000 yıllık, koruma altındaki ağaçlarımızı bile koruyamadık. Selvi ağaçlarımız, zeytin, çam ağaçlarımız yok oldu” şeklinde konuştu. “Bir helikopter yatırımı yapamadık, göletlerimizi ise verimli kullanamıyoruz” diyen Sadrazam, yangınların önlenmesi için, toplumsal işbirliği olması gerektiğine dikkat çekti.

Adayı, köyü ve de doğayı çok sevdiğini belirten Sadrazam, bu yüzden çok üzüldüğünü ifade etti.

 

“Salgın süreci de olsa önlem alınabilirdi”

Tepebaşılı Adem Sadrazam, yangının dumanlarını gördüklerini ve çok korktuklarını söyledi. Sadrazam, neredeyse her gün yürüyüşe gittikleri alanların küle dönüştüğünü ifade ederken, yaşadıkları hüznün derin olduğunu belirtti. Sadrazam, ihmal konusuna vurgu yaparak, “Yerlere çöp, izmarit, şişeler atılıyor. Orman Dairesi ise salgın nedeniyle genel temizliğini yapmadı, önlemlerini almadı. Salgın sürecinde, gerekli tedbirler alınarak yaz yangınlarının önüne geçmek için adım atılmalıydı” şeklinde konuştu. Sadrazam, ‘içimiz yandı’ derken, büyük bir felaket yaşadığımızı söyledi.

Adem Sadrazam, abisi Dağdoğan Sadrazam’ın rehberlik yaptığı için doğaya ilgisi olduğunu, kendisinin de meraklı olduğunu ifade etti. Çıkan yangının havayı da etkilediğini belirtti.

 

“Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, ancak olan oldu”

Orman Dairesi işçisi Ali Gazitaç, dün tüm gün ekiple birlikte çalıştı. İtfaiye ekiplerinin soğutma çalışması sürerken, dozerle bölgeye müdahale ettiklerini kaydetti. Gazitaç, yeni ekili ağaçların da yandığını, hasarın büyük olduğunu ifade etti. Beşparmak dağlarındaki yangın sonrası en büyük yangınla karşılaştığımızı dile getiren Gazitaç, duruma çok üzüldüğünü belirtti. Gazitaç, “Lefkoşa’dan geldik, şu anda elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ama çok fazla ağaç, fidan ve bitki yandı, olan oldu… Keşke böyle bir şey yaşamasaydık. Hepimiz çok üzgünüz” dedi. Gazitaç, mevsim sıcaklarının yanı sıra, yangın nedeniyle alanın çok sıcak olduğunu ve havanın kirli olduğunu belirterek, tüm çalışanların zorluk yaşadığını ekledi.

Bu haber toplam 4700 defa okunmuştur
Yangın sonrası yürek burkan manzaralar

Yangın sonrası yürek burkan manzaralar

Kalkanlı yakınlarında, Çamlıbel yolunda itfaiyenin soğutma çalışmaları devam ederken, Orman Dairesi çalışanları da dozerlerle hasarlı alana müdahale ediyor.

İlgili Haberler