1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. “Geçmişimizle yüzleşmekten korkmamamız gerekiyor”
“Geçmişimizle yüzleşmekten korkmamamız gerekiyor”

“Geçmişimizle yüzleşmekten korkmamamız gerekiyor”

Protestoya katılan bazı siyasetçiler eylem sonrası konuyla ilgili yorumlarda bulundu

A+A-

CTP-BG  Milletvekili Doğuş Derya’ya sosyal medya üzerinde yapılan saldırılar, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından Meclis Genel Kurulu’nda protesto edildi. Protestoya katılan bazı siyasetçiler eylem sonrası konuyla ilgili yorumlarda bulundu.

CTP-BG Kadın Örgütü Genel Başkanı Sibel Sorakın:
“Geçmişimiz ile yüzleşmekten korkmamamız gerekiyor”

“Milletvekili Doğuş Derya’nın meclis kürsüsünden yaptığı konuşmanın amacı tarihi gerçeklerimizi bir kez daha toplumun gündemine getirmekti. Geçmişimiz ile yüzleşmekten korkmamız gerekiyor. Fakat bu korku ile beslenen, milliyetçi söylemler ile kendilerine rant elde etmeye çalışanlar, şiddet ve hakaret içeren davranışlarda bulundular. Bu durumu şiddetle kınıyorum. Dolayısı ile Kıbrıs’ta federal bir çözüme ulaşmanın yolunun barış içinde demokrasi ve özgürlük adı altında, mücadele ile var olabileceğini düşünüyorum. Bu tür şahıslar milliyetçilik söylemleri ile düşmanlık tohumları ekmeye çalışıyorlar. Söz konusu kişiler hakkında derhal yasal işlem başlatılmasını istiyorum. Bertan Zaroğlu’nun vatandaşlığı çok tartışmalı bir döneme verilmişti, vatandaşlığının tekrar gündeme taşınıp tartışılmasında fayda var.”

 

Doğuş Derya’nın babası, deneyimli siyasetçi Ahmet Derya:
“Töre, Doğuş'u hedef gösteriyor”

“Doğuşun konuşmasından sonra yaşananlar ben çok üzdü.  Bu tür hakaretleri yapanlara insan demeye dilim varmıyor. Burada hiç dikkatten kaçırılmaması gereken bir şey var. Maalesef bütün bu hakaretleri veya küfürleri tetikleyen, kışkırtan bir milletvekili var. O isim de Zorlu Töre’dir. Hani derler ya huylu huyundan vazgeçmez Zorlu Töre’ de bu misal, öğrencilik yıllarından beri yaptığını yapmaya devam ediyor. Yaptığı hedef göstermektir. Çok açık bir biçimde Doğuş’ u hedef gösteriyor. Bugün sabah televizyonda izledim çok canım sıkıldı, üzüldüm. Aklıselim her vatandaş konuşmaları izlesin, Doğuş’ un konuşmasında ne Türk Silahlı Kuvvetlerine ne de mücahitlere, hiç birini ağzına almış değil. Kurumsal olarak itham ettiği veya suçladığı bir şey yoktur.  Kıbrıs’ta yaşayan insanların kayıpları olmuştur. Yerlerinden yurtlarından olmuşlar ve tecavüzler yaşamışlardır. Türk kadınlarına tecavüz edilmiştir. Rum kadınlarına tecavüz edilmiştir. Bunlar bu ülkede yaşanan savaşın acı bir gerçeğidir. Bu toplumlar bunlarla yüzleşebilmelidir. Vicdanlarını arındırabilmeli ve karşılıklı özür dileyebilmelidir. Geleceğe bakabilmek için böyle yapılması gerekir. Doğuş aynen bunları söyledi. Doğuş’u hedef göstermeye çalışıyorlar. Bir baba olarak şunu söylemek istiyorum; Zorlu Töre de bir babadır. Zorlu Töre’nin de evlatları vardır. Bir babanın hem sorumluluklarını hem de hassasiyetlerini sonuna kadar taşıması gerekir. Eğer Doğuş’ a herhangi bir şey olursa Zorlu Töre bu sorumluluğu taşıdığının farkında mı? 2010 yılında şuan ki cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu dönemin Başbakanı iken sadece Bertan Zaroğlu değil yüzlerce insan usulsüz şekilde vatandaş yapıldı. Özkan Yorgancıoğlu hükümeti göreve geldiği zaman bunları inceleme altına alıp usulsüz olanları iptal etmesi gerekiyordu. Bertan Zaroğlu da onlardan biridir.”

 

Mağusa CTP İlçe Başkanı ve Milletvekili Erkut Şahali :
“Tüm çevreler bu demokratik eylemi görmeli”

“Yaşananların özüne bakmak gerektiğini düşünüyorum.  Bu konu hakaretler üzerinden toplumsal tansiyonu etkiler vaziyettedir. Doğuş’un yaptığı konuşma federal kültürün bir yaşam biçimi olarak benimsenmesi ve bu benimseme ile birlikte de Kıbrıs’ta barışın, iki tarafında kabul edebileceği bir çözümün bulunması ile alakalıydı. Böyle bir anlayışın benimsenmesi aslında geçmiş ile hesaplaşmayı, gerçeklerle yüzleşmeyi gerektirir.  Doğuş konuşmada Türk tarafını veya Rum tarafını işaret etmeden savaşın doğasında olan bir sürü insanlık dışı insan doğasına aykırı yaşanmışlığın bir faktör olduğunu söyledi ve bunların aslında karşılıklı olarak değerlendirilmesi ile ortak anlayışın oluşacağını belirtti. Ama maalesef bu, bu şekli ile aktarılmadı. Türk ordusuna yönelik özel bir saldırı veya hakaret olarak lanse edildi. O yüzden bugün yaşananlar Kıbrıs Türk halkının hak etmediği bir durumdur. Kimse kimseyi ötekileştirerek, hedef göstererek siyasi amaçlarına ulaşamaz, bundan toplum zarar görür. Bu gün yapılan eylem son derece duyarlı, barış içerisinde, demokratik bir eylemdir. Umarım ki tüm çevreler bu demokratik eylemi görür, anlamını anlar ve kimse görüşlerinden dolayı hedef gösterilerek yıpratılamaz.”

Bu haber toplam 1669 defa okunmuştur