1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'Ek mesai istemiyoruz, HEMŞİRE ALIN'
Ek mesai istemiyoruz, HEMŞİRE ALIN

'Ek mesai istemiyoruz, HEMŞİRE ALIN'

SAĞLIK YAZI DİZİSİ kapsamında YENİDÜZEN’e konuşan Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı Nihat Şencan, sağlıktaki sistemsizliği, eksikliği eleştirdi, hemşire eksikliğinden dolayı yaşadıkları sıkıntıları anlattı

A+A-

• “Hiçbir zaman ek mesai taraftarı değiliz. Evimize gidelim, rahat huzurlu ortam yaşayalım. Çünkü aile içi düzen bozuldu, boşanmalar arttı, sosyal hayat kalmadı, psikolojik ve sağlık sıkıntıları arttı, kanser oluyoruz. Alın yeni personel biz artık evimize gidelim, ek mesai istemiyoruz.”
 

• “Radyasyon, onkolojik ilaçlarla uğraştığımız için kanser riski ile karşı karşıyayız. 3 kişiden biri hatta radyasyon servislerinde çalışanların 5 kişiden 3’ü kanser hastası. Bu bir tesadüf olamaz. Ve bizi bundan yasal olarak koruyan hiçbir şey yok.”
 

• “Otomasyon sisteminin ne işe yaradığını tam olarak anlayamadım. Sistem gelince hemşirelerin yükü azalacak denildi, sevindik. Fakat sistem sanki de hemşirelik mesleği üzerine kurulmuş. Benim bildiğim otomasyonda herkes kendi görevini yapar. Ama tüm yükün hemşireler üzerinden dönmesi hemşirenin işini artırdı.”

• “Özelde çalışan hemşire sayısını bilmiyoruz, kim nerde çalışır, hangi ülkeden geldi, diploması var mı, hemşire mi bilmiyoruz. Biz sendika olarak gidip ‘hemşire misin’ diye sorma şansımız yok. Ama birlik olursa, onun olacak.”

 

Fayka Arseven KİŞİ

Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı Nihat Şencan, sağlıktaki sistemsizliği eleştirdi, hemşire eksikliğine dikkat çekti, “Hemşire alın ek mesai istemiyoruz” dedi.

Şencan hemşire eksikliğinden dolayı yoğun bir mesai ve ek mesai yaptıklarını ifade ederek, “Aile düzenimiz kalmadı, sosyal hayatımız kalmadı, meslekteki boşanmalar arttı” vurgusunda bulundu.
Devlette çalışan hemşire sayısını bildiklerini ancak Hemşireler Birliği Yasası olmadığı için özelde çalışan hemşire sayısını bilmediklerini söyleyerek, mesleğin geleceği ve denetimi için birlik yasasının biran önce geçirilmesi gerektiğini belirtti.

• YENiDÜZEN: Hemşirelik mesleğinde de birçok sıkıntılar var. Ne söylemek istersiniz?
• Nihat ŞENCAN:
Kamuda 700 ebe ve hemşire var ama sayısı belli olmayan 500-600 özel sektör hemşiremiz var. Devlet çalışanlarının sıkıntıları dışında özelde çalışanların sıkıntıları da önemli. Biz yeni yönetim olarak özelde çalışan sağlık çalışanların sıkıntılarını da ele aldık. İlk sıkıntı ise Hemşireler Birliği… Yasası şuan Meclis alt komitesinde, yasada bazı sıkıntılar olduğu söyleniyor. Ama Bakanlar Kurulu’ndan geçen bir yasada ne tür sıkıntılar var bilemiyorum. Bir şekilde sıkıntı var denilerek, alta atılıyor.


• YENiDÜZEN: Yasa ne zamandan beridir bekletiliyor?
• Nihat ŞENCAN:
Bu yasa 5-6 yıldır gündemde ama 3 yıl önce sendikamız tarafından hazırlandı. O günden beri de Meclis alt komitesinde. Bazı lobilerin bu yasanın geçmesini engellediğini düşünüyoruz. Halbuki Meclis’te bir çok doktor vekil arkadaşımız var. Biz onlardan bu yasanın geçmesi için destek beklerken, bu yasa engelleniyor. En başta ülkedeki bütün hemşireleri, özel sektördeki hemşirelerinin çalışma saatlerini, düzenlerini, bunun dışında devlet ve özel sektör çalışanları arasında köprü oluşturacak bir yasaydı. Özel kliniklerde çalışan hemşirelerin, hemşire olduğuna, diploması olduğuna emin olacak vatandaş. Birliğin en büyük özelliği ‘kayıt’ olma özelliği olacaktı. Hemşire kayıt olduğu zaman tüm eğitim ve diploma bilgileri Birlik’te kayıtlı olacak. Örneğin Tabipler Birliği’ne kayıt olmayan bir hekim çalışamıyor.

• YENiDÜZEN: Şuan bir denetimsizlik, başıboşluk mu var?  
• Nihat ŞENCAN:
Zaten hemşire sayısını bilmiyoruz, kim nerde çalışır, hangi ülkeden geldi, diploması  var mı, hemşire mi bilmiyoruz. Biz sendika olarak gidip ‘hemşire misin’ diye sorma şansımız yok. Ama birlik olursa, onun olacak. Özel sektörde sendikalaşmayı da her zaman savunduk. Bazı girişimlerimiz de oldu ama devlet politikasında böyle bir hak yok. Yasada isteğe bırakılmış fakat aslında ‘sendikalı olmayın’ deniliyor. Sendikalı olmayı cezp etmek yerine bu tehlikeli görülmüş.

‘Bardak doldu, taştı, sabrımız kalmadı’

• YENiDÜZEN: Kamudaki hemşirelerde durum ne?
• Nihat ŞENCAN:
Kamu hemşirelerine geldiğimiz zaman birlik yasası bizim için de milat olacaktır. Ama acilen Hemşirelik Dairesi Yasası’nın çıkmasını istiyoruz. 700’ü aşkın hemşire var. Ama bir elin on parmağını geçmeyecek çalışanı olan yerlerin daireleri var. Biz 700’ü aşmışız ama daire ve daire yasası olması bir şekilde engellendi. Aynı şekilde ebelerimizi de kapsayacak Hemşirelik Dairesi’nin kurulmasını ve bunun yasasının yapılmasını istiyoruz.

Bunun dışında sağlık teknikerleri, onların da birçok sıkıntıları var. Bunların da giderilebileceği yasal ortamlar olmalıdır.

Bunları her seferinde Sağlık Bakanlığı’na yazılı, sözlü ilettik.  Her zaman ‘tamam’ denildi, ‘cek-cak’lı cümleler kurularak geçiştirildik. Ancak artık sabrımız kalmadı. Üyelerimizden eyleme geçmemiz için baskı var. Artık bardak dolup, taştı, şok eylemlere hazırlanıyoruz.

• YENiDÜZEN: Hemşirelerin karşılaştığı sıkıntılardan biri de darp ve şiddet olayları. 
• Nihat ŞENCAN:
Bundan çok fazla söz etmek istemiyorum aslında çünkü şöyle bir algı var; ne kadar bir  şeyler söylenirse o kadar olaya maruz kalıyoruz. Son iki ayda 3 arkadaşımız şiddete maruz kaldı. Şiddet olayları ile ilgili çok mahkememiz var. Sağlık Bakanlığı yetkililerinden de ümidimizi kestik. Darp olaylarında biz hiçbir zaman suçlu değiliz. Sistemin yarattığı sistemsizlikten dolayı bu kavgalar çıkıyor. Hastalar hastaneye geldiği zaman gergin oluyor. Hasta zaten belli endişelerle geldiği için sıkıntılı, aile yakınları ne olacağını bilmediği için sıkıntılı, bir kapı var kapının arkasında bilinmezlik var ve bu stres oluşturuyor. Bu stres bazılarında şiddet eğilimini artırıyor. Onun için bakanlık politikalarında insanların, daha rahat daha huzurlu gideceği bir hastane ortamı olması gerekiyor.

• YENiDÜZEN: Hemşirelerin, hastalarla iletişiminde sıkıntı var mı, sağlıklı iletişim kuruluyor mu?
• Nihat ŞENCAN: 
Sağlıklı bir iletişim kuramıyoruz. Hasta bu konuda şikayet etmekte haklı. Ama sebeplere bakmak lazım; eğer Acil Servis’te bir nöbet süresince 300-400 hasta geliyorsa, 2 tane muayene odası varsa, burada iletişimden söz etmek mümkün değil. Bir alarm durumu vardır. Geceleri özellikle 100’ün üzerinde hasta gelir. Bu kadar insana hizmet vermek kolay değil. Gerçekten çok yıpranıyoruz.
Bir hastaya bakma süresi belli, ne kadar hastaya bakabilirsiniz belli. Ya hastayı muayene etme süresini kısacaksınız ya da elemanı ve kapasiteyi artıracaksınız. 

Ama kimse acil hastalığı varken, kapılarda saatlerce beklemek istemez. Sağlık politikalarının gözden geçirilmesi lazım. Hiçbir sağlık çalışanına şiddeti kabul etmiyoruz. Burada sorumlu Sağlık Bakanlığı’dır. Bakanlık, şiddet konusunda hiçbir şey yapmadı. Bir randevu sistemin geçirildi, halen saat sabah 5’lerde kapılarda bekleyen insanlar var, sebebini çözemedim. Eczanelerde ilaç sıkıntısı var. Hastalar buralarda beklediğini alamadıkça, en kolay ulaşabildikleri hemşirelere ve diğer sağlık çalışanlarına şiddet eğilimine girebiliyorlar.

Şiddetin her türlüsünü yaşıyoruz. Özellikle fiziksel şiddet, bunun dışında psikolojik, cinsel şiddet, mobbing şiddeti yaşıyoruz ve çoğu zaman bunları bir kanıta dayandıramıyoruz.


• YENiDÜZEN: Hemşireler ne tür risklerle karşı karşıya kalıyor?
• Nihat ŞENCAN:
Hemşire olmak başlı başına risk. Elinize batacak bulaşıcı bir iğne sizi hayatınızdan edebilir. Ambulansla örneğin hasta almaya giden arkadaşlarımız birincisi şiddete maruz kalma ikincisi ölüm riskiyle karşı karşıyadır. Güzelyurt’ta geçtiğimiz haftalarda bir ambulans kazası oldu ve meslektaşımız ciddi şekilde yaralandı, almaya gittikleri hasta ciddi şekilde yaralandı. Bunlara gerek yok. 

‘5 kişiden 3’ü kanser, tesadüf olamaz’

• YENiDÜZEN: Hemşire kadrolarının durumu nedir?
• Nihat ŞENCAN:
Hemşire ataması şuan yapılamıyor çünkü kadrolar doluymuş ama eksik var. 1980’lerde yapılan yasada yüksek hemşire sayısı 120 olarak belirlendi. Günümüze geldiğimiz zaman 120 sayısı artık çok komik bir rakamdır. Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde 440 hemşiremiz var. Biz 120  rakamının 5 yılda 360’a yükseltilmesini istiyoruz. Ama bu teknik komitede durduruldu. Teknik komiteler hemşirelik mesleğini kim yönetecek düzeyine geldi.

Bizi yasal olarak koruyacak maddeler de gerekiyor. Bu Kamu Görevlileri Çalışanları Yasası’nın 35’nci maddesi Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’na aktarılmamış. Ama en riskli işlerden birini biz yapıyoruz.

Radyasyon, onkolojik ilaçlarla uğraştığımız için kanser riski ile karşı karşıyayız. 3 kişiden biri hatta radyasyon servislerinde çalışanların 5 kişiden 3’ü kanser hastası. Bu bir tesadüf olamaz. Ve bizi bundan yasal olarak koruyan hiçbir şey yok. Meslek risk tahsisatımız da yok.

‘Boşanmalar arttı…’

• YENiDÜZEN:Yeni merkezler açılıyor hemşire alımı yapılmadı mı? 
• Nihat ŞENCAN:
Evet, tüm bu sıkıntılar yaşanırken, bir bakıyorsunuz mantar gibi sağlık servisi açılıyor. Bu servisler gecikmiş servisler örneğin Girne’deki Diyaliz Servisi… Yıllardan beri bunun teknik ve eleman alt yapısı yapılmalıydı ancak bu yapılmadı, sıkıntılarla açıldı. Çünkü Sağlık Bakanlığı taşıma su ile değirmen döndürmeye başladı. Lefkoşa’dan başka başka servislerden takviye toplayarak servisler açıldı. Bu eşittir; ek mesai…

Siz eğer bir taşı alıp başka bir yere koyarsanız  ya personel alacaksınız ya da personel fazla çalışacak bu da ek mesai gerektirecek. Biz hiçbir zaman ek mesai taraftarı değiliz. Evimize gidelim, rahat huzurlu ortam yaşayalım. Çünkü aile içi düzen bozuldu, boşanmalar arttı, sosyal hayat kalmadı, psikolojik ve sağlık sıkıntıları arttı, kanser oluyoruz. Alın yeni personel biz artık evimize gidelim, ek mesai istemiyoruz.

Nasıl ki diğer devlet dairelerinde memurlar, biliyor sabah gelip, mesai saati bitince gidecek biz de bilmek istiyoruz. Çünkü biz bilmiyoruz.

Sağlıkta ek mesai bir çalışma sistemi haline getirildi. Bunu getiren hemşireler değil, sistemin, politikaların kendisidir.  Yakın zamanda Çamlıbel Sağlık Ocağı, Lapta, Geçitkale, Tatlısu Sağlık Merkezi, Girne Diyaliz Merkezi açıldı. Kaç hemşire alındı? 29 hemşire alındı 2’si göreve başlamadı, 27 hemşire alındı. Ama bizim 100 civarında hemşire ihtiyacımız var. Bize ek mesai vermeyin alacağınız personele maaş verin. 

Çok ilginç bir tespit de yaptık; Mağusa gibi adanın ikinci büyük devlet hastanesinde 112 Hızır istasyonu ve yoğun bakım yok. Baktığımız zaman personel hem hızır hem acili çevirmeye çalışıyor. Orada çift iş gücü varken, diğer yandan birçok yere Hızır istasyonu açılıyor.  Ek mesai olmasın diye Mağusa’ya Hızır İstasyon açılamadığı söyleniyor. Ancak sadece 5 hemşire gerekiyor.

Onkoloji binası yapılıyor, Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ni geçti. Şuan mevcut yatak sayısı 13… bu sayı 60’a çıkartılacak ve diyorlar ki hemşire alımı yapılmayacak. Peki bu sistem nasıl dönecek? ‘E siz bir şekilde takviye edersiniz, ek mesai yaparsınız, paraya ihtiyacınız yok mu’ diyorlar. Biz parayı geçtik artık sağlığımızdan oluyoruz.


• YENiDÜZEN:Bir Hemşire ne kadar saat çalışır?
• Nihat ŞENCAN:
17 saat çalıştığımız günler var ve bazen bir kahve, yemek molası bile verilemiyor. Çünkü insanlar sürekli hizmet istiyor. Diğer sağlık personellerinden farklı olarak biz her zaman hastanın yanında olduğumuz içinde her zaman biz göze batıyoruz ve çoğu zaman duyarsınız ‘e hemşireler oturur’. Yahu bir beş dakika verin kahve içebilelim… İnanın 40 hasta olan bir serviste tansiyon ölçümü 2 saati aşıyor. Bunun bir de ilaç dağıtımı var. Bunlar zaman alıcı ve yorucu faaliyetler.

17 saat nöbet sonrası Mağusa’ya Karpaz’a, Lefke’ye giden arkadaşımız var. Bunların nakilleri de yapılmıyor. Bunun yerine bir servis konulsun dedik bizim de ödememiz gereken pay varsa ödeyelim dedik. Şimdi Mağusa ile ilgili çalışma var bunun bütün bölgelere yayılmasını istiyoruz. Gerçekten kaza sonrası bir ölüm olmadan bu iş halledilsin.

Otomasyon sisteminin ne işe yaradığını tam olarak anlayamadım. Sistem gelince hemşirelerin yükü azalacak denildi, sevindik. Fakat sistem sanki de hemşirelik mesleği üzerine kurulmuş. Benim bildiğim otomasyonda herkes kendi görevini yapar. Ama tüm yükün hemşireler üzerinden dönmesi hemşirenin işini artırdı.

Geçtiğimiz gün eşim hastaneye gitti, sırasını aldı, gereken prosedürü yaptık ve muayene oldu. Muayene olduktan sonra devletin eczanesine gittik 4 kalemden 1’ni alabildik. Biz bu sigortayı neden yapıyoruz? Hastalar bu yönde haklıdır.

Terfi için 3 yıl önce müracaat kabul edildi ancak sınav yapılamadı. Performans forumlarında sıkıntılar olduğu söylendi, Kamu Hizmeti Komisyonu ile Sağlık Bakanlığı arasında da sıkıntılar olduğu söylendi. Sonuçta bizim meslektaşlarımız mağdur edildi. Şimdi de terfiler her hafta öteleniyor. Ama biz ipin ucunu kaçırdık, kim ne zaman girecek ne olacak? Büyük bir kargaşa var, bunu avukatımızla birlikte aşmaya çalışıyoruz.

Hemşirelik şube amirleri kadroları da yıllardır boş. Bunda da kasıt var. Bu kadrolardan sadece biri açıldı, kimse nasıl açıldığını da bilmiyor. Yanlı olarak açıldı, hepsi dururken sadece birinin açılması soru işaretlerini barındırıyor.  Mesleğimiz bir yere gelmesin, ilerlemesin diye herkes elinden ne geliyorsa yapıyor. Biz güçlü bir topluluğuz ki herkes önümüzü kesmeye çalışıyor.

40 civarında geçici çalışanları var. Artık geçici istihdamının yapılmaması sevindirici ancak mevcut geçiciler ne olacak?15 yıl çalışan var. Kamudan sınav açıldığı zaman bu insanlar yıllarca çalıştıkları ve branşlaştığı için genç beyin ile aynı sınava giriyor ve yeni bilgileri bilmeyebilir. Buna bir çözüm istedik ama bu konuda da bir sonuç yok.  

Bu haber toplam 5177 defa okunmuştur