1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'SU'DA KAFALAR BULANIK (!)
SUDA KAFALAR  BULANIK (!)

'SU'DA KAFALAR BULANIK (!)

‘Su’ ile ilgili tartışmalar sürürken, 28 Ekim Çarşamba günü Lefkoşa’da hatlara su verilmeye başlanacak

A+A-

YENİDÜZEN, tartışmaların gölgesinde adaya gelecek ‘su’ ile ilgili nabız tuttu. Bazı kesimler suyun kesinlikle Ada’daki irade tarafından yönetilmesi gerektiğini savunurken, kimi kesimler ise ‘özelleştirmeye’ daha sıcak baktı. 

• Deneyimli belediyeci, Mağusa Belediyesi eski Başkanı Oktay Kayalp, suyun özelleştirilmesinin söz konusu olamayacağını belirterek, konu ile ilgili yapılan uluslararası tüm konferanslar ve sempozyumlarda suyun bir insan hakkı olduğunu, kamu mülkiyetinde olması gerektiğinin vurgulandığını kaydetti.

• GİAD Başkanı Ceyhun Tunalı, Türkiye’den gelecek suyun yönetiminde ülkedeki bir şirketin dünya çapında deneyimi olan şirketle konsorsiyum (stratejik ortaklık, şirketler birliği) oluşturarak birlikte hareket edebileceğini, işi öğrendikten sonra da belediyelerin kuracağı bir şirkete devredilebileceğini vurguladı.

• Eski Tarım Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu ise belediyelerin suyun yönetimini tamamen üstlenmesi ile ilgili bir çalışmalarının olduğunu ancak bu yöntemin kısa vadede sorun yaratmamasına rağmen gelecekte sıkıntıya yol açabileceğini vurguladı.

• Gelecek olan suyun özelleştirilmesi gerektiğini yineleyen Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada ise suyun özelleştirilmemesi halinde rekabet edilemeyeceğini, bu nedenle yatırımların ‘boşuna’ yapılacağını kaydetti.


Ayşe GÜLER

‘Asrın Projesi’ olarak anılan Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a Su Temin Projesi kapsamında ‘su yönetimi’ ile ilgili tartışmalar sürerken, 28 Ekim Çarşamba günü hatlardan su akmaya başlayacak.

Karada sadece Lefkoşa’daki hatların tamamlanması nedeniyle öncelikli olarak su, bu bölgeye verilecek, ardından da çalışması biten diğer bölgelerde su dağıtımı yapılacak.

4 grup halinde ihale edilen dağıtım hattındaki çalışmaların şu ana kadar yüzde 74’ü, yani 475 km’nin 375 km’si tamamlandı.

YENİDÜZEN, tartışmaların gölgesinde adaya gelecek ‘su’ ile ilgili nabız tuttu.

Bazı kesimler suyun kesinlikle özelleştirilmemesi gerektiğini savunurken, kimi kesimler ise ‘özelleştirmeye’ daha sıcak baktı.

Eski Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp, suyun özelleştirilmesinin söz konusu olamayacağını belirterek, uluslararası tüm konu ile ilgili yapılan konferanslar ve sempozyumlarda suyun bir insan hakkı olduğunu, kamu mülkiyetinde olması gerektiğinin vurgulandığını kaydetti.

GİAD Başkanı Ceyhun Tunalı, Türkiye’den gelecek suyun yönetiminde ülkedeki bir şirketin dünya çapında deneyimi olan şirketle ortak bir konsorsiyum oluşturarak birlikte hareket edebileceğini, işi öğrendikten sonra da belediyelerin kuracağı bir şirkete devredilebileceğini vurguladı.

“Suyun yönetimini belediyelerin üstlenmesi uzun vadede sorun olabilir”

Öte yandan eski Tarım Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu ise belediyelerin suyun yönetimini tamamen üstlenmesi ile ilgili bir çalışmalarının olduğunu ancak bu yöntemin kısa vadede sorun yaratmamasına rağmen gelecekte sıkıntıya yol açabileceğini vurguladı. Gelecek olan suyun özelleştirilmesi gerektiğini yineleyen Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada ise suyun özelleştirilmemesi halinde rekabet edilemeyeceğini, bu nedenle yatırımların ‘boşuna’ yapılacağını kaydetti.

-------------------------------------------------------------------------


Eski Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp: “Su insan hakkı, kamu mülkiyetinde olmalı”

Eski Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp, suyun özelleştirilmesinin söz konusu olamayacağını belirterek, uluslararası tüm konu ile ilgili yapılan konferanslar ve sempozyumlarda suyun bir insan hakkı olduğunu, kamu mülkiyetinde olması gerektiğinin vurgulandığını kaydetti.

Kayalp, Türkiye’nin onuncu 5 yıllık kalkınma planında da su yönetimin büyük şehirlerde belediyelerin oluşturduğu şirketlere, küçük şehirlerde ise yönetimin yerel yönetimlere bırakıldığını aktardı.

Suyun özel bir firmaya verilmesinin ‘tekelleşemeye’ neden olacağını savunan Kayalp, söz konusu durumun daha kötü sonuçlar doğurabileceğini dile getirdi.

Kayalp, “Bunun son örneğini Ercan Havaalanı’nda yaşadık. Ercan’ın tekelleşmesinden sonra orada sıkıntılar gördük” dedi.

“Suyun kaç paraya satılacağı konuşulmuyor”

Suyun maliyetiyle ilgili bugüne kadar net bir rakamın telaffuz edilmediğini söyleyen Kayalp, “Suyun kaç paraya satılacağı bu konuşan yoktur” şeklinde konuştu.

Kayalp, tarımda da kullanılacak su ile ilgili alt yapı çalışmalarının yapılmadığını da ifade ederek, suyun ilk etapta yerleşim yerlerine dağıtılacağını bu konuda çalışıldığını, tarımın bir sonraki ayak olduğunu belirtti.

“Stratejik konularda kamu mülkiyetinin varlığı çok önemli”

“Özelleştirme demek kar amacı olan firmanın suyun işletmesi demektir” diyen Kayalp,  “Özel şirketler, kar amacı gütmeden kamu yaranına devlete katkı koyayım demez. Kar amacı gütmeyen özelleştirme olamaz” şeklinde konuştu.

Kayalp ayrıca stratejik konularda kamu mülkiyetinin varlığı çok önemli olduğunu ifade ederek, ihtiyaç duyulan noktalarda kamu sistemi çalışırken özel sektörden hizmet satın alınabileceğini söyledi.

“Belediyeleri kötüleyerek bu sisteme karşı çıkma mümkün değil”

Bir kısım belediyelide mali sıkıntılar olduğunun doğru olduğunu, ancak batmış belediyelerin örnek gösterilecek belediyeler haline de getirildiğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Kayalp, belediyeleri kötüleyerek bu sisteme karşı çıkmanın mümkün olmadığını dile getirdi.

Kayalp, su ile ilgili konulara acil olarak müdahale edebilecek teknik donanıma sahip olduğunu da söyleyerek, su borçlarının tahsilatı ile ilgili sorun yaşandığını, bu sıkıntının da ön ödemeli sayaç uygulamasına geçilmesiyle çözümlenebileceğini sözlerine ekledi.

-------------------------------------------------------------------------

GİAD NE DÜŞÜNÜYOR?

GİAD Başkanı Ceyhun Tunalı: “Kendimiz yönetmezsek, istediklerini yaparlar tavrına girilmemeli”

Genç İşadamları Derneği(GİAD) Başkanı Ceyhun Tunalı, Türkiye’den gelecek suyun yönetiminde ülkedeki bir şirketin dünya çapında deneyimi olan şirketle ortak bir konsorsiyum oluşturarak birlikte hareket edebileceğini, işi öğrendikten sonra da belediyelerin kuracağı bir şirkete devredilebileceğini vurguladı.

Tunalı, ‘Kendimiz yönetmezsek, istediklerini yaparlar,  suyun çeşmesini kapatırlar’ tavrına girilmemesi gerektiğini kaydetti.

Tunalı ayrıca bu noktada akıl yoluyla çözülmesi gereken yöntemlerin izlenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

“Anlaşmanın içeriği ve gelinen noktalar halkla paylaşılmadı”

Türkiye’den gelecek suyun 4 senedir konuşulduğunu ancak bu süre zarfında göreve gelen hükümetlerin anlaşmanın içeriği ve somut olarak hangi noktalara gelindiğinin halkla paylaşılmadığını söyledi.

Tunalı, şu anda suyun yönetimi ile ilgili ‘bilinçsiz’ konuşmaların olduğunu belirterek, ülke içerisinde oluşturulacak konsey ile hangi aşamada olunduğu ve yapılması gerekenler ile ilgili çözüm planının ortaya konulması gerektiğini dile getirdi.

Konunun çok daha gerçekçi ve ayakları yere basan oramda tartışılması gerektiğinin önemine değinen Tunalı,   “Bu konuda yetişen insanların fikir birliği yapacağı, içerisinde sivil toplum örgütlerinin de bulunacağı bir toplantıda suyun hangi noktada devredileceği konuşulabilir” dedi.

“Yapılan icraatlar ortada, görünen köy kılavuz istemez”

Bugüne kadar hükümetlerin yaptığı icraatların ortada olduğunu hatırlatan Tunalı, “Biz bu işi KKTC vatandaşları yapamaz demiyoruz ama görünen köy kılavuz istemiyor” dedi.

Tunalı, geçmişte daha önce yapılan yönetimlerde başarı elde edilmediğini kaydetti.

Türkiye’den gelecek olan suyun çok önemli olduğunu ifade eden Tunalı,
önümüzdeki çözüm sürecinde bu suyun Güney Kıbrıs’ta da kullanılacağını dile getirdi.

Tunalı, bu nedenle suyun kullanılmaması veya atıl duruma düşmesinin projenin en kötü icraatlardan biri olarak düşündüklerini vurguladı.

Ayrıca Tunalı, yaşanan korkunun ‘ülkeyi yönetenlerin herhangi bir başarı gösterememesinden’ kaynaklandığını da savunarak, “Barış suyu denilen su projesi çok önemlidir. Dünyada ilk kez kullanıyor. Siyasi rant uğruna projeyi tüketecek olursak hiçbir zaman, bundan sonraki projeye müdahil olamayacağız” şeklinde konuştu.

Maliyet konusu…

Maliyet konusunda bir şey söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Tunalı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs arasında imzalanan bir protokol bulunduğunu, genel çerçevenin bilinmesine rağmen içeriğin bilinmediğini kaydetti.

Tunalı, “suyu yönetmeyi bilmeden yönetmeye kalkarsak daha fazla maliyetli olabilir” şeklinde de konuşarak, “suyun gelmesi ile birlikte göletlerinde düzeltmesi gerekebilir. Ana arterler değişiyor ama iç hatların neresinde kaçak vardır veya yoktur bunların bilinesi gerekiyor. Sorun varsa düzeltilmelidir” dedi.

---------------------------------------------------------------------


Eski Tarım Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu: “Belediyelerin suyu yönetmesi gelecekte sıkıntıya neden olur”

Öte yandan eski Tarım Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu ise belediyelerin suyun yönetimini tamamen üstlenmesi ile ilgili bir çalışmalarının olduğunu ancak bu yöntemin kısa vadede sorun yaratmamasına rağmen gelecekte sıkıntıya yol açabileceğini vurguladı.

Amcaoğlu, “Belediyelerin başkanları değişir, doğal olarak tavır da değişir. Belli kuralların işin başında konulması gerekiyor” diyen Amcaoğlu, “Su yönetimi ile ilgili yetkili makam şu anda Su İşleri Dairesi’dir.

Belediyeler kullandıkları su karşılığında ödeme yapıyor. Gelecek olan suyu da ayni yöntemle satın alarak, kendi bölge halkına dağıtarak yöntemle sürdürebilirler.

Bazı belediyeler su paralarını tahsil edemiyor, bu nokta da önemlidir” şeklinde konuştu.

Dağıtım…

Suyun yönetiminde belediye hudutlarına kadar olan güzergahların özel bir işletmeye verilebileceğini böylelikle suyun gelişi ve dağıtımı ile ilgili sorunların çözümleneceğini belirten Amcaoğlu, belediyelerinde kendi depolarından itibaren sorumluluğunu üstlenebileceğini kaydetti.

Amcaoğlu, suyun halka satış ve ulaşımının belediyeler tarafından sağlanabileceğini, su bedelinin de ilgiyi firmaya ödenerek sorunun çözümlenebileceğini aktardı.

“Kamu-özel ortaklığı mantıklı”

Ticaret Odası’nın ‘kamu-özel ortaklığı’ önerisinin de mantıklı olduğunu, uygulanabilir çözüm modeli olabileceğini dile getiren Amcaoğlu, projenin ‘yararlarının’ tartışılması gerektiğini, geriye kalan tüm sorunların çözümlenebileceğini belirtti.

“Suyun fiyatında endişe edilecek durum yok”

Amcaoğlu ayrıca gelecek olan suyun fiyatlarında endişe edilecek bir durum olmadığını vurgulayarak, bugünkü su hizmetlerinin çok üzerinde bir rakamın çıkacağını düşünmediğini kaydetti.

Projenin ticari amaçlı olmadığını, Kuzey Kıbrıs’a yardım ve katkı olduğunu dile getiren Amcaoğlu, bunun karşılığında olağanüstü rakamların talep edilmesinin söz konusu olmadığını kaydetti.

“Tartışmalar gereksiz”

Amcaoğlu, su yönetiminde yaşanan tartışmaların gereksiz olduğunu belirterek, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs arasında yapılan anlaşma gereği suyun getirildiğini söyledi.

Suyun adaya gelmesinin önemli olduğunu ifade eden Amcaoğlu,  dağıtımı ile ilgili belediyelerin hangi noktada yer alacağının yapılacak toplantı ve görüş alışverişi ile oturtulabileceğini kaydetti.

Türkiye’den gelecek olan suyun ülkenin 50-100 yılını ilgilendiren bir konu olduğunu savunarak,
“Birileri, Türkiye iradeyi ele almak istiyor diyor. Türkiye’nin böyle bir şeyi almaya ihtiyacı yok. Yatırımlar çok büyük. Dünyada ilk kez böyle bir proje yapılıyor. Projenin güzelliği konuşulacağına tartışmalar projenin yararlarına zarar veriyor” şeklinde konuştu.

Tarımda kullanılacak su…

Türkiye’den gelecek suyun tarımsal faaliyetlerde kullanılacağını ancak suyun fiyatının belirlenmesinin yanı sıra üreticiye ulaştırılması ve kullandırılmasına iki ülkenin karar vereceğini söyleyen Amcaoğlu, belirlenecek fiyatı ‘uygun’ bulmayanların kullanmayabileceğini belirtti.

Amcaoğlu, yapılan yatırımlar ve tesislerin bakım ve idamesi için kaynağa ihtiyaç olduğunu kaydederek, projenin maliyetinden öte işletme giderlerinin karşılanması için tedbirin tarımda kullanılacak su ile ilgili bakanlığın çalışmalarının olduğunu, kendi bakanlık döneminde de bu çalışmaların belli bir seviyeye geldiğini ifade eden Amcaoğlu, uygulama olarak bakanlığın ön planda olacağını söyledi.

----------------------------------------------------------------------------------------

ÜRETİCİLER NEYİ SAVUNUYOR?

Kıbrıs Türk Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada: “Su özelleştirilmeli, aksi halde rekabet edemeyiz”

Kıbrıs Türk Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada ise gelecek olan suyun özelleştirilmesi gerektiğini açıkladı.

Suyun özelleştirilmemesi halinde rekabet edilemeyeceğini savunan Yeşilada, bu nedenle yatırımların ‘boşuna’ yapılacağını kaydetti.

Yeşilada, suyun yönetimine belediyelerin talip olduğunu ancak belediyelere karşı güvensizlik bulunduğunu vurguladı.

“Belediyelerin yaptıkları işler ortadadır. Çalışanlarına sosyal sigorta yatırımları yapmıyorlar. Suyu nasıl idare edecekler?” diye soran Yeşilada, “Belediyeler bu işi kesinkle yapamazlar. Suyun gramı altındır. İyi değerlendirmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Tarımda en büyük sıkıntı su azlığı”

Yeşilada, tarımda en büyük sıkıntının su azlığı olduğuna dikkat çekerek, su ile ilgili çalışmaların süratle tamamlanması gerektiğini kaydetti.

Özelleştirilmesi haline suyun maliyetinin daha ucuza geleceğini savunan Yeşilada, “Belediyeler 10 adamla yapılacak işleri çifte personelle yapıyor. Bu da maliyete yansıyor. Bizim kaybedecek zamanımız yoktur. Su paralarını toplayamıyorlar, bu suyu nasıl idare edecekler” dedi.

Yeşilada, su konusundaki tartışmaların yersiz olduğunu da sözlerine ekledi.

---------------------------------------------------------------------------

ÇALIŞMALAR NE DURUMDA?

DSİ KKTC Proje Müdürü Birol Çınar: “28 Ekim’de su akacak”

Türkiye’den gelecek olan suyun 28 Ekim’de akacağını söyleyen DSİ KKTC Proje Müdürü Birol Çınar, şu anda bu tarihi öteleyecek hiçbir teknik sorunun yaşanmadığını belirtti.

Çınar, Geçitköy pompa istasyonu ve Güzelyalı pompa istasyonlarının deneme çalışmalarının yapıldığını kaydetti.

Suyun ilk etapta tamamlanan Lefkoşa hattına verileceğini dile getiren Çınar, diğer bölgelerdeki çalışmalarının bitmesiyle birlikte suyun verileceğini aktardı.

Kara çalışmalarının ise 475 km’sinin 375’inin tamamlandığını yani yüzde 74’ünün tamamlandığını ifade eden Çınar, tüm çalışmaların sene sonuna tamamlanacağını sözlerine ekledi.

 

Bu haber toplam 2464 defa okunmuştur