1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ÇOCUKLAR AÇTI ‘BAYRAMLIK’ AĞZINI!
ÇOCUKLAR AÇTI ‘BAYRAMLIK’ AĞZINI!

ÇOCUKLAR AÇTI ‘BAYRAMLIK’ AĞZINI!

“23 Nisan” kutlamaları çerçevesinde Bakanlar Kurulu üyelerini ziyaret eden çocukların soruları kabine üyelerini terletti, Başbakan ile Başbakan Yardımcısı çocuklarla tartıştı. İşte BRT ve TAK’ta “yayınlatılmayan” diyalog…

A+A-

Çocuklardan bakanlara "23 Nisan" soruları:

Çocuk Eğitim Bakanı: Bazı kitaplarımız Türkiye’den gelir bunları kendimizin yapmasını isterdim.
H.Özgürgün: Kendimiz derken?
Çocuk Eğitim Bakanı: Kıbrıs’ta üretilmesini…
H.Özgürgün: Belki de burada bastırılıyor. Yani kitapların içeriğinde sıkıntımız var?
Çocuk Eğitim Bakanı: Burada basılsın kitaplarımız Türkiye’ye ihtiyaç duymayalım.

***

Çocuk: Hazırcı olmamamız lazım kendimiz bir şeyleri üretmemiz lazım.
S.Denktaş: Kendi ayaklarımız üzerinde dururuz ama mevcut memurların da yarısını durdurmamız lazım, o da olmaz.
Çocuk: Daha güzel bir fikir düşünmek lazım.

***

S.Denktaş: Daha güzel fikir Türkiye ile aynı ekonomik zemin üzerinde hareket etmektir. Türkiye’yi ‘başka’ diye düşünmeyin. Türkiye’nin etkisi burada ne olursa olsun devam edecektir, bunu da bilin.

Çocuk: Konuştuklarınızın iyi yanları da var ama bunun kötü sonuçlarını da düşünmek lazım. Her işin bir kötü sonucu vardır.
S.Denktaş: İyi de var.

S.Denktaş: Bazı öğretmenlerimiz bayrak konusunu sorguluyor. Devletinize inanın.

Çocuk: Peki öğretmenlere söyleyelim. Ama dışarıdaki insanların yarısı ‘bizi Türkiye ezer’ diye görür. Öyle düşünür. Bunu ne yapacağız?
S.Denktaş: Bu doğru mu?
Çocuk: Doğru değil, onların düşüncesi ama onlar böyle düşünürken haklı düşünceleri olduğunu düşünüp hak vermek isterim ki, veririm bazen.

YENİDÜZEN (Özel)
“23 Nisan” kutlamaları çerçevesinde Bakanlar Kurulu üyelerini ziyaret eden çocukların soruları kabine üyelerini terletti, Başbakan ile Başbakan Yardımcısı çocuklarla tartıştı.
Başbakan Hüseyin Özgürgün tarafından kabul edilen Şht.Ertuğrul İlkokulu Müdürü Hasan Eren başkanlığında çeşitli okullarda öğrenim gören öğrencilerin Bakanlar Kurulu Salonu’nda yeni bakanlar ile görüşmesinde ilginç anlar yaşandı.
Bazı öğrencilerin "Kendi ayaklarımız üzerinde durmamız lazım. Türkiye Anavatanımızsa neden bizim bayrağımız Türkiye’de yok?” gibi sorularına maruz kalan bakanlar sorulara cevap vermekte zorlandı.
Kameralar önünde yaşanan gelişmeler üzerinde Başbakanlık'tan devlet ajansı TAK ve devlet televizyonu BRT'ye talimat gitti, “Bu haber yayınlanmasın" denildi, görüntülert ve çocuklarla bakanlar arasındaki diyalog sandürlendi.
YENİDÜZEN çocuklarla bakanların konuşmalarının ses kaydına ulaştı.

İşte o diyalog:

>Özgürgün: Bugünkü toplantıda Bakanlara mesajın var mı?
>Çocuk Başbakan: Kıbrıs’ta barış sağlanmasını isteriz.
>Özgürgün: Buna katılmayan yok.
>Serdar Denktaş: Barış var, çözüm olsun istiyoruz değil mi sayın Başbakan?
>Serdar Denktaş: Şimdi  Bakanlar Kurulu’nda bir tartışmamız var sayın Başbakan Yardımcısı sence Veteriner Dairesi Tarım Bakanlığı’nda mı yoksa Sağlık Bakanlığı’nda mı?
>Çocuk Başbakan Yardımcısı: Sağlık Bakanlığı’nda
(Gülüşmeler…)
>S.Denktaş: Başbakanı ikna eder misin lütfen bu konuda.
>Özgürgün: Çok net ve beklemeden bir cevap.
>Nazım Çavuşoğlu: Bir de Tarım Bakanı’na soralım.
>S.Denktaş: Tarım Bakanı sizce?
>Çocuk Tarım Bakanı: Tarım Bakanlığı’na…
(Gülüşmeler, kahkahalar…)
>S.Denktaş: Bir de Maliye Bakanı’na soralım. Sen olsan Tarım Bakanlığı’na verir misin?
>Çocuk Tarım Bakanı: Hayır vermem. Çünkü Tarım Bakanlığı sağlıklı bir yer gözükmez. Veteriner doktordur, Sağlık Bakanlığı’nın altında olması daha doğru bir şeydir.
>H.Özgürgün: İlkokullarda özellikle sizin de keşke bu da olsun dediğiniz ne var?
>Çocuk Eğitim Bakanı: Bazı kitaplarımız Türkiye’den gelir bunları kendimizin yapmasını isterdim.
>H.Özgürgün: Kendimiz derken?
>Çocuk Eğitim Bakanı: Kıbrıs’ta üretilmesini…
>H.Özgürgün: Belki de burada bastırılıyor. Yani kitapların içeriğinde sıkıntımız var?
>Çocuk Eğitim Bakanı: Burada basılsın kitaplarımız Türkiye’ye ihtiyaç duymayalım.
>H.Özgürgün: Türkiye Anavatanımız tabii oraya ihtiyaç duymamız gibi bir şey olamaz. Burada yapılamayanda Anavatana her zaman ihtiyaç olacaktır. Tabi ki yine de Başbakan değerlendirsin, bilmem.
>Çocuk: Sayın Başbakanımız, biraz önce (çocuk) Eğitim Bakanımızın söylediğine katılırım. Bizim kendi ayaklarımız üzerinde durmamız lazım başkasından yardım istemek olmaz. Kendi ayaklarımız üzerinde durmamız için bu ülkede daha çok üretim yapılması lazım.
>H.Özgürgün: Üretim yapılması lazım, ekonominin önünün açılması lazım, istihdam, yatırım yapılması lazım. Bu çok doğru bir şey.
>Çocuk: Hazırcı olmamamız lazım kendimiz bir şeyleri üretmemiz lazım.
>S.Denktaş: Kendi ayaklarımız üzerinde dururuz ama mevcut çalışan memurların da yarısını durdurmamız lazım, o da olmaz.
>Çocuk: Daha güzel bir fikir düşünmek lazım.
>S.Denktaş: Daha güzel fikir Türkiye ile aynı ekonomik zemin üzerinde hareket etmektir. Türkiye bizim her şeyimize koşan, her sıkıntımızda yanımızda olan bir ülkedir. O yüzden Türkiye’yi ‘başka’ diye düşünmeyin. Türkiye’nin etkisi burada ne olursa olsun devam edecektir, bunu da bilin.
>Çocuk: Konuştuklarınızın iyi yanları da var ama bunun kötü sonuçlarını da düşünmek lazım. Her işin bir kötü sonucu vardır.
>S.Denktaş: İyi de var.
>Çocuk (sesini yükselterek): Ama sonunda kötü bir şey olacak.
>S.Denktaş: Olmaz Allah korusun.
>Çocuk Turizm ve Çevre Bakanı: Türkiye anavatanımız ise niçin bizim Türkiye’de bayrağımız yoktur?
>H.Özgürgün: Oradaki bütün temsilciliklerimizde var. Ama sonuçta burası Kıbrıs Türkü, bilmiyorum öğretmenleriniz anlatmıştır herhalde…
>S.Denktaş( Öfkelenerek): Anlatmadığı belli.
>H.Özgürgün: Bizim anlatmamız lazım o zaman…
>S.Denktaş: Bir soru sorayım size çocuklar. KKTC’nin kurucusu kimdir?
>Çocuk: Rauf Raif Denktaş. Siz de onun oğlusunuz.
>S.Denktaş: Ben kimim?

> Çocuk: Onun oğlu.
>S.Denktaş: Bazı öğretmenlerimiz bayrak konusunu sorguluyor. Devletinize inanın. Bu devletin iki bayrağı varsa, sarılın. Çünkü bizim geleceğimizdir. Lütfen bunu sınıflarınızda öğretmenlerinize anlatın. Ben üzülüyorum çünkü sizin gibi gençlerin Türkiye sanki karşıtınızmış gibi düşünmeniz beni üzer. Türkiye olmasaydı bugün sizler doğamayacaktınız. Toplu mezarlarda olacaktık ya da buralardan kaçmış olacaktık.  Devletinize sahip çıkın. Öğretmenleriniz bunun dışında bir şey söylediğinde onlara ‘bu devlet var diye,biz buradayız. Bu devlet var diye  siz de burada öğretmenlik yapıyorsunuz.
>Çocuk: Peki öğretmenlere söyleyelim. Ama dışarıdaki insanların yarısı ‘bizi Türkiye ezer’ diye görür. Öyle düşünür. Bunu ne yapacağız?
>S.Denktaş: Bu doğru mu?
>Çocuk: Doğru değil, onların düşüncesi ama onlar böyle düşünürken haklı düşünceleri olduğunu düşünüp hak vermek isterim ki, veririm bazen.
>S.Denktaş: Kendi kendimizi idare etmek ile Türkiye’ye düşman olmak arasında çok müthiş fark var. Tüm dünya bize kapılarını kapatmışken tek açan Türkiye’dir. Evde ailelerinize okulda öğretmenlerinize biz bu cumhuriyetin çocuklarıyız deyin.
>S.Atun: Eğitim Bakanlığı direktif verin, öğretmenler bu evlatçıklara bunları iyi anlatsın kafalarında soru işareti kalmasın.

Bu haber toplam 5171 defa okunmuştur