Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda, 2017 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı görüşmeleri çerçevesinde bugün ilk olarak, komiteden 28 Milyon, 993 Bin, 200 Türk Lirası olarak geçen  Cumhurbaşkanlığı Bütçesi ele alındı.

Arabacıoğlu: "Toplumun birlik ve beraberliğe ihtiyacı var"

Cumhurbaşkanlığı Bütçesiyle ilgili İlk sözü alan DP Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, Kıbrıs konusunda önemli bir süreçten geçildiğine işaret ederek, ikili görüşmelerin Ocak ayında devam edeceği ardından da 5’li zirve yapılacağını anımsattı.

Toplumun birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bir dönemden geçildiğine işaret eden Arabacıoğlu, Kıbrıs konusunda geçmişten bu yana yaşanan sürece değindi.

Süreç içinde BM tarafından Kıbrıslı Türkler ve Rumlara üç kez çözüme yönelik belge sunulduğuna işaret eden Arabacıoğlu, bu belgelerin hep Rum kesimi tarafından reddedilmesine rağmen uzlaşmaz tarafın Kıbrıs Türk kesimi gibi gösterildiğini kaydetti.

Yeni dönemde sürece bakıldığında bir sonuç alınabilir gibi görüldüğünü ifade eden Arabacıoğlu, toplumda yaşanabilecek sıkıntılara işaret etti.

Arabacıoğlu, “Olası bir çözüm olacaksa, mesela bir sonraki yılın bütçesi nasıl olacaktır, denk getirilebilecek mi, ekonomi daralacak mı? Bu devlet maaş ödemekte zorlanacak mı?” sorularını sordu.

Rum tarafının alım gücüne bakıldığında, Türk tarafına göre 5 misli bir alım gücü olduğunun görüldüğünü  ifade eden Arabacıoğlu, Rum tarafının nüfusunun da Kıbrıslı Türklerden fazla olduğunu belirtti ve yaşanabilecek sorunlara işaret etti.

Mülkiyet konusunda yaşanabilecek sıkıntılara da dikkat çeken Arabacıoğlu, mülkiyet açısından egemenliğin bozulmayacağının garantisini kim verecek” şeklinde konuştu.

Rumların bıraktığı mülkleri nasıl alabileceğinin formüllerini üretmek için çalışacaklarına inanç belirten Arabacıoğlu, 200 bin Rum’un Kuzey’den mülk almaya çalışması halinde, yapının tamamen değişeceğini, zaman içinde hukuksal bir soruna dönüşeceğini söyledi.

Nüfus konusunun, iki kesimlilik ve iki toplumluluğu sulandıracağı ve en büyük kırılma noktalarından biri olacağı inancını ifade eden Arabacıoğlu, toprak düzenlemesine tabi olacak insanların bir kısmının mutlaka evlerinden olacağını, bu insanlara yaşaması için nerede yer gösterileceğini sordu.

“Bu adaya barış gelecekse, nerede yaşanacağı konusunda, nerede iş yapılacağı konusunda yer gösterildi mi” diye soran Arabacıoğlu, diğer konulardaki endişelerini dile getirerek, toplumun bir kesiminde psikolojik ve sosyal bir travma yaşanabileceğini söyledi.

Arabacıoğlu, süreç için başarılar diledi.

Tatar: "Anlaşmadan sonra Türkiye’nin desteğinin devam etmesi gerekiyor"

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı ve UBP Milletvekili Ersin Tatar da, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na ayrılan ödeneğe dikkat çekerek, bütçeye bu orkestraya 10 kişi daha alınabilmesi için ödenek konulduğunu söyledi.

Orkestranın önemine işaret eden Tatar, orkestranın daha da geliştirilmesini temenni etti.

Kıbrıs konusuna ve olası bir anlaşma durumunda yaşanabilecek sıkıntılara değinen Tatar, Arabacıoğlu’nun da değindiği mülkiyet konusundaki endişelerini dile getirdi.

Olası bir anlaşma halinde, Rumların Kuzeye geçip yerleşmek isteyeceğini, ancak Kıbrıslı Türklerin Güneye yerleşmek gibi bir kaygısı olmadığını düşündüğünü dile getiren Tatar,  mülkiyet sorunun, nüfus sorununu, bunun da seçim ve halk oylaması sorununu beraberinde getireceğini savundu.

Tatar, asıl sorunun anlaşmanın çerçevesinde değil, detaylandırıldığında çıkacağına işaret ederek, can ve mal güvenliğinin hayatsal önemi olduğuna vurgu yaptı.

Anlaşmadan sonra da Türkiye’nin desteğinin devam etmesi gerekeceğine işaret eden Tatar, bu topraklarda bir halk olarak yaşayabilmek için anlaşmadan sonrasının çok önemli olduğunu kaydetti.

Tatar, 5’li konferansın, çoklu konferansa doğru gittiği; Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ın konferansta yalnız kalacağı öngörüsünde bulundu.

Kıbrıs Türk halkının esenliği ve haklı davasında mağdur olmamasının kendileri için önemli olduğunu belirten Tatar, bu konuda bir takım endişeleri olduğunu kaydetti.

Erhürman: "Akıncı'nın izlediği çizgiyi doğru buluyoruz"

CTP Milletvekili ve Genel Başkanı Tufan Erhürman da, öncelikle Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası’nın faaliyetlerinin kendilerini sevindirdiğini ve desteklediklerini söyledi.

Kıbrıs konusuna değinen Erhürman, 1963’ten bu yana devam eden bir sorun olduğu ve bu sorunda ana parametrelerin bulunduğuna işaret etti.

Tüm bu parametrelerin şimdi ortaya çıkmadığını, müzakereler başladığından bu yana olduğunu ifade eden Erhürman, “geçmişte olduğu gibi inadımız ve bilgimiz yarışacak” dedi.

Geçmişte ortaya konulan parametrelerin çok fazla değişmediğine işaret ederek, zamanı geldiğinde ve referanduma gidileceğinde bunların tartışılacağını söyledi.

Hiçbir halkın kendi geleceğinin öngörülemeyeceği bir anlaşmaya evet demeyeceğini ifade eden Erhürman, bu halkın öngörülebilir bir düzende yaşamasını savunduklarını ve bu konuda hassasiyetlerin bulunduğunu kaydetti.

Kıbrıs Türk halkını en fazla koruyacak bir anlaşmanın yapılması gerektiğine dikkat çeken Erhürman, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yapmaya çalıştığının, mülkiyet ve toprak konusunda, Kıbrıs Türk halkının hakkını azami düzeyde korumaya çalışmak olduğunu vurguladı.

Bir halkın en önemli unsurunun varlığını devam ettirebilmesi olduğunu söyleyen Erhürman, sorunun ve risklerin sadece bir anlaşma olması halinde, toprak ve mülkiyet konusunda olmadığını belirtti. Erhürman, şimdi var olan durumdaki risklere değinerek, “risk her yerde var” dedi.

Kaydedilen parametreleri, hiçbir şekilde sürecin sulandırıldığı şeklinde görmediklerini vurgulayan Erhürman, sürecin tamamlanıp, sonuçlandırılması için Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı desteklediklerini, izledikleri çizgiyi doğru bulduklarını belirtti.

Milletvekillerinin bilgi ve düşüncelerini Cumhurbaşkanı Akıncı’yla paylaşması önerisinde bulunan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının kapsamlı bir çözüme ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Erhürman, çıkacak metne hayır ya da evet mi diyeceklerini de belge ortaya çıktığında söyleyeceklerini sözlerine ekledi.

TAK