Aslında o bir grafik tasarımcısı… Ama hobi olarak yaptığı fotoğrafçılık da iyi bir işe imza atmış ve ilk kişisel sergisiyle insanlara mesaj vermeye çalışmış bir isim, Gürkan Gökaşan…

Didem MENTEŞ

Adının ‘fotoğrafçı’ olarak anılmasından rahatsız bir isim. O, bu işi bir hobi olarak yapan ama mesleği gibi büyük saygı duyarak titizlikle hayata geçiren bir kişi. Fotoğrafa farklı düşünce biçimlerini yansıtarak ‘farklı’ düşünmeyi sağlayan bir fotoğraf sever. “Yanılgı”ları insanlara farklı şekilde anlatmaya çalışan bir fotoğraf sever. Aslında o bir grafik tasarım uzmanı… Grafik tasarımda birçok işe imza atmış, ödüllü bir grafiker. Akademi olarak da kendini günden güne geliştiren bir doktora öğrencisi. Grafik ile fotoğrafçılığı iç içe yaşayan ve ilk kişisel fotoğraf sergisiyle genç yaşta başarılı bir işe imza atmış bir kişilik, Gürkan Gökaşan…

İYİ BİR KARİYER

Gürkan, 1985 yılı Lefkoşa’da dünyaya gelir. İlk ve orta eğitiminin ardından Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olur. Daha sonra Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Bölümü’nde yüksek lisansını tamamlayarak, şimdi de aynı bölümde doktoralığına devam ediyor. 2005 yılından beri reklam sektöründe çalışan Gökaşan, ayrıca iletişim sektöründe de Radyo Akdeniz ve Yenidüzen Gazetesi’nde bir süre faaliyet gösterir. Ayrıca 2008 yılında UNDP destekli The Management Center’in grafik tasarım yapım projesinde yer alır. 2009 yılından beri de Cherry-Red Grafik isimli iş yerinde grafik tasarım yapmaya halen devam ediyor.

ÇOCUKLUK SEVDASI VE 10 BİN FOTOĞRAF…

Grafik tasarımda uzlaşmanlaşsa da aslında fotoğraf çekmek onun hep çocukluk sevdasıdır. Ve kendi fotoğraf makinesine sahip olana kadar başkalarının makinesinden, keşfe başlayarak dünyayı kendi gözüyle çekmeye başlar. Son 4 yıldır ise kendi fotoğraf makinesiyle gördüklerini belgeler… 10 bine yakın fotoğraf çekerek ilk kişisel sergisinin malzemelerini toparlamaya başlar. Aslında “fotoğrafçı” olarak anılmaktan hoşlanmıyor Gökaşan. O sadece kendi gözüyle belgelediği fotoğrafları insanlara aktarmayı seviyor. Bu işten para kazanma gibi bir amaç gütmüyor, sadece hobisini büyük bir zevkle yapıyor.

ÖDÜLLER VE SERGİLER…

İlk kişisel sergisini açmadan önce iki sergiye katılıyor Gürkan Gökaşan. 2010 yılında 3. Öztan Özatay Fotoğraf Yarışması, 11 Kasım 2011’de 1+1 adı altında kollektif bir sergi oluşturuyor. Mayıs 2011’de YDÜ Hastanesi’nde Uluslararası Rauf Denktaş Exlibris yarışmasına katılıyor. Orada hem sergileme hem de teşekkür ödülünü alıyor. 2009 yılında ise AB destekli Natural 2000 Fuar alanlarına yönelik logo yarışması 2’inciliğini kazanıyor. Yani 4 sergileme 2 ödül hayatına kazandırıyor Gürkan Gökaşan. Gökaşan’ın ayrıca Kuzey Kıbrıs’taki süt ambalajı grafiği tasarım sorunları ve Koop-Süt için uygulama önerileriyle ilgili bir de tezi bulunuyor.

“YANILGI…”

Gürkan Gökaşan, Karma sergilerinden aldığı güzel yorumlar üzerine kişisel sergisi için çalışmalarına ilk adımı atmaya başlıyor. 

Üç yıl önce faceebook isimli paylaşım sitesinden insanların tepkisini ölçmek için görüntülemeye başladığı fotoğraflara iyi tepkiler alıyor. Böylelikle sergi açmaya karar veriyor Gürkan Gökaşan. Sergi açma planı yapmaya başladığı andan itibaren binlerce fotoğraf içerisinden sadece 29 tanesini seçiyor. Ve bu 29 fotoğraf içinde “Yanılgı” isimli kişisel sergisi ortaya çıkıyor. Bir yıl boyunca üzerinde uğraştığı sergisine “Yanılgı” ismini vermesini şöyle anlatıyor Gökaşan. “Yanılgı, hayatımda çok fazla yere sahip bir kavramdır. Bunlar hayatımızla birlikte başlayan ve devam eden, çoğu zaman bu kavramları olumsuz olduğunu düşünürüz. Ama ben bunun doğru mesaj alındığında doğru olabileceğini insanlara göstermeye çalıştım. Yanılgılarımıza doğru baktığımızda hayatımız doğru şekillenecektir”.

“YÜRÜMEYE DEVAM ET VE HİÇ DURMA”

Bu düşünce üzerine, “Yanılgı” isimli sergisi için bastırdığı davetiyesinde şunları söyler Gürkan Gökaşan: “Henüz tanışmamışken yanılgılarınla, derin bir nefes al hayata açılan kapının eşiğinden... Farkında bile olmadan yoldasındır zaten ve hikâyenin en heyecanlı yeridir... Az sonra inkâr edeceğini bilmediğin bazı gerçeklerle birlikte savrulursun rüzgâr seni nereye götürürse. Karşılaşırken içini acıtan gerçeklerle, inkâr edeceğin yanılgıların hemen yanıbaşında yürüyordur senle... Ve şimdi, inkâr ettiğin yanılgılarının farkındasın işte! Belki de henüz yolun başındayken ya da az kalmışken ‘bitiş’ çizgisini göğüslemene. Tüm bunları düşünürken uzaklaştığını anlıyor ve çeviriyorsun başını yanılgılarını kaybettiğin uçsuz bucaksız göğe... Ve tüm bu yaşadıklarının bir hata olduğunu kabul ediyor ya da reddediyorsundur... Ancak halen yoldaysan eğer; yürümeye devam et ve hiç durma!..”

“AMAÇ BAKMAKLA GÖRMEK ARASINDA”

Sergi için farklı bir konsept kurmaya karar verir Gökaşan. Ve AKM’de fotoğrafların duvara asılı ve düz şekilde değil, bir çamaşır teli üzerine mandalla ters bir şekilde asılmasına karar verir. Bazı sıkıntılar yaşasa da 30 Ekim 2012 tarihinde sergisini açarak bu konsepti gerçekleştirir. Aynı zamanda da boş çerçeveler de asarak klasik sergi anlayışlarına bir gönderme de yapar. İnsanların sergiye geldikleri anda fotoğrafların duvarda asılı olmadığını görünce ilk “Yanılgı”sını yaşamalarını da sağlar ve ikinci “yanılgı”yı da fotoğrafların ters asılmasıyla insanları şaşırtır. Gökaşan, “Buradaki amaç bakmakla görmek arasında farkı göstermek çünkü hayata hangi bakış açısıyla bakarsak bakalım onu o şekilde görürüz” diyor.

“FOTOĞRAFIN ANLATTIĞI ÖNEMLİ…”

İlk sergisinden olumlu yorumlar aldığı kadar, bu işin uzmanlarından eleştiriler de aldığını söylüyor Gürkan Gökaşan. Bundan sonra ise fotoğraf dışında başka bir dalda sergi açmak için kolları sıvamaya başlıyor. Yaklaşık bir buçuk yıl sonra farklı bir konseptle insanların karşına çıkmayı hedefleyen Gökaşan, güzel sanatlar konusunda da kariyer yaparak farklı işlere imza atmayı hedefliyor. Kendisi fotoğrafçı olmasa da fotoğraf çekenlere mesajlar veriyor. “Son zamanlarda fotoğraf merağı çoğaldı. Ama insanlar fotoğrafın ne anlattığına değil teknik açısına dikkat çekiyor. Halbuki teknik kadar fotoğrafın ne anlattığı da önemlidir”.