
Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi
KEAB (Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği) 06–09 Aralık 2012 tarihlerinde 1. Kıbrıs Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi'ni Girne Acapulco Hotel’de gerçekleştirecek... “Eğitimde Disiplinlerarası Çalışmalar ve Yeni Yaklaşım
KEAB (Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği) 06–09 Aralık 2012 tarihlerinde 1. Kıbrıs Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi'ni Girne Acapulco Hotel’de gerçekleştirecek... “Eğitimde Disiplinlerarası Çalışmalar ve Yeni Yaklaşımlar” ana temalı kongreye eğitim bilimleri alanından, 16 farklı ülke, 129 farklı üniversite ve eğitim kurumundan 300'’e yakın bilim insanı katılıyor.
Kongrede, Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi odaklı bilimsel bildirilerin tartışılacağı oturumların yanı sıra dünya eğitim sistemlerindeki çağdaş kuram ve eğitim öğretim uygulamalarını konu alan bildirileri de ülkemiz eğitim bilimcilerin tartışmasına açılacak. Ayrıca kongrede çeşitli bilimsel ve sosyal etkinliklerle zenginleştirilerek katılımcılara bilimsel bir şölen yaşatılması için eğitim bilimleri alanında uzman kişilerin özel sunumlarına, belli sorunların ele alındığı özel konulardaki çalıştaylara da yer verilecek.
Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ivor F. Goodson, Warrwick Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tony Bush ve Orta Doğu Teknik Ünivesitesi’nden Prof. Dr. Ali Yıldırım hem davetli konuşmacı olarak yer alacaklar hem de birer çalıştay verecekler. Prof. Dr. Ivor F. Goodson, “Çağdaş Eğitim Araştırmalarından Anlatının Önemi”, Prof. Dr. Tony Bush “21. Yüzyılda Okul Liderliği: Küresel Bakış Açıları” Prof. Dr. Ali Yıldırım, “Eğitim Araştırmalarında Nitel Veri Analizi”, Prof. Dr. Esra Ömeroğlu, Doç. Dr. Yasemin Aydoğan ve Yrd. Doç. Dr. Arzu Özyürek tarafından "Temel Eğitim Döneminde Problem Çözme Becerilerinin Desteklenmesi" konulu çalıştaylar verilecek. Çalıştayların tümüne, eğitim bilimci alan
araştırmacıları ve öğretmenler katılabilecek.
KEAB tarafından, kongre ve çalıştaylarla ilgili her türlü bilgiyi www.keabcongress.com web sitesinden elde edilebileceği, kongre ve çalıştayalara katılım için [email protected] e-posta adresine başvurulmasının yeterli olacağı bildirildi.
Eğitim bilimleri alanında çalışan bilim insanlarının uluslararası bir platformda buluşturarak, eğitim araştırmalarının bulgularını tartışmaları ve alana yeni katkılar getirmeyi sağlayacak böyle organizasyonların ülkemizde gerçekleşmesi oldukça önemlidir.
Ülkemizdeki hem eğitim yönetimi hem de her anlamdaki eğitim-öğretim uygulamaları birçok açıdan eleştiri almaktadır. Eğitim sistemimizi, siyasi tartışmalardan uzak tutmak, günlük sorunlara çare aramaktan kurtarmak yalnız ve ancak eğitim bilimi ilkeleri çerçevesinde hareket etmekle mümkündür. Bu anlamda da yapılması gereken yegane şey çağdaş eğitim kuramlarını eğitim sistemimize entegre edebilmeyi başarmaktır… Bunun için atılacak ilk adım da böylesi kongrelere gereken değeri vermektir.
AKLINIZDA BULUNSUN
Okullarda Serbest Kıyafet Olmalı Mı?
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerini düzenleyen yönetmeliğini değiştirdi. Siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı kıyafet ve aksesuarlar haricinde okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık ve kıyafet serbest bırakıldı.
Yeni yönetmeliğe göre, öğrenciler okul ve sınıflarda tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacak. Yine öğrencilerin tek tip eşofman veya spor kıyafeti giymeye zorlanamayacağı da vurgulandı. Ayrıca “19 Mayıs”, “29 Ekim” gibi günlerde veya buna benzer kutlamalarda ders içi ve ders dışı faaliyetlerde kullanılmak üzere veliye mali yük getirecek özel kıyafet aldırılamayacağı da kaydedildi.
Ancak kız öğrencilere, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur'an-ı Kerim derslerinde başlarını örtme serbestisi de getirildi. İşte tam bu noktada Türkiye okullarında serbest kıyafet uygulamasının, “okullara türbanın sokulması” için yapıldığı eleştirileri ile karşılaştı.
Bu eleştirilere hak vermemek mümkün değil… Ancak Türkiye özelindeki türban tartışmasını bir yana bırakarak kendi eğitim sistemimizde “okullarda serbest kıyafet olmalı mı?” sorusuna yanıt aramaya çalışalım… Şüphesiz bu yanıt, eğitme hangi pencereden baktığınızla ilişkilidir…
Öğrencilerin okullarına olan ait olma duygusunu güçlendirmek, görünüş olarak bir bütünlük oluşturması, arkadaşları ile sosyal ve toplumsal farklarının belirginleşmemesi adına okullarda serbest kıyafete karşı duruş sergilemek anlaşılabilir bir tavıdır.
Ancak bugünün eğitim paradigması çok daha farklı değerleri içermektedir. Günümüz eğitim yaklaşımları; öğrencilerde bir yerlere ait olma duygusunu güçlendirmek değil tam tersine kendi çıkarımları ile başta okulda öğrendikleri olmak üzere her anlamda eleştirel bakabilmesini kazandırmaktır. Öte yandan öğrenciler arasındaki sosyal ve toplumsal farkların ortak kıyafetle (okul üniforması) ile kapanması da mümkün değildir. Bugün öğrencilerin giydiği ayakkabı, taşıdığı harçlık, aldığı veya alamadığı özel ders, kullandığı cep telefonu, laptop veya tablet bilgisayar ve hatta okula geliş gidişte kullandığı taşıt bile sosyal ve toplumsal farkları belirginleştiriyor…
Bu farkları ortadan kaldırmanın en etkili yolu öğrencilere; eleştirel ve yaratıcı düşünme becerileri, estetik, duyarlılık, farklılıklara saygı duyma ve toplumsal hayata aktif katılım gibi değerleri kazandırmaktır. Bu nedenle de bana göre zihinlerindeki tek tipliği ortadan kaldırmak için kıyafetlerindeki tek tipliği ortadan kaldırmakla işe başlamak oldukça önemli ve anlamlıdır…
ANLAYANA - GÜLMECE
Kültür Farkı
Japonlar: “Biri yapabiliyorsa, ben de yapabilirim. Hiç kimse yapamıyorsa, ben yapmalıyım.”
Türkler: “Biri yapabiliyorsa, ben neden yapayım! Hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım!”

















