Şehir Planlama Dairesi, Ülkesel Fizik Plan çalışmasını bitirdi ve Şubat sonuna kadar görüş ve önerilere açtı.

Önceden temelleri atılan ve 30 ay kadar önce başlatılan Plan çalışmaları dün yapılan simgesel açılışla 5 ilçede yer alan sergilerle kamuoyunun bilgisine sunuldu.

Ülkesel Fizik Planla ilgili yıllardır meslek odaları, sivil toplum örgütleri, çevreciler, plancılar ve duyarlı insanlar uyarı yapıyorlar, bu Planın hazırlanmasını istiyorlardı. Sonunda böyle bir plan hazırlandı. Bu yazıyı yazdığımız dünkü gün Plan henüz kamuoyunun bilgisine sunulduğu için yanlışını, doğrusunu veya eksiğini, fazlasını şimdilik yazamıyoruz çünkü incelemeye zaman olmadı.

Ancak burada belirtilmesi gereken şey; doğru bir çalışma olduğudur. Beklenen bir çalışma, olması gereken bir çalışma olduğudur.

Yani basit bir anlatımla artık konutların yapılacağı yerler, sanayi bölgelerinin olacağı yerler, yeşil alanlar, oyun ve spor tesisleri, alt yapılar bu Planın öngördüğü şekilde yapılandırılacak. İsteyen istediği yere istediği şeyi yapamayacak.

Daha önceleri de defalarca söylendiği, yazıldığı gibi bölgesel emirnameler geniş bir planın olmadığı yerde geçici olarak gerekli uygulamalardır. Ancak ‘geçici’ dediğimize göre uygulanan emirnamelerin mutlaka imar planlarına ve daha geniş anlamda ülkesel fizik plana dönüştürülmesi gerekiyordu.

Böyle bir Plan yapıldı. Öncelikle buna katkı koyanlara, emek verenlere teşekkür etmek gerekiyor.

Ancak simgesel açılışta konuşan İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu, yıllardır bazı kişilerin “gelişme ve doğanın paralel bir şekilde gidemeyeceğini” söylediklerini hatırlattı kendince… Burada bir düzeltme yapmak gerekiyor; Bir ülkenin gelişimi elbette ki doğayla, çevreyle uyumlu bir şekilde yürümeli, bu uygulamanın sürdürülebilir olması gerekliliği vardır. Onun içindir ki zaten Ülkesel Fizik Plana ihtiyaç vardı, söylenen de buydu. Plansız bir gelişme ve çevre yan yana olabilir mi? Olabilirseydi neden o zaman böyle bir Plan hazırlandı!

İşte şimdiye kadar emirnamelere rağmen bile gelişmenin nasıl olduğunu gördük. İsteyen istediği yere evini yaptı, atelyesini kondurdu. Konutlarla, sanayi bölgeleri iç içe girdi, ormanlık alanlar betona teslim edildi, sahiller binalarla doldu, yeşil alan neredeyse kalmadı.

Girne’deki beyaz bölge emirnamesini delerek 3 katlı bina hakkının artık 10 kat olabileceği kararını alan UBP hükümeti değil mi? Alçak orman arazisine petrol dolum tesisi yaptırmaya uğraşan, halkın sağlığını ve can emniyetini tehlikeye atan ve mahkemelik olan UBP hükümeti değil mi? Derelerin içini beton dolduran ve doldurulmasına onay veren, sellerin evleri, işyerlerini basmasına olanak sağlayan büyük oranda UBP hükümeti ve icranın başında olanlar değil mi?

İşte bunun için gelişmenin ve doğanın sürdürülebilir bir şekilde paralel yürümesini sağlamak gerekiyordu, Ülkesel Fizik Plan’a gereksinim vardı. Taslak Plan hazırlandı, umarım öneriler ve görüşler de dikkate alınır, eklenir veya çıkarılır ve en önemlisi de bu Plan uygulanır, kağıt üzerinde kalmaz.