STRAZBURG- Çok tutucu, hatta gerici bir başlık oldu.

“Bu çağda bu kafa”, tam evlere şenlik!

Hem zaten kim engel olabilir ki bilişim teknolojisinin gelişimine ve bunu günlük yaşamının bir parçası haline getiren insanoğluna?

‘Sosyalleşme’ kavramının bile ‘internet üzerinden sohbet’ anlamıyla eşitlendiği bir dönemin tanıklarıyız biz…

Bilgiye ulaşma, bilgiyi depolama ve arşivleme, iletişimde müthiş kolaylık ve ucuzluk sağlayan bu muhteşem olanaktan olumsuz söz etmek kolay değil.

Dolayısıyla bu konuda Tanrı’dan yardım istemek dahil hiçbir yöntem işe yaramaz.

**

Bununla birlikte, akıllı cep telefonları sayesinde artık her yerde ve 24 saat kullanılır duruma gelen internetin çocuklar üzerinde yarattığı olumsuzlukların da yabana atılmaması gerekiyor.

Avrupa Parlamentosu’nun bu hafta içinde Strazburg’da yapılan planlı toplantılarında ‘çocukların internetten korunması’ konusu da gündemdeydi.

Sosyal Demokrat Grup Üyesi, İtalyan parlamenter Silvia Costa tarafından hazırlanan raporu görüşen parlamento, AB üye ülkeleri arasında bu konuda ciddi bir işbirliğine gidilmesi gerekliliğine vurgu yaptı.

Zira internet, aralarında ‘kaçakçılık’ ve ‘dolandırıcılık’ dahil olmak üzere kimi çıkar gruplarının çıkar elde etme mecrası olarak da kullanılıyor ve çocuklar da hedefler arasında…

Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen raporda AB üyesi ülkeler arasında polis ve yargı işbirliği dahil bazı önlemler alınması öneriliyor.

İnternet kullanan çocukların pornografi, şiddet, dolandırıcılık riski altında olduğuna vurgu yapılan raporda, internet servis sağlayıcılarının içerik konusunda sorumlu tutulmasını sağlayacak tedbirler alınması isteniyor.

**

AB genelinde yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre 11-16 yaş arasındaki çocuk ve gençlerin tamamı bilgisayar kullanıyor. Bunların yarısı, “Kendisini internette ifade etmenin, normal hayatta ifade etmekten daha kolay olduğunu” söylüyor!

‘Sosyal medya’ denilen internet üzerinden haberleşmenin geldiği noktayı anlatan, önemli bir bulgu bu…

İnternet öncesinde de “kendimi yazarak daha iyi anlatabiliyorum” diyenler vardı elbette… Özellikle de ‘özel’ konularda yazmak, konuşmaktan çok daha kolay bir yol…

Herhalde bu yüzden olmalı, eskiden ‘aşk mektupları’ yazılır, zarflanır, hatta parfümlenir, öyle yollanırdı sevgiliye…

Şimdi kokusu olmasa da, ‘aşk mektupları’nın yerini elektronik postalar, facebook mesajları, msn iletileri falan aldı.

Dolayısıyla çocukların, gençlerin de bu yolu kullanmaları gayet normal.

**

Avrupa Parlamentosu da zaten çocukların ve gençlerin internette ‘kötü niyetliler’den korunmasını öneriyor.

Globalleşen dünyada, teknolojiyi kullanarak kısa yoldan köşe dönmeye çalılan bireyler olduğu gibi, bu konuda uzmanlaşmış çıkar çeteleri de var!

Bunların yaptığı ‘işler’ arasında sadece porno göstermek, sahte banka daveti ya da piyango ikramiyesi müjdesi yollayıp para transferi veya kredi kartı bilgisi sormak yok…

Bunların yanı sıra insan ticareti dahil her türlü ‘pis iş’ de internet vasıtasıyla yapılabiliyor.

İş arayan genç kızlar, internette tanıştıkları, güvendikleri, hatta sevdikleri insanlar tarafından başka ülkelere götürülüp fuhuş sektörüne sokuluyor!

Çocuklar, gençler kandırılıp ‘uyuşturucu mafyası’ ve ‘organ mafyası’ gibi acımasız gruplara meze olabiliyor.

Avrupa Parlamentosu’nun kabul ettiği raporun en önemli vurgularından biri de, ailelerin, öğretmenlerin ve çocukların bu konularda eğitilmesi gerekliliği…

Çocukları internete ve Tanrı’ya emanet etmek yerine, “Tanı bunları, tanı da büyü” demek gerekiyor.

Bu anlatılanların tümü yaşanıyor çünkü!..