
SEVİYOR MUSUNUZ… YAŞADIĞINIZ KENTİ…
Gençler geliyor bu günlerde bizlerle konuşmaya, ev ödevleri olarak. Hepsi kıpır kıpır… konuşacak, anlatacak ne kadar da çok şeyleri var… Çıkaracak çok da gürültüleri o kıpır kıpır yüreklerinden…
Onların sorularını yanıtladıktan sonra be
Gençler geliyor bu günlerde bizlerle konuşmaya, ev ödevleri olarak. Hepsi kıpır kıpır… konuşacak, anlatacak ne kadar da çok şeyleri var… Çıkaracak çok da gürültüleri o kıpır kıpır yüreklerinden…
Onların sorularını yanıtladıktan sonra ben de onlara sorular soruyorum. Ör. Yaşadıkları kenti / bölgeyi sevip sevmedikleri… En son ne zaman şöyle bir alıcı gözle çevrelerini inceleyip onun artılarını düşünüp, şöyle bir keyifle soluk aldıklarını… Uğultusunu, en son ne zaman sessiz bir hüzünle dinlemiş olduklarını…
Ve…
Ve, örneğin, hep birlikte koşuşturduğumuz, bir şeyleri kovaladığımız bu kenti… - bazılarının, Lefkoşası, bazılarının Lefkoşesi, benimse Şeherimi… en son ne zaman sevdiler…
Yaşamımızda, biz bilsek de bilmesek de başrolü oynayan bu kenti – bir kenti – aslında hep sevdiğimizi biliyor muydunuz… sorusunun hemen ardından da şu soruyu soruyorum:
“Bir kent, nasıl, neden sevilir” gibi, çoğumuzun zaman ayıramadığı, özen gösteremediği bir gerçekliği dayıyorum burunlarına değil yüreklerine…
Susup kalıyorlar… Bir türlü yanıt gelmiyor o kıpır kıpır gençlerden… Zaman istiyorlar, bu sorunun yanıtı için…
Hazırlanıp geleceklermiş…
Benim, gözümün kapıda, yüreğimin de onlarda olarak bekleyeceğimi söylüyorum…
Eğer gelirlerse, onu da paylaşacağım sizlerle…
SAYGIYLA ANIYORUZ…
Bir sanat dökümüdür Ocak ayı…
Bu ayda, Emine Hazım, Taner Baybars, Osman Türkay, Ali Atakan ve Pembe Marmara’yı yitirdik.
Bu hafta, Emine (Hazım) Otan, Taner Baybars ve Osman Türkay’ı anıyoruz sevgi ve saygıyla…
EMİNE OTAN – ENGİN GÖNÜL – (1926-15 Ocak 1999)
Mağusa Kazası’na bağlı Yenağra köyünde (1926) yılında doğmuş. Yenağralı, Hoca Hüseyin Efendi’nin torunudur. Dedesinin ailesine “Tarakçılar” derlermiş. Öğretmen Koleji’ni bitirdikten sonra, kısa bir süre öğretmenlik yapmış. Takma adlarla, şiir, öykü ve özellikle de ‘hiciv’ yazıları yazmış. Daha sonra ise, bir dağıtım merkezi olan eşinin (Hazım Remzi) iş yerinde çalışmaya başlayınca hem şiirden hem de mesleğinden kopmuştur.
Dört ‘hececi şair’den biri olan Emine Otan, Türkiye’de de dikkati çekerek, “Yedigün, ülke” gibi dergilerde şiir yayınlamıştır.
“Çığ Hareketi”ne katılan iki şairimizden biri olup, güçlü şiirler ve öyküler de üretmiş ama 1950’li yılların başında “yazından” kopmuştur.
1952 yılında yayınlanan eseri, “Sana Doğru” tek şiir kitabıdır.
Onu, dizeleri ve sevgiyle anıyoruz…
“Sanatın gönlüme serptiği huzur
Kafidir bir ömür boyunca bana
Hayali dünyanı dağıt, başka kur
Fazla sözüm yoktur anlamayana…
TANER BAYBARS – (1936-20 Ocak 2010)
18 Haziran 1936’da Lefkoşa’da doğan Taner Baybars, Lise Öğreniminden sonra, kısa bir süre İngiliz Askeri Kitaplığı’nda çalıştıktan sonra 1956’da İngiltere’ye gitmiş daha sonra Fransa’ya geçerek orada yerleşmiştir.
Uzakta yaşamasına karşın, çocukluğunu ve çocukluğunun geçtiği Lefkoşa’yı, dile getirdiği ve “uzak ülke: Bir Kıbrıs Çocukluğu” adıyla yayınladığı – Türçeye’ye de çevrilen kitabında buram buram çocukluğu soluk alıyor…
Evet, Baybars, ilk kitabı olan ve 1945’de yayınlanan “Mendilin Ucundakiler” adlı kitabından sonra, şiirlerini, İngilizce ve Fransızca yazmış, çok dilli – çok kültürlü bir tarz yaratmıştır.
· Yayınlanmış Eserleri:
· Mendilin ucundakiler (1954). To Catch a Falling Man (1963) * Susila In The Autumn Woods (1974) *Nancissus In A Dry Pool (1978) * Pregnant Shadows (1981) * Seçme Şiirler (1974-1997) Çev. Mehmet Yaşın, YKY, 1997) * Toplu Şiirler – Tilki ile Çobanaldatan. Çev: Gürgenç Korkmazel – YKY 2007) * Uzak Ülke: Bir Kıbrıs Çocukluğu * Selected Poems Of Nazım Hikmet (1968) * The Moscow Symphony and Other Poems by Nazım Hikmet (1971)
· Onu dizeleri ve sevgiyle anıyoruz…
“Bunaldım Kanuni Sultan Süleyman
Dedenin yaptıklarından
içime, çukura düşen
bir mevsim gibi geldi bahar.
Gizlice çıkıp gidiyorum
Ömerge taraflarına
oradaki süslenmiş kadınlar
destanlar gibi açık
kilitli olmayan
bir hayal evi her birisi
Okul değil…
OSMAN TÜRKAY (1927 – 22-1 2001)
“Şarkılarını dinliyorum Yüce Beşparmak
Şarkılarını dinliyorum binlerce kilometre uzakta
Taymis’in süt mavisi sisleri ortasında
Evrensel sevgi, ümit ve gerçekten
Beş bin müzik yılı sonra gelecekten…”
***
Girne’ye bağlı Kazafana’da (Ozanköy) doğan Osman Türkay, özel bir İngiliz okulunu bitirdikten sonra, Londra’da, gazetecilik eğitimi görmüş, felsefe öğrenimi yapmış ve oraya yerleşmiştir. Türkçe ve İngilizce şiirleri, çevirileri, sanat yazıları, Kıbrıs, Türkiye ve İngiliz Basını’nda yayınlanmıştır…
Şiirleri, çeşitli dillere çevrilen Osman Türkay, “Uzay Şairi” olarak da isim yapmıştır…
22 Ocak (2001) yılında doğduğu köyde, yaşama veda etmiştir.
Onu, sevgi ve saygı ile anıyoruz…
Eserleri:
· Şiir: Yedi Telli (1959) * Uyurgezen (1969) * Beethoven’le Aydınlığa Uzanmak (1970) * Evrenin Düşünde Gezgin (1971) * Kıyamet Günü Gözlemcileri (1975)
· Deneme: “Edebiyat, Eleştiri ve Dil Üzerine Düşünceler. (1993)
PARANTEZ
Yavaş yavaş uzaklaşıyoruz
birbirimizden…
Biz ve ülkemiz…
Hiçliğe götürüyor
Bu rüzgâr bizi
Upuzun susmalarımız
Ve korkumuzdan…