Salı günü bu köşeden “Yıldız Futbolcuları Kim Koruyacak” başlıklı yazımda ülkemiz futbolundaki altyapı sorunu ve Denizli Spor Kulübü’nün altyapıya verdiği önemi vurgulayarak ülke futboluna kazandırdığı ve kazandıracağı yetenekli gençlerden bahsettim. Yazımın son bölümünde de oynadıkları son maçta genç futbolcuları ve geleceğin yıldız adayı Semih Ünaldı’nın maç içerisinde rakiplerinin tekmelerine maruz kaldığını ve hakem tarafından korunmadığını dile getirdim. Yazımın yayınlandığı gün Gaziverenli arkadaşlarımdan gelen tepki telefonları karşısında şaşırıp kaldım. Otuz iki yıllık arkadaşım, okul yıllarında ayni sınıfı ve sıraları paylaştığım, sevgili dostum Berkant Oytam’ın “sen bizi rencide ettin” demesi beni çok üzdü. Benim yazımda Gaziveren Spor Kulübü’nü rencide edecek tek bir cümle yoktur. Dileyenler yazımı yenidüzen.com adresinden bulup tekrar tekrar okuyabilirler.

Gaziveren Spor Kulübü de dün köşe yazımla ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Yazının bir bölümünde “... Sayın Recep Özkamalı’nın sadece Denizli Spor Kulübünün yetiştirdiği Bir-iki futbolcunun ismini önplanda tutarak konuya yorum yapmasını esefle kınadığımızı...”diye devam eden bir ifade kullandılar.

Ben sadece yıldız adayı futbolcuları ön plana çıkardım. Her takımda iyi oyuncular vardır ama her takımda ülkeye mal olacak yıldız futbolcu yoktur. Yönetim kurulu adına yapılan açıklamalarının sonuç bölümünde  “... Bu tür spor yazarlarının taraf tutarak başka spor kulüplerini ve mesleklerine yeni atanan genç hakemleri hedef alarak yapmış oldukları köşe yazılarını şiddetle kınıyoruz.” ifadelerine yer verildi. Bu noktada bir hatırlatma yapmak isterim, çok uzun zaman önce değil 2011 yılında genç hakem İhsan Payas’ı hedef alıp tekmeyle kulağını parçalayan ve 15 yıl men cezası alan “bu tip spor yazarları” değil beni esefle kınayan kulübün futbolcusuydu ve şu an da bu kulüpte yönetici olarak görev yapmaktadır.

Neyse bunları geçtik, alt yapısına önem veren bir kulübü takdir edip hakkını teslim etmek taraf tutmaksa evet tutuyorum, ama keşke Gaziveren Spor Kulübünü hedef alan ifadelerimi de açıklasalardı. Açıklayamazlar çünkü öyle bir ifade kullanmadım. Hem keşke sahaya sürdükleri ilk onbirde kaç tane alt yapıdan yetiştirdikleri oyuncu olduğunu da açıklasaydılar ya da bünyelerinde kaç tane başka takımlardan kiralanan oyuncu olduğunu. Bunları tartışalım. Gaziveren’in alt yapıya ne kadar önem verdiğini konuşalım. Mesela Gençler maçını Gaziveren gençlerinin 0-8 kaybetmesinin altyapıya gösterilen önemle alakalı olup olmadığını konuşalım. Umarım Gaziveren kulübü yönetimiyle camiasıyla  taşıma suyla bu değirmenin dönmeyeceğini anlar ve Denizli gibi özkaynaklarına daha çok önem vererek hem kendilerine uzun yıllar katkı koyacak hem de ülke futbolunu ileriye taşıyacak yıldızları yetiştirmeye başlarlar. Ben başarılı olmak için çalışan her bölge kulübünün yanındayım. Keşke Gaziveren Spor Kulübü Yönetim Kurulu da her konuda sevgili Cemal Seyitler başkanın yanında olsa. Ben sevgili Cemal’ın yıllardır bu kulüp için saçını nasıl süpürge ettiğini biliyorum. Hiçbir fedakarlıktan kaçmadan gecesini gündüzüne katarak bu kulüp için uğraşıyor. Maçın başlamasına sayılı dakikalar kala eğer bir kulüp başkanı saha içerisinde tek başına saha çizgilerini çiziyorsa bu görüntü başta diğer yönetim kurulu üyeleri olmak üzere benim yazdığım yazıya feveran eden herkesin bu kulübe ne kadar sahip çıkıldığının çok açık bir göstergesidir. Batı bölgesi takımlarının birbirlerini düşman olarak görmesi bölge futboluna hizmet etmez, aksine zarar verir. Bir kulübün yaptığı iyi icraatları kıskanmak değil takdir etmek ve örnek olmak lazım. Ancak bu şekilde yol kat edebiliriz. Önce bölge sonra da ülke olarak.