1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Rembetika’nın Vazgeçilmezi Bouzouki
Rembetika’nın Vazgeçilmezi Bouzouki

Rembetika’nın Vazgeçilmezi Bouzouki

Öyle güzel ve etkileyici bir sesi vardır ki, ünü boşuna olmasa gerek. Özellikle virtüöz Bouzouki ustasından dinleyeceksiniz ki, ruhunuz bayram etsin. Seneler önce bir festival nedeniyle gittiğimiz Makedonya’da, usta bir bouzouki çalıcısından di

A+A-

   

 

  Öyle güzel ve etkileyici bir sesi vardır ki, ünü boşuna olmasa gerek. Özellikle virtüöz Bouzouki ustasından dinleyeceksiniz ki, ruhunuz bayram etsin. Seneler önce bir festival nedeniyle gittiğimiz Makedonya’da, usta bir bouzouki çalıcısından dinlediğim tınılar hala daha kulağımdadır. İlk uzo rakısını tattığım o yıllar, buzukiye olan ilgimin de katlandığı yıllardı. Yunan tavernasını yakından tanıma fırsatı bulduğum mekânlarda yunan taverna eğlencelerini de tatma fırsatı yakalamıştım. Greek tavernasını yakından bilenler için en önemli isim ve ses GLYKERIA’dır. Seksenli yıllar ve doksanlı yıllarda, yunan gece kulüplerinin en aranılan ismi olan Glykerıa’yı bir tavsiye üzerine (CD’den tabii) dinleyince ise, bu kültürün bambaşka bir dünya olduğu gerçeği kendini ıspatlıyordu. Özellikle, Giorgos Mitsakis, Stratos Attalidis, Stelios Hrisinis, Vasilis Tsitsanis, Apostolos Kaldaras, Nikos Papazoğlu Stamatis Hatzidakis gibi ünlü bestecilerin Rembetika türü bestelerini  “Together With Glykeria” bir de Glykeria’nın sesinden dinleyeceksiniz ki inanın muhteşemdir. Elbette daha birçok böyle Rembetika türü besteci ve ünlü şarkıcıya örnek verilebilinir ama ya ZORBA’ya ne demeli. Mikis Michel Theodorakis’in Zorba’sını dinlerken heyecanlanmayan biri varmıdır tanrı aşkına? Emmanuel Loizou’nun “O Fantaros”, Manos Loizos’un “Delfini”, Manos Hadjidakis’in “ Milise Mou” adlı ünlü şarkılarının tüylerimizi diken diken eden tınılarına kim hayır diyebilir ki? 2. Dünya Savaşı’ndan önce halk dansları, manges adı verilen gruplarca tavernalarda yapılmaktaydı. Bu gruplarca yapılan müzik, kendine özgü bir kültürün bir anlamda gizli ama dışa vurumcu bir yansımasıydı da diyebiliriz belkide. O dönemlerin yarattığı koşullarca yasadışı sayılan gruplar, tavernalarda düzenlenen eğlencelerde varlıklarını sürdürüyorlardı. İşte bu eğlencelerde yapılan müziğin ismine de Rembetika denilmekteydi. Bazı kaynaklar Rembetika’yı Yunan underground müziği olarak saymaktadırlar.

 

BOUZOUKİ

Özellikle 1950 yıllar Rembetika’nın en fazla yayıldığı yıllar olarak görüyoruz. Günümüzde ise tüm dünyada ilgi çeken ve Yunanca Laika olarak sunulan bu tür, Bouzouki’siz tabii ki düşünülemez. Bouzouki’yi üç çeşide ayıralım;

Trichordo üç çift tele sahiptir. Tetrachordo dört çift tele sahiptir. Irlanda Buzukisi dört çift tele ve düz bir sırta sahiptir. Üç sira çift telli, re-la-re kurmalı, 28 perdeli, 100 cm boyunda, mandolin ve lavta karisimi govdeli, sırtı dilimli, armoni tablası sedeften süslü, sapı 3-4 cm genişliğinde, özellikle Rembetika için vazgeçilmez bu enstumana olan hayranlığım sayesinde Yunanistandan getirttiğim bir Bouzouki sahibi olmama neden oldu ve zevkle bu aralar zevkle çalışmaktayım. Bir rivayeti de sizlerle mutlaka paylaşmalıyım; Rivayet odur ki, birinci dünya savaşından sonra Yunanistan'a göçmüş rumlardan birinin bağlaması onarılmayacak kadar kırılıyor, o da bunu Pire'de bir müzik aletleri dükkânına götürüyor ve tamir etmesini istiyor. Usta ise bunu yapamayacağını ama isterse yenisini yapabileceğini söylüyor. Adam bunu kabul ediyor, bir süre sonra geldiğinde ise bağlamasıyla alakası olmayan bir saz buluyor. Çok sinirleniyor ve bozuk çalgı anlamında "Bouzouki!" diye bağırarak hışımla sazı almadan dükkânı terkediyor. Daha sonra bu saz bir yunan müzisyeninin eline geçiyor ve ondan da Türkiye göçmeni kesime yayılıyor. Yani rivayet bu ya, tartışmak mümkün elbet. Son zamanlarda Güney Kıbrıs’tan Kuzey tarafına, restaurantlarda müzik yapmak için gelen Bouzouki çalıcılarına rastlamaktayız. Bu müzisyenler virtüöz olmasalar da Bouzouki’nin muhteşem sesini kuzeyde tınlatmaktadırlar. Bu çok güzel bir şans olmakla birlikte, Rembetika’nın muhteşem melodilerini, ancak bir Yunan tavernasına gidip tadabilirsiniz. Yaşamınızın küçük de olsa bir zaman dilimini, Rembetika’nın büyülü atmosferine kaptırınız. İnanın vazgeçemeyeceksiniz. Kalın sağlıcakla.

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1128 defa okunmuştur