1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Kıbrıs bir ada mıdır…
Kıbrıs bir ada mıdır…

Kıbrıs bir ada mıdır…

Girne’de hava kapalı ve karanlık… Yağmur yağdı, yağacak… Evden çıkıp Lefkoşa’ya doğru giderken Girne Çevre yolundaki yeniden asfalt dökme çalışmalarına rastlıyorum yeniden… Köprülü çemberden başlamışlar, Alsancak’a doğr

A+A-

 

 

Girne’de hava kapalı ve karanlık… Yağmur yağdı, yağacak… Evden çıkıp Lefkoşa’ya doğru giderken Girne Çevre yolundaki yeniden asfalt dökme çalışmalarına rastlıyorum yeniden… Köprülü çemberden başlamışlar, Alsancak’a doğru gitmişler çift şeritli yolun bir tarafından, üç-beş gün sonra şimdi geri dönmüşler yolun diğer tarafını asfaltlıyorlar…

Hani gazetede yazmıştık ya!.. “Nereden çıktı şimdi bu asfalt?” diye… Karayolları da açıklama yapmıştı; “ihale devam ediyor” demişti… “Köprülü kavşağa değil, çevre yoluna asfalt döküyoruz” diye de eklemişti… Oysa öyle değil… Kavşağa da yola da asfalt dökülüyor. O kadar yol bakım, asfalt beklerken yeni yola bir daha bir daha asfalt dökülüyor… Tali yollardan çıkışlar ve dönüşler de tam bir çileye dönüyor…

Asfalt dökme işini de araya yazdıktan sonra yola devam edelim ve Girne’nin hâlâ inadına yeşil kalmışlığını geçip Lefkoşa’ya doğru inerken Saint Hilarion kavşağından sonra güneş karşılıyor seyahat edenleri… Dağın öbür tarafı karanlıkta kalmış, diğer yanı güneşe durmuş. Bir çizgi gibi… Başka ülkelerde olur mu, görülür mü bu doğa olayı bilmem ama yüz metreyi yağmur içinde, diğer yüz metreyi kuru şekilde geçtiğimiz, tekrardan yağmurun başladığı metreleri yürüdüğümüz de çok olmuştur bizim ülkemizde…

***

Kışın içinde denize girildiği, kısa kollu, çıplak gezildiği bir ülkedir burası… Yazın kavurduğu ama paralı da olsa denize girebilmenin ferahlığının da yaşandığı bir ülkedir burası… Azar azar yok edilse de yeşil, Beşparmaklar’ın tepesinde rastlamak hâlâ mümkün ormanlara… Çıkınca dağlara, denizi ayaklarınızın altına aldığınız, bir uçtan bir uca seyre daldığınız, yamaç paraşütüyle aşağılara aktığınız nefis bir ülkedir burası…

Her ne kadar da cetvel koyulup yol açılmış gibi kıyıları mahvetsek de kıyılar boyu ülkeyi gezebildiğimiz bir yerdir burası… Yüzmetrelerce kumsalı olan, Alagadi, Altın Sahil gibi caretta caretta’ların yumurta bıraktığı, yavruların denize doğru koştuğu, kum zambaklarının koruma bölgesi yaptığı yerlere sahip burası… 

Eşeğiyle meşhur, satamasak da zeytiniyle, harnıbıyla değerlenen ve bakamasak da binlerce yıllık tarihi saklayan bir yer burası… Burası Kıbrıs. Tarih boyunca herkesin rüyasına girmiş, fethedilmeyi beklemiş, fahişelik yapmış, kale olmuş, geçit vermiş, yol kesmiş bir yer olmuş burası… O tarih yine yaşanıyor buralarda… Önemli olmaya devam ediyor… Kavgalar sürüyor her ne kadar barış olduğu söylense de…

Ama yine de bir cennet burası… Kamran Aziz’in sözlerinde ifade ettiği gibi;

Kıbrıs bir ada mıdır
Cennetten parça mıdır
Kıbrıs’ın güzel kızı
Yanakları kırmızı
Akdenizin yıldızı
Ah Kıbrıs’ım Kıbrıs’ım

Lefkoşa merkezidir
Kıbrıs’ın şerefidir
Lefkoşa’nın gençleri
Çeler hep gönülleri
Çeliktendir elleri
Ah Kıbrıs’ım Kıbrıs’ım
Kıbrıs’ın her kazası
Sanki altın parçası
Mağusa hisarları yeşil Girne dağları
Baf’ın güzel bağları
Ah ne hoştur Kıbrıs’ım

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 10913 defa okunmuştur