
Keşke 'Leymosunlular Pikniği' olmasa!
Pazar gün Leymosunlular Pikniği’ndeydik.
Olması gereken, yapılması gereken, yaşanması gereken bir gündü…
Çünkü ihtiyaç vardı.
Nedendi bu ihtiyaç?
1974 sonrası dağılan veya dağıtılan Leymosunlular tekrar bir araya gelip Leymosunluluğu yenid
Pazar gün Leymosunlular Pikniği’ndeydik.
Olması gereken, yapılması gereken, yaşanması gereken bir gündü…
Çünkü ihtiyaç vardı.
Nedendi bu ihtiyaç?
1974 sonrası dağılan veya dağıtılan Leymosunlular tekrar bir araya gelip Leymosunluluğu yeniden yaşamak istediler.
Eski kuşaklar ve hala hayatta olanlar, o kuşakları, uzun zamandır görmediklerini görmek istediler.
74 öncesi çocuk olanlar o çocukluk günlerini belki o günlerin çocuk arkadaşlarını tekrar görerek yaşamak istediler.
Yeni kuşaklar “kimdir bu Leymosunlular, anamızdan, babamızdan duyduğumuz bu meşhur Leymosunlular nasıl birileridir” diye görmek, tanımak istediler.
Boğaz Piknik Alanı dolup taştı. Organizasyonu yapan komite güzel bir iş başardı. Daha önce bu organizasyon yapılmış da eksiklerden, hatalardan ders alınmış gibiydi, oysa daha ilkiydi.
***
Tabii ki böyle bir ihtiyacın ortaya çıkmasındaki en büyük neden ‘kimlik kaybı’ korkusu… Kimlik kaybı derken devletin verdiği kimlik kartından sözetmiyorum. Kıbrıslılığın, kültürün, Leymosunluluğun, Lefkoşalılığın, Mağusalılığın, Baflılığın, İskeleliliğin kaybolmasının korkusu…
İşte böyle bir ihtiyaç çıkıyor ortaya… Belki de bu durumu Karadenizliler pikniğine, Hataylılar pikniğine de benzetebilirsiniz. Bir farkı yok diyenler de çıkabilir ancak çok farklı bir durum. Karadenizli, Hataylı veya başkaları Londra’ya giden Kıbrıslı Türkler gibi gittikleri başka bir ülkede kendi kültürlerini yaşamak, unutmamak için böyle günler düzenlerken, Leymosunlular Pikniği gibi etkinlikler kendi ülkelerinde varolmanın mücadelesini vermek gibi algılanmalı…
Örneğin Mahmut Anayasa Facebook’ta şöyle bir düşünce paylaştı;

















