
“Kara Yusuf’un oğlu, Hazar’ın babası”
Kıbrıs Türk basınının duayen isimlerinden Süleyman Ergüçlü anısına hazırlanan belgesel izleyiciyle buluştu.
Kıbrıs Türk basınının duayen isimlerinden Süleyman Ergüçlü anısına hazırlanan belgesel izleyiciyle buluştu. 14 Ağustos 2023’te yaşamını yitiren Süleyman Ergüçlü’nün hayatını konu alan belgesel, Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu RİK’te yayımlanan iki dilli/iki toplumlu “Mazi-Birlikte” programında Yunanca altyazı ile gösterildi. Youtube’dan da izlenebilen belgesel, adanın her iki tarafında da beğeniyle karşılandı.
Belgesel, gazeteci Vasvi Çiftcioğlu’nun, Ergüçlü’nün vefatından kısa süre önce kendisiyle gerçekleştirdiği bir dizi mülakata dayanıyor. Süleyman Ergüçlü’nün kendi anlatımıyla çocukluğu, gençliği ve meslek hayatına dair ilk kez ekrana gelen detaylar, fotoğraflar ve görüntülerle süslenen belgeselde ayrıca Ergüçlü, daha önce hiç yayınlamadığı savaş karşıtı “Kahramanlar” adlı şiirini de seslendiriyor. Belgeselde kullanılan müzikler ise, sözleri Süleyman Ergüçlü’ye, besteleri Arda Gündüz’e ait şarkılardan seçildi.
Röpörtajlar Büyük Han’da yapıldı
Süleyman Ergüçlü ile yapılan mülakatlar, vakit geçirmeyi çok sevdiği Büyük Han’da yapıldı. Kıbrıs’ta yaşayan tüm toplumların sevip saydığı bir isim olan Süleyman Ergüçlü, 2004 yılında kurulan ve her Cumartesi Büyük Han’da toplanan “Büyük Han Coffee Club”ın da kurucularındandı.
Farklı zamanlarda yapılan dört mülakattan oluşan belgeselde, Süleyman Ergüçlü anlattıklarıyla izleyenleri kâh güldürdü kâh düşündürdü. İşte belgeselde Süleyman Ergüçlü’nün ağzından paylaşılan bazı ilginç detaylar…
Fırtınalı yıllarda geçen bir çocukluk ve gençlik
Kendi neslinin Kıbrıs’ta yaşanan çatışmalar yüzünden yaşadığı sıkıntıları bir çırpıda anlatan Ergüçlü, özgeçmişini şöyle özetliyor: “1954'te Karabuba'da doğdum. 1958'de 4 yaşımda İngiliz askerlerinin göz yaşartıcı gazıyla tanıştım. Çünkü lisenin hemen arkasındaydı bizim ev ve liseli gençler koloni yönetimine karşı gösteri yapıyordu. 1963'te 9 yaşında önce ağustos ayında bir kalp krizinden babamı kaybettim. 2-3 ay sonra da toplumlar arası çatışmaları yaşadım. 1969'da 15 yaşında elime silah almak zorunda kaldım. Gündüz okuldaydım, gece askerde. Ve 20 yaşımda, 1974'de savaşmak zorunda kaldım. Böyle bir özgeçmişim var. Bu sadece benim değil, benim neslimin, benim kuşağımın aşağı yukarı özgeçmişi ve hayat hikayesidir. İnşallah bundan sonraki nesiller böyle bir özgeçmiş yazmak zorunda kalmazlar.”
“Kara Yusuf'un oğlu, Hazar'ın babası… Süleyman olamadım hiç”
Ünlü Kıbrıslı Türk oyuncu Hazar Ergüçlü’nün babası olan Süleyman Ergüçlü, çocukken oynadığı muzip bir oyundan da bahsediyor ve şakavârî bir üslupla hayatı boyunca “Süleyman olamadığından” yakınıyor: “Kıbrıslılar bilirsin, mutlaka sorar. Kimlerdensin ya sen, yahut kimin çocuğusun? Bakardım soruyu soran, eğer öyle Köşklüçiftlik Arabahmet aristokratlarındansa, Köroğluların, Mürüde Hanım’ın oğluyum ben derdim. Halktan biriyse soran, Kara Yusuf'un oğluyum derdim. İkisi de sırtımı sıvazlardı ve gönderirdi. Şimdi biraz değişti şartlar. Kızımı kullanıyorum, ben Hazar'ın babasıyım diyorum…Bir süre Kara Yusuf'un oğluydum. Şimdi Hazar’ın babasıyım… Süleyman olamadım hiç”
“Hazar bizim de kızımızdır”
Hazar Ergüçlü'nün babası olmaktan büyük bir gurur duyduğunu da ifade eden Süleyman Ergüçlü, Hazar’ı Kıbrıslı Rumların sevdiğini belirterek bir anısını paylaştı: “Yunan televizyonlardan biri Hazar'ın oynadığı dizilerden birini gösteriyordu ve güneyde de izleniyordu bu. Bir Rum kadın bana dedi ki, ‘artık Hazar senin kızın değil, bizim de kızımızdır. O, bu toprakların çocuğudur’. ‘Dedim’ evet, söyleyecek hiçbir sözüm yok. Çünkü zaten Hazar da öyle hisseder”
“İnsandır önemli olan…”
Kıbrıs’ta yaşayan tüm toplumlardan arkadaşları, dostları olduğu hatırlatıldığında Süleyman Ergüçlü, şöyle yanıt veriyor: “Benim için Kıbrıslı, Rum, Almanyalı, Alman, İngiliz, Finlandiyalı fark etmez. İnsandır önemli olan… İnsan. Dolayısıyla evet epey arkadaşım var”
Kahramanlar / Süleyman Ergüçlü
Sen hiç savaştın mı?
Kahraman oldun mu hiç ya da korkak?
Ölüm korkusunu yaşadın mı hiç?
Yanında ölenlere ağladın mı hiç?
Kahraman yoktur savaşlarda
Ölenler ve ölmeyenler vardır
Kaçanlar ve kaçamayanlar vardır
Kaçamayıp savaşmak zorunda kalanlar vardır
Cesaret yoktur savaşlarda
Korku ve yine korku vardır
Ölüm korkusuyla tanışmak vardır
Ve bu nedenle korka korka savaşmak vardır
Galip yoktur savaşlarda
Ölenler ve ölmeyenler vardır
Ölenlere şehit, ölmeyenlere gazi derler
Ancak kahraman yoktur savaşlarda
Korku vardır.
BELGESEL İÇİN TIKLAYIN...