Feminist Atölye (FEMA)

[email protected]

Dominik Cumhuriyeti’ndeki Trujillo diktatörlüğüne karşı duran Mirabal Kız Kardeşlerin öyküsü özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesi veren birçok kadın ile kesişir.  Kız kardeşlerin 25 Kasım 1960 günü diktatörlük askerlerince tecavüze uğraması sonucunda öldürülmesi, baskı ve denetim unsuru olarak kullanılan eril şiddetin somut bir şekilde yaşanmasına neden oldu. Feminist hareket içindeki mihenk taşlarından sayılan olayın yaşandığı gün, Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında  “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edildi.

Kadına yönelik şiddet, kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkilerinden kaynaklanan ve bireyler üzerinde güç ve denetim sağlamaya dönük her türlü eylemi içerir. Fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet gibi genel başlıklar altında tanımlayacağımız şiddet türlerinin her biri ayrımcılık içeren insan hakları ihlallerine zemin hazırlar. Bugüne kadar yapılan birçok araştırmada, kadına yönelik şiddetin, kadınların insan haklarına erişimi ve temel özgürlüklerini kullanmalarını engellediği, onları değersiz kıldığı vurgulanır.

Bu bağlamda şiddete karşı kadınların güçlendirilmesi için devlet tarafından gerekli yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır. Feminist Atölye olarak yürüttüğümüz imza kampanya sonrasında, 25 Kasım 2011 tarihinde 4000 imza eşliğinde meclis başkanı ve yardımcısına sunmuş olduğumuz ve meclis tarafından onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” bu alanda gerçekleştirilmesi gereken birçok hususu düzenler. Sözleşme’nin içeriğinde şiddete maruz kalan kadınların korunması ve güçlendirilmesine dair yapılan saptamalar 23. maddedeki “Sığınaklar” düzenlemesi ile somutlaştırılır. Buna göre devlet, şiddet mağduru olan kadın ve çocukların güvenli konaklamasını sağlamak için yeterli sayıda, uygun ve kolayca ulaşılabilir sığınak hazırlamak için üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Buna ek olarak 24. maddede “Telefonla Yardım Hattı” kurulması gerekir.

Tüm aktarılanlara rağmen KKTC Devleti bu güne değin hiçbir çalışma yapmadı. Ayrıca Devlet’in yapmakla yükümlü olduğu görevleri, kısıtlı imkânları ile yerine getirmeye çalışan Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’na(SROV) da hiçbir yardım yapılmadı. Kıbrıs’ın kuzeyinde görünmez kılınan kadına yönelik şiddet vakalarını Devlet’in görmesi ve gerekli düzenlemeleri yapması yönündeki tüm taleplerimiz sonuçsuz kaldı. Bu sebeple Feminist Atölye olarak, kadına yönelik şiddet vakalarında hayati öneme sahip sığınma evini yaşatmaya çalışan SROV’a destek olmak ve kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.

HADİ HEP BERABER KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI SES ÇIKARALIM!!

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ KAPSAMINDA DAÜ’LÜ ÖĞRENCİLERLE ATÖLYE ÇALIŞMASI GERÇEKLEŞTİRDİK!

Feminist Atölye olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında, 23 Kasım Cuma günü DAÜ’lü öğrencilerle bir araya geldik. Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi şiddet üzerine yaptığımız atölye çalışmasında, fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet türleri ile ilgili yaptığımız egzersizler yanında, şiddetin önlenmesine dair stratejileri çalıştık. Kıbrıs ve Türkiye’de kadına yönelik şiddetin oranları ve sonuçları ile ilgili yaptığımız fikir alışverişinin ardından, şiddetin önlenmesi için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemeler ile ilgili konuştuk.

KADIN SIĞINMAEVİ İÇİN DAYANIŞMA KONSERİ DÜZENLİYORUZ!

30 KASIM 2012

GÖNYELİ BELEDİYESİ KONFERANS SALONU SAAT 19.00

Her yıl olduğu gibi, bu yıl da 25 Kasım, BM Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde, “Kıbrıs’ta Kadına Yönelik Şiddete Dur!” demek için sesimizi yükseltiyoruz. Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan kadınların büyük bir kısmının, dini, dili, ırkı, etnik kökeni, sınıfsal durumu fark etmeksizin maruz kaldığı şiddet biçimlerini KKTC devletinin umursamadığı, kadınların yaşamak zorunda bırakıldığı duygusal, cinsel, fiziksel ve ekonomik şiddete dair hiçbir önlem almadığı bir gerçektir. Geçtiğimiz yıl FEMA olarak düzenlediğimiz imza kampanyası sonucunda KKTC Meclisinden geçen Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesine Dair Sözleşme’nin 23. Maddesinde belirtilen Sığınma Evi açma yükümlülüğünün yanında, şiddete maruz kalan kadın ve çocukların ihtiyaç duyduğu bir dizi önlem ve uygulama KKTC devleti tarafından yerine getirilmemektedir. Çalışma Bakanlığı bünyesinde kurulan Kadın Çalışmaları Dairesi göstermelik bir kurum olmaktan öteye gitmezken, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı tarafından gönüllü çabalarla yürütülen Sığınma Evi’ne ilgili bakanlık, daire ve kurumlar tarafından hiçbir destek verilmemektedir.

Feminist Atölye olarak, SROV tarafından yürütülen Sığınma Evi’ne destek amacıyla bir süredir çeşitli faaliyetler ortaya koymaktayız. Bu çabaların bir parçası olarak 30 Kasım 2012 Cuma günü, saat 19.00’da Gönyeli Belediyesi Konferans Salonu’nda bir Dayanışma Konseri düzenliyoruz. Konser öncesinde Kıbrıs’ta Kadına Yönelik Şiddet ve Sığınma Evi ile ilgili küçük bir bilgilendirmenin yapılacağı bu buluşmaya katılımınız verdiğimiz demokrasi ve adalet mücadelesi adına oldukça kıymetli olacaktır.