Siyaset gerçekten de çok enteresan bir alan…

Mesela Dimitris Hristofyas’ın yaşadıklarına bir bakın!

Tarihte AKEL’in gösterdiği ‘ilk aday’ oldu, Başkanlık seçimini kazandı.

27 üyeli Avrupa Birliği’nin Dönem Başkanlığı gibi önemli ve prestijli bir görevi üstlenme imkanı buldu.

Ama gelin görün ki bu kadar ‘yüksek’ten uçarken, siyaseten ‘dibe vurmuşluğu’ da aynı anda yaşadı!

Çok istemesine rağmen 2013 Şubat seçimleri için aday olamadı.

Ve şimdi de ‘Dönem Başkanı’ olduğu AB’nin Troykası tarafından önüne konulan ‘memorandum’ yüzünden iki arada-bir derede kalakaldı!

**

AB Troykası ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında görüşmeler devam ediyor. AB, mali yardım için Hristofyas hükümetinden ‘acı reçete’ uygulamasını talep ediyor.

AB’nin talepleri konusunda Güney’de tuhaf bir durum hakim… Gelişmeleri yakından izleyen kaynaklara göre Hristofyas başka, Maliye Bakanlığı başka tellerden çalıyor!

Yani kabinenin başı ile ilgili bakanlık arasında ya görüş farklılığı var, ya da ‘iyi polis-kötü polis’ rolü oynuyorlar.

Başkan Hristofyas AB önerilerini kabul etmeyeceğini söylemeye devam ediyor. “Çalışan haklarını 1930’lara, 1940’lara götürmem” diye sert çıkışları var.

Kıbrıs’ta konuşlanan Troyka’nın görüştüğü Maliye Bakanlığı ise ‘uzlaşıya yakınız’ mesajı veriyor.

Siyasi partiler ise ‘memorandum’ konusuna mesafeli durmaya, ‘kömürü ellememeye’ çalışıyorlar.

**

Bu atmosfer içinde çeşitli senaryolar da haliyle gündeme geliyor.

Bunlar arasında en dikkat çekici olanı ise, Dimitris Hristofyas’ın Şubat seçimini beklemeden istifa edeceği iddiası!..

Güneydeki siyaseti yakından izleyen kaynaklara göre senaryonun özeti şöyle:

Aday olamadığı için mutsuz olan Hristofyas, erken seçime yol açmayacak şekilde, 45 günden az bir süre kala Başkanlık görevinden istifa edecek. Bu da 3 Ocak tarihine denk geliyor.

Zaten görev süresi dolmak üzere olan Hristofyas ne diye böyle bir adım atacak?

Senaryoya göre Hristofyas AB’ye rest çekecek, memorandumu imzalamayı reddedecek, istifa kartını oynayıp, topu kendisine vekalet edecek Meclis Başkanı Omiriou’nun ayaklarına yollayacak!

Böylece gerek Mari patlaması ve gerekse ekonomik kriz nedeniyle kamuoyunda yıpranan imajını toparlamayı deneyecek.

Hristofyas’ın aklında böyle bir senaryo var mı gerçekten, belli değil.

Ancak şurası kesin ki, siyaset gerçekten de çok enteresan bir alan…

(Not: Yurtdışında bulunacağım için birkaç gün bu köşede ve ekranda olamayacağım. Görüşmek umuduyla…/S.Ö.)