Çok yaratıcı bir reklamdı doğrusu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın gazetelere servis ettiği:

“Hristofyas yaz 1963’e gönder, üç maaş cebine gelsin...”

***

Esas merağım şu!..

Ki yanıtını, mobil operatörler verebilir anca...

Acaba, “Hristofyas” yazıp, 1963’e gönderen oldu mu,  gerçekten de !..

“Üç maaşı” görünce, espri-ironi- iğneleme falan hak getire, kimileri ‘balıklama’ dalmış olabilir üzerine...

Mümkündür elbette...

***

Çok yaratıcı dedim ya...

Hemen sosyal medyadan geldi yanıtı:

“KTTO yaz, 1974’e gönder, ganimet cebine gelsin”

Mizahın gücü bu işte...

Ve doğrusu, “mizahla” birlikte, bir anlamda “fikir” tartışması bu...

Bir yanda Türkiye’den gelen parayı üleşen ve bunun üzerinden yükselen bir siyasi örgütlenme, kısmen bu paylaşıma dayalı bir sendikal hareket...

Öte yanda ‘ganimet’ üzerinde büyüyen bir sermaye, “Rum’dan kalan” değerleri ya beleşe kapatan yatırımcı takımı, “kredi - ihale oyunları” ve siyasilerle “al gülüm ver gülüm” yaşayan ticaret erbabı...

***

Bu ‘ÇÜRÜMÜŞLÜK’ içinde hepimiz, ektiğimizi biçiyoruz açıkçası...

İş “laf”a ve “lafazanlığa” gelince, kimseyi tutmak mümkün olmuyor tabii...

Ama “yaşam pratiğine” bakınca, “vay be” diyorsunuz, kahreden bir iç çekişle...

***

SİYASİ PARTİLERDE ‘koltuk’ ve ‘konum’ kavgası, en sağından soluna kadar öylesine ağır basıyor ki...

Çok da zaman kalmıyor ilkeyi, haysiyeti, geleceği düşünmeye...

‘Alt etme’ kültürünün üzerine  ‘güvensizlik’ ekleniyor bol kepçe, ‘sevgisizlik’ de yalaş bulaş olunca işin içine, alın size netice...

Siyasetin, çokları için ‘VARLIK SEBEBİ’ bir ‘MESLEĞE’ dönüştüğü günümüzde, kavga “toplumsal dönüşüm” ve “geleceği yaratmaktan” çok “popülizm” üzerine...

***

Kim, ne kadar mal bırakmış, ne kadar almış... Kim ‘beleş’ten ne kadara konmuş.... Kim nasıl, ne kadar hak etmiş.

Bir açıklansa var ya!..

Boş verin Maya takvimini...

Asıl, o zaman izleyin kıyameti...