1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK?
HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK?

HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK?

Belediye çalışanlarının geçtiğimiz gün yaptığı eylem hala tartışılıyor. Bir taraftan, sokaklara çöp döken eylemciler sert dille eleştirilirken, bir taraftan bu eylemler savunuluyor. Ama her durumda yapılan eylem doğru bulunsa da eleştirilse de belki de

A+A-

 

 

Belediye çalışanlarının geçtiğimiz gün yaptığı eylem hala tartışılıyor.

Bir taraftan, sokaklara çöp döken eylemciler sert dille eleştirilirken, bir taraftan bu eylemler savunuluyor.

Ama her durumda yapılan eylem doğru bulunsa da eleştirilse de belki de bugüne kadar yapılan eylemler arasında en fazla dikkat çekip ses getireni oluyor.

Eylem açısından başarılı yani…

Ne kaç kişinin eyleme katıldığı, ne neler söylendiği, ne de kimlerin destek verip vermediği konuşuluyor. Sadece bir anda harabe yerine dönen Lefkoşa’nın ana caddelerinin verdiği şaşkınlık yerleşiyor, Lefkoşalıların hayatına.

Sendika ve siyasi partiler ise utangaç bir izleme halinde.

Bir türlü, geniş bir örgütlülük sergileyemeyen, kendi zümresel hesapları arasında boğulan örgütler bir kez daha şaşırıyor.

Yazık ki, normal yollarla yapılan grev ve eylemler çok uzun zamandır sonuç vermekten uzak.

Sonuç vermek bir yana, dikkat çekmekten uzak.

Böylesi eylemlerle tepki toplayan çalışanlar, belki yanlarına geniş kitleler almakta daha da zorlanacak. Ama gerçek olan ve mutlaka not etmemiz gereken bir şey var ki, bugüne kadar yapılan eylem ve grevlere romantik destek vermenin ötesine geçemediğidir, Lefkoşalıların da toplumun genelinin de.

İşçinin emekçinin hakkı denildi, hükümet eleştirildi ama gerçek anlamda bir toplum uyanmasından, gerçek anlamda bir birliktelikten bahsetmek zor.

Yapılan mitingler, sendika ve siyasi partilerin örgütlerinin ötesine geçemedi.

Onlar da neredeyse zorla geldiler meydana. Geniş bir birliktelik oluşturmak konusundaki düğümleri yine çözemediler.

Sadece bu da değil, sırf Lefkoşa Belediyesi ile ilgili o kadar çok mağduriyet yaşadı ki, Lefkoşalılar.

Şehrin önemli bir bölümünün sularına kanalizasyon karıştı. Sanki normal kaderiymişçesine kalitesiz bir suya tamah eden Lefkoşalılar, çeşmelerden akan lağımın da hesabını soramadı.

Bir yıla yakın bir süredir, hükümetin doğrudan taraf olduğu, bir kurultay malzemesi, bir siyasi koz yaptığı belediye sorunları çığ gibi büyürken de çıkardığımız ses sanırım ortada.

Belediye grevi ve toplanmayan çöpler, kaymakamlığın üstü açık küçük kamyonetlerde çevreyi daha da kirleterek gelişigüzel çöp toplamasıyla tamamen gündemden düştü.

Şimdi kirletilen sokaklar gündem.

Peki, ya Sayıştay raporu?

Anayasayı ihlal ederek önce görevden alıp, sonra dönüşü muhteşem olacak diye geri gönderilen Belediye Başkanı?

Belediye hesaplarındaki şaibeli rakamlar?

En temel görevini yerine getirmeyen devletin sorumlulukları peki?

Sadece bizi ilgilendirmeyen konularda değil, artık doğrudan hayatımızı etkileyen konularda da sessiz bir kabulleniş içindeyiz.

Böyle olunca şimdi dikkat çekmek için her yolu deneyen eylemcileri ne kadar suçlayabiliriz?

Hükümet halkın refahını düşünen polis devlet edasında eylemcilere gözdağı verdi. Bu mudur yönetici olmak, hükümet etmek?

Bu hikaye biraz hırsız ve ev sahibi hikayesine benziyor.

Evden çalınan onca değerin ardından, sürekli ev sahibi suçlanırken, bütün bu değerleri götüren suçluların hiç mi sorumluluğu yoktur?

Hiç mi suçu yoktur hırsızın?

Ya da göz şahitliği eden komşunun?

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 952 defa okunmuştur