Son zamanlarda herkes ısrarla görevinin başında...

Herkes koltuğunda…

Ama sıkı sıkıya tutulan koltuklar, yazık ki memleket adına tek arpa boyu iş yapacak durumda değil.

Lefkoşa Belediyesi aylardır bir kısır döngü içinde büyük bir kriz yaşıyor. Belediye meclisi tüm hamlelere rağmen yine çalışmaz durumda. Çünkü bizzat UBP’li üyeler taş koyuyor, dahil olmak istemiyorlar sürece.

Ama Belediye Başkanı görevinin başında!

Bütün o batık tabloya, bir kentin en korkunç zamanını yaşamasına rağmen, görevinin başında olacağını her fırsatta tekrarlıyor.

Lefkoşa ise, kelimenin tam anlamıyla düşmüş bir kent durumunda.

Başbakan, UBP Genel Başkanı, çalkantılı kurultayın ardından verilen ara emirlerine rağmen görevinin başında!

Her fırsatta, başarısızlığı sadece muhalefet değil, bizzat kendi parti tabanı tarafından dile getirilirken, ısrarla görevinin başında kalmaya devam edeceğini söylüyor.

Hem UBP hem de ülke tarihinin en kötü sürecini yaşıyor.

Kamu Hizmeti Komisyonu, UBP kurultayına kurban edildi. Biri komisyonun sınav müdürü, diğeri komisyon üyesi 2 kişi, Başbakan’ın imzasını sahteledikleri gerekçesiyle gözaltına alındı.

O gözaltına alınanlardan komisyon üyesi Musfata Tokay ise, aradan geçen bu kadar zaman sonrasında, şimdi görevden alındı.

Gerekçe olarak da hakkındaki dava ve sahtekarlık suçlamaları gösteriliyor.

Ne var ki, Mustafa Tokay da görevinin başında!

“Hakkımda ne dava, ne de hüküm vardır” diyor, Tokay ve ısrarla görevinin başında olacağını söylüyor, kendisini görevden alan komisyon başkanının yetkisizliğinden dem vuruyor.

Merak ediyorum;

Lefkoşa Belediyesi’nin bu haliyle görevinin başında olan Cemal Bulutoğulları, bu belediyeye ne yapacak?

Bu kadar zamandır aşamadığı ve kendi yarattığı bu krizi, görevde kalarak, ne zaman ve nasıl aşacak?

Yine merak ediyorum;

Kendi partilisi tarafından aldığı kararların yanlışlığı açıklıkla eleştirilen, parti üyelerin yarısının oyunu alamayan bir Genel Başkan, bu partiyi nasıl toparlayacak?

Israrla görevinin başında olduğunu söyleyen bu Genel Başkan, mahkemenin alacağı ikinci tur kararı sonrasında seçimi kaybederse, ne yapacak?

Mustafa Tokay’ın, Kamu Hizmeti Komisyonu’nu bu kadar şaibe altında bırakan bir olaydan sonra, görevinin başında kalarak, komisyona ve kamuya nasıl bir yarar sağlayabileceğini de merak ediyorum.

Bu koltukların ve görevlerin sahipleri yazık ki, bulundukları yere, ya da topluma bir fayda sağlamak değil, kendi çıkar ve koltuklarını korumak mücadelesi veriyor.

Ve bu mücadele verilirken de kişiler üzerinden bir toplumun hayatı karartılıyor.

21. yüzyılda karanlıklara ve çöplere gömülen bir başkentin izahını kim yapabilir ki?

Ekonomisi çökmüş Güney Kıbrıs haberlerini manşetlerinden ve gündemlerinden indirmeyen devlet ajans ve televizyonu mesela, neden bir kentteki iki ayrı ülke ve medeniyet görüntüsüne de yer vermiyor?

Artık Lefkoşa bölünmüş bir kent olmanın ya da bir kent içinde iki ayrı dünya taşımanın ötesinde, iki ayrı uygarlık görüntüsü veriyor.

Biri yontma taş devrinden!!!

Bir parti memleketi yöneteceğim diyerek, bir toplumun en karamsar ve en kaotik zamanlarını yaşamasına nasıl sebep olabilir?

Ve bu parti nasıl hala hükümette görevimin başındayım, erken seçim istemiyorum diyebilir?