Bugün artık erken seçim kaçınılmazdır. Ülke sorunları birikmiş ve kangren olma yolunda hızla ilerliyor. 

Mevcut hükümet bu sorunlara çare üretemiyor. Aslında üretemiyor değil,  üretmek istemiyor. Sorunları çözme gibi bir niyeti yok. Dahası bu hükümetin sorunları çözme gibi bir vizyonu da bulunmuyor.

Başbakan İrsen Küçük geçen gün bir TV programında “Nisan 2009 seçimlerinde halk 26 Milletvekili ile UBP’yi tek başına iktidara getirdi. Daha sonra bu sayı 24’e düştü, sonra bu 27 olmuş, 30 olmuş farketmez, irade UBP’nin tek başına iktidar olmasıdır ve hala devam ediyor” dedi.

İrsen bey UBP’nin transferlerle ayakta durduğunu kabul ediyor, ama bunun normal olduğunu, iradenin değişmediğini iddia ediyor.

Halk iradesi hiçkimsenin ipoteğinde değil. İrsen bey irade devam ediyor diyor ama buna kendisi de inanmıyor. Kaldı ki 2010 ara seçimlerinde Eroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle eksilen Mağusa milletvekilliği için yapılan seçimi muhalefet kazanmıştı.

Yani tek başına iktidar iradesi daha Haziran 2010’da ortadan kalkmıştı. Ama UBP koalisyon kuracağına, DP’den yaptığı 3 transferle tek başına iktidar olmaya devam etti.

Böylece UBP’nin 2010 kurultayı kazasız atlatıldı. Ardından 2012 kurultayı gündeme geldi. Bu kez kurultay sıkıntısı atlatılamadı. UBP hala kendi içinde debelenmeye devam ediyor. İrsen bey seçilmek için delegeden yeterli oyu almadığı halde başkan olduğunu iddia ediyor.

İrsen bey 2.turdan kaçmak için parti içinde olmadık adımlar atıyor. Bu arada partisini hiçe saydığı yetmiyormuş gibi Meclis’i de hiçe sayarak yine Milletvekili transferi yapıyor. ÖRP ve DGP’nin 3 milletvekili aylardır yolunu gözledikleri UBP’ye nihayet iltihak ettiler.

Böylece İrsen Küçük hem Ankara’yı mutlu etti, hem de parti içindeki rakiplerinin olası nisap sıkıntısını savuşturmuş oldu.

Tam da bu sırada gelen mahkeme kararı İrsen beyin oyununu bozdu. Mahkemenin “10 gün içinde 2.tur” kararı alması sonrasında İrsen bey 2.turdan kaçamayacağını anladı.

Bu defa da devlete 200 kişilik delege yakını isdihdam etmek için harekete geçti. Bu amaçla Maliye’den yetki aldı.

Maliye Bakanı Ersin Tatar konu ile ilgili açıklamasında “2013 yılı içinde toplam 300 isdihdam yetkimiz var, Başbakan bunun 200’ünü şimdi kullanıyor” dedi. Pişkinliğin bu kadarına da pes doğrusu.

Bu ülkenin yasaları yok mu? Bu ülkede işe almalar böyle mi yapılır? Bu ülke muz cumhuriyeti mi? Bu nasıl bir anlayıştır?

Başbakan sanki babasının işine personel alıyormuş gibi istediğini alacak. Hem de istediği kuruma alacak. Buna da kimse karışamayacak, kimse ağzını açıp “durun efendiler, siz ne yapıyorsunuz” diye sormayacak.

Bütün bunların yaşandığı, ülke sorunlarının katlanarak büyüdüğü, hızla kangren olma yolunda ilerlediği bu ülkede UBP hariç herkes erken seçim istediğini söyleyecek, ama bunun için kimse kılını kıpırdatmayacak.

Erken seçim isteyenler artık elini taşın altına koymalıdır. Son transferlerden de belli oldu UBP seçim istemiyor. Öyleyse UBP’yi seçime zorlamak için artık harekete geçme zamanıdır.

Bunun için muhalefetin Meclis’ten çekilmesi ilk adım olur. Muhalefet Meclis çalışmalarını boykot kararı alarak sokağa inmelidir. Sivil toplum örgütleri ve sendikalar da gereğini yaparak sokağa inerse UBP daha fazla direnemez.

Ama muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri birbirlerini iterek değil, birlikte, kolkola yürüyerek yol alabilir. Sorun kim önce başlayacak sorunuysa bunu da fazla uzatmaya gerek yoktur. Siyasi partiler ilk adımı atarak bu sorunun aşılmasını sağlayabilirler.

Erken seçim artık söylemlerde talep olmaktan çıkarılmalı, eylemlerle zorlanmalıdır. Aksi durumda 2013 yılı da ülke için kayıp bir yıl olacaktır.