Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Antigoni Pericleous Papadopoulou, çözüm bulunmadan Kıbrıslı Türklerin AP’de temsil edilemeyeceğini söyledi.

DİKO üyesi Kıbrıslı Rum parlamenter Papadopoulou, kabul edilebilir bir çözüm için Kıbrıslı Türklere ‘Kıbrıslı Rumlarla birlikte çalışma ve Türk ordusunu adadan gönderme’ çağrısı yaptı.

AP Yurttaş Hakları, Adalet ve İçişleri Komisyonu Raportörü ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi Papadopoluou, 2013’ün ‘Yurttaşlık Yılı’ olduğuna dikkati çekerek “AB yurttaşları 20 yıl önce imzalanan Maastricht Antlaşması’ndan kaynaklanan haklarını dahi bilmiyor. Öğrenmelerini istiyoruz” dedi.

Güney Avrupa ülkelerinin ekonomik sorunlardan en fazla etkilenen bölgeler olduğunu ve beyin göçünün hızlandığını kaydeden Papadopoulou, AB’nin ‘daha sosyal’ olmasını istediklerini belirtti.

AP’de Sosyal Demokrat Parti Grup üyesi olan Antigoni Pericleous Papadopoulou, AP’nin Strazburg’daki binasında bulunan EuroparlTV stüdyosunda Kanal SİM ve Yenidüzen’in sorularını yanıtladı.

--

SAMİ ÖZUSLU: Sayın Papadopulou, öncelikle ‘2013 Yurttaşlık Yılı’’ndan söz edelim. Nedir Yurttaşlık Yılı? Bu konuda hazırladığınız raporda neler var?

ANTIOGNI PERICLEOUS PAPADOPOULOU: Avrupa Parlamentosu’nun Yurttaş Hakları Komisyonu Raportörüyüm. Bildiğiniz gibi 2013 ‘Avrupa Yurttaşlık Yılı’ olarak ilan edildi. 2014 Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu için seçime gidilecek. Komitemizin hazırladığı rapor bu açıdan da çok önemlidir. Çünkü Avrupa Birliği yurttaşlarının, 20 yıl önce imzalanan Maastricht Antlaşması ile elde ettikleri hakların farkında olmadıklarını gördük. AB Yurttaşlığının 20’nci yıldönümüne girmeye hazırlanırken, AB yurttaşlarına haklarının ne olduğu sorulduğunda, bunu bilmiyorlar. Geçmiş birçok Eurobarometer araştırmasında, AB yurttaşlarının haklarının ve çıkarlarının farkında olmadıkları belirlenmiştir. İşte bizim hazırladığımız raporun öncelikli amacı da, AB yurttaşlık haklarının farkedilmesini sağlamaktır. İkincisi de, Brüksel ve Strazburg’da olup bitenlerle ilgili AB yurttaşlarının katılımcılığını artırmayı hedefliyoruz. İnsanlar çoğu zaman özellikle ekonomik kriz nedeniyle ortaya çıkan işsizlik, gelirlerin azalması gibi olumsuz sonuçlardan dolayı şikayet ediyor. Portekiz, İspanya, Malta, Kıbrıs, İtalya ve Güney Fransa gibi Güney Avrupa ülkelerinde yaşayan insanlar, ekonomik krizden en fazla etkilenen kesimi oluşturuyor. Çünkü bilim insanları ve diğer yetişmiş insanlar bu ülkelerde kalamıyor, işsizlik yüzünden ülkelerinden kaçııp Almanya, İngiltere ya da Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmek zorunda kalıyor. Buna ‘beyin göçü’ diyoruz. Kaliteli insanlarını ülkede tutamayan ülkeler, bilim ve teknoloji alanında gelişemiyor, böylece iş imkanları çoğalamıyor. Yurttaş Hakları Komisyonu’nun hazırladığı rapor tam da bu konulara ilişkindir.

SAMİ ÖZUSLU: Bu duruma yol açan temel unsur ekonomik dengesizlik olsa gerek. Bu dengesizliğin giderilmesi için ne yapmak lazım?

ANTIOGNI PERICLEOUS PAPADOPOULOU: Bu konuda çok ciddi tartışmalar yapıyoruz. AB’nin 2014-2020 bütçesi çerçevesinde önlemler alınması gerekiyor. Zira Güney Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede işsizlik oranı yüzde 40, hatta 50’lere kadar çıkıyor. Bu yüzden Troyka’nın sadece istikar önlemleri almasını yeterli bulmuyoruz. Zira bu önlemler kalkınma sağlamaz. Gelişimin önünü açmak için genç nesillere iş imkanı sağlayacak, bilimsel ve teknolojik gelişimi artıracak önlemler gerekir. AB’nin uzun vadeli bütçesinin ‘daha sosyal bir Avrupa’ hedeflemesine bu yüzden çok önem veriyoruz. Avrupa Birliği Kuzey, Güney ya da Orta Avrupa olduğuna bakmaksızın bütün üyelerine yardımcı olmalıdır. Gelişimi sağlayacak çevreye uyumlu yeşil ekonomi ve araştırma ile bilime yatırım istiyoruz.

AB’nin uzun dönemli bütçesinde sadece iyi yönetimden değil, aynı zamanda daha ‘sosyal yönetim’den söz edilmesini talep ediyoruz. Hazırladığımız raporda AB yurttaşlarının haklarının farkına varmasını istiyoruz. Her yurttaşın AB sınırları içinde özgür dolaşım, yerleşim ve çalışma hakkı vardır. AB içinde bu hakkı önleyecek hiçbir engel, hiçbir sınır yoktur. Bunun yanısıra AB yurttaşları, gittikleri ‘üçüncü ülkeler’de de herhangi bir AB ülkesi büyükelçiliğine ya da temsilciliğine başvurarak yardım talebinde bulunabilir. Yine AB yurttaşları, herhangi bir AB kuruluşuyla yaşadığı sorun karşısında AB Ombudsmanı’na başvurma hakkına sahiptir. Her AB yurttaşı Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılabilir. Bu çok önemlidir. Çünkü bizler AB yurttaşları olarak Avrupa Parlamentosu’na temsilcilerimizi seçmek veya aday olmak hakkına sahibiz.

Bunların ötesinde, AB genelinde 1 milyon imza toplayan herhangi bir inisiyatif Avrupa Parlamentosu’na veya Ombudsman’a başvuruda bulunup ‘karar’ alınmasını talep edebilir.

Devam edecek…

(YARIN: Kıbrıslı Türkler ne yapmalı?)