Başbakan İrsen Küçük dün akşam saatlerinde ilginç bir açıklama yaptı.

Mahkeme sürecinde konuşmama kararı alan Ahmet Kaşif’in suskunluğunu bozup Küçük’e hodri meydan çekmesinin ardından, Başbakan sert bir yanıt verdi, Kaşif’e.

“…Sn Kaşif’in mahkeme sürecine saygılı olmasını önemle salık veririm…” diyen Başbakan bakın neler söylüyor;

“…Şahsımı, mahkemeyi bırakarak, yeniden seçime çağıran Sn Kaşif, kanımca haddini aşan gereksiz bir tavrın acizliği içine düşmüştür… UBP’yi çaresiz, güçsüz, başsız gösterme gayreti içinde olanlar, tercih ettikleri yol ve süreci yargıya saygı gereği sabırla beklemelidirler…”

Açıklamanın ilginç tarafı kendi içinde ağır bir ironi taşımasından...

Çünkü Kaşif’i mahkeme sürecine saygılı olmaya çağıran Başbakan en büyük saygısızlığı yapıyor, mahkemeye.

Bugüne kadar mahkeme kararını hiç dikkate almadan defalarca açıklama yapan Başbakan’ın bizzat kendisi.

Mahkemeye gözdağı verircesine, kararını adaletli bulmadığını ve istinafa gideceğini açıklayan da Başbakan’ın kendisi.

Ama bu da yetmiyor, bu açıklamayı da UBP’den Genel Başkan imzasıyla servis ediyor, İrsen Küçük.

Devletin haber ajansı da Genel Başkan adıyla yayınlıyor haberini.

Oysa mahkeme bir ara emri vermiş ve İrsen Küçük’ün Genel Başkanlık yetkilerini durdurmuştu. Yani bu sıfatları kullanmaktan men etmişti, Başbakanı.

Konuyla ilgili yorum yapan hukukçular ise, Başbakan’ın, “mahkeme kararı Genel Başkanlık sıfatıma halel getirmemiştir ve kararı adaletli bulmuyorum” açıklamasını saygısızlık olarak yorumlamış, Başbakan’ın bu tavrıyla suç işlediğini söylemişti.

Belli ki Başbakan ne mahkemeyi de hukukçuları takıyor.

Bir tarafı saygıya davet ederken bile en büyük saygısızlığı yapıyor.

Mahkeme bir ara emri verdi. Bununla ilgili istinafa gidildi. Ama bunun ötesine geçip mahkemeyi kaale almaz edasında her gün farklı şeyler yapıp söylemek bir Başbakan’a ne kadar yakışır.

Bu kaçıncı saygısızlıktır?

Bir ülkede adalete ve hukuka saygı duymamanın ötesi nedir?

UBP içindeki çekişmelerde kimin ne kazanacağı, kurultayda kimin kaç oy alacağı partilileri ilgilendirir.

Ama aylardır bir genel seçim havasında, ,istihdamlarla, vaatlerle, türlü skandallarla ve kapışmalarla bütün gündem dondurulur, bir belediye krizi bile kurultaya endekslenirse, bu, toplumun tamamını ilgilendirir.

Bir Başbakan yargıya saygısızlık yaparsa, bunu tekrarlarsa, bu varsa eğer, devleti ilgilendirir.

Umarım gerek kararı alan Kaza Mahkemesi, gerek ise istinafı değerlendirecek Yüksek Mahkeme artık böylesi umarsız tavırlara yönelik bir tavır geliştirir.

Eğer söz konusu karar bir Genel Başkan’ın sıfatı ve yetkileri ile ilgiliyse, mahkeme, verdiği kararın bunu içerdiğini düşünüyorsa, bir tavır koymalıdır.

Haddimi aşmak kesinlikle istemem ama ardı ardına tekrarlanan böylesi tavırların da artık bir karşılığının olması gerekiyor.