Beklentiler ve umutlar yüksek olunca, yaşanan hayal kırıklıkları şiddetli olur. Tıpkı dün güney tarafta yapılan KOP-KTFF buluşmasında olduğu gibi.

Sabahın erken saatlerinde yirmi spor yazarı arkadaşımla birlikte güneyin yolunu tuttuk. Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) lokalinde gerçekleşecek toplantıyı takip etmek ve belki de bu toplantı sonucunda ortaya çıkacak, özellikle Kıbrıs Türk futbolunun üçüncü ülkelerle maç yapabilme konusunda, bir çıkış yolu bulunabilir mi diye merak ediyorduk.

Oraya vardığımızda, saat 08.45’i gösteriyordu. Görüşme saat 09.00’da başladı ve bir saat on beş dakika sürdü. Her yeni bir başlangıç, yeni umutları da beraberinde getirir. Ancak şahsi görüşüm bu toplantılardan bir sonuç çıkacağına inanmıyorum.

Sadece, KOP’un kabul ettiği oranda, FIFA üzerinde izin alarak maç yapabileceğimize inanıyorum. Çünkü bir ülkede FIFA tarafından tanınan bir federasyon varsa, ikinci bir federasyonun tanınma gibi bir umudu olamaz. O nedenle, Rum tarafı elindeki bu olanağı bizlerle bir anlaşma olmadığı sürece paylaşmayacaktır.

Dünkü toplantı sonrasında yaşananlar bunun en belirgin örneğidir. Toplantı sonrasındaki “sözüm ona” basın toplantısı, tam bir fiyasko idi. 

Toplantının mahiyeti hakkında tam olarak bilgilendirilmememize rağmen, yine de spor yazarları arkadaşlarımla, umut ve inanç taşıyarak, bu toplantıya katıldık.

Ancak karşılaştığımız manzara beklentilerimize yanıt verecek nitelikte değildi. Bir saat on beş dakikanın sonunda, hiç olmazsa, bu kadar basın ordusunun katılmış olması göz önünde bulundurularak, daha ciddi ve daha organize bir davranış içerisinde olmalarını bekliyordum.

Ne var ki, sonuç tam bir hayal kırıklığı. Gerek Rum Federasyon başkanının tavrı ve kıyafeti, gerekse basının ilgisine göstermiş olduğu davranış hiç de hoş değildi.

Belli ki bu toplantı, Champagne’nin girişimi sonucunda lütfen yapılmıştır. Sırf millet alışverişte görsün diye yapılan bir toplantı kanaati oluştu bende.

Türk tarafı olarak bizler bu toplantıya, gerek federasyon yetkilileri, gerekse basın olarak gerekli ciddiyet gösterirken, karşı tarafın özellikle başkanından tutun da federasyon lokalindeki yetkililerin, bizlere göstermiş oldukları davranış hiç de kabul edilebilecek bir davranış şekli değildi.

Bir kere bir başkan, böyle bir toplantıya, kot pantolon, spor ayakkabı ve elinde naylon poşet ile gelmez. Basın karşısına bir başkan olarak bu şekilde çıkılmaz. Bu tavrı, toplantıyı ciddiye almadığının bir göstergesidir.

Üstelik binada toplantı salonu varken, federasyonun çıkış kapısı önünde, ayaküstü ve sadece iki soruya yanıt vereceğim demesi, bir başka ciddiyetsizlikti.

Belli ki bu toplantının onlar açısından hiç önemi yoktur. Sadece, sohbet şeklinde geçen bir toplantı havası estirmeye çalışılmıştır. Senin dış ülkelerle maç yapamamak gibi bir sorunun varmış hiç umurlarında değil. Olmalarını beklemek de saflık olur zaten. Dünyanın tanıdığı bir federasyon olarak, bizleri kale almadıkları apaçık ortadadır.

Simdi 17 Ocak’ta KTFF’de tekrardan görüşeceklermiş. Bu sorunları iki ay içerisinde çözeceklermiş. Ben onların bu tavrını gördükten sonra hiçbir vaatlerine inanmıyorum. Umarım yanılırım.